KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, Dışişleri Bakanlığımızın çok kıymetli bürokratları, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bugün Plan ve Bütçe Komisyonumuzda Dışişleri Bakanlığımızın bütçesini görüşüyoruz. Bütçe üzerine söylenenler üzerinde durmayacağım. Sayın Bakanın yaptığı sunum ve bizlere takdim ettiği, Bakanlığımızın, üzerinde de "2019 Yılına Girerken Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminde Girişimci ve İnsani Dış Politikamız" başlıklı kitapçığın üzerinden ve Bakanlığın genel birkaç konusu üzerinden sözlerimi sürdürmek istiyorum.

Tabii, dış politikamızın tutarlı ve süreklilik arz etmesi gerektiği, millî olması gerektiği, ekonomik, sosyal çıkarlarımızı koruyan, kollayan bir politika olması gerektiği, bir devlet politikası olması gerektiği, herhangi bir hükûmetin siyasi amaçlarına hizmet eden değil, devletin çıkar ve menfaatlerine hizmet eder bir politika olması gerektiği, belirli bir mezhep veya inanç temelli değil, herkese eşit mesafede ama barışçıl olması gerektiği, tarafsız, adil ve akılcı olması gerektiğini hep söylüyoruz, iç politikanın da alet olmaması gerektiğini söylüyoruz.

Sayın Bakanım, yaşadığım için biliyorum yani tecrübe ettiğim için biliyorum. Örneğin Bulgaristan'da "Hak ve Özgürlükler Hareketi"ni biliyorsunuz, bir siyasi parti. Bu siyasi parti, 1990 yılında totaliter rejime karşı oradaki soydaşlarımızın mücadelesiyle kurulmuş, önce yeraltında kurulmuş, sonra legal hâle gelmiş ve oradaki soydaşlarımızın hak ve çıkarlarını bugünlere kadar sürekli gözeten bir parti. Ancak şahit olduğum bir şey ki Bulgaristan'daki Sofya Büyükelçiliğimizin ve Türkiye'de Hükûmetin ya da siyasi partilerin, özellikle AK PARTİ'nin, başka siyasi bir partiye, Bulgaristan'da oluşturulmak istenilen "Dost" adı altında bir partiye açıktan yoğun bir destek çabasıyla orada millî bir politika, bir devlet politikası olmasından ziyade iç politikaya alet edilen bir politika izlendi. Buna şahit olduğum için üzülerek söylemek istiyorum, orada herhangi bir siyasi partinin güdümünde değil, oradaki millî menfaatlerimizi, çıkarlarımızı gözeten bir yaklaşım içerisinde olmanın ve oradaki yegâne ve en güçlü siyasi parti konumunda olan Hak ve Özgürlükler Hareketine karşı böyle bir çabanın doğru olmadığını belirtmek istiyorum.

Sayın Bakanım, bir Avrupa ordusu, biliyorsunuz, Avrupa Birliği ordusu, 23 üyenin de imza attığı bir Avrupa Birliği ordusu var. Bu konuda ben çok detaylı bilgi alamadım. Kitapçığı inceledim gerçi, gözümden kaçmış olabilir, belki vardır ama bulamadım varsa da. Bu konuda dış politikamızın, politikalarımızın ne olması gerektiği konusunda sizin de düşüncelerinizi almak istiyorum. Tabii, bu kapsamda şunu da belirtmek istiyorum: Bu PESCO 27 ülkenin -ki Avrupa ülkesi Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çekya, Hırvatistan, bunun içerisinde Fransa, Almanya da var, birçok ülkenin- katıldığı ve savunmaya ilişkin yatırımların düzenlenmesi için bağlayıcı ve kapsayıcı bir hukuki çerçeve olduğu belirtilen PESCO'ya, Avrupa Birliği toprakları ve vatandaşlarını korumak olarak tanımlanmış PESCO'ya karşı Trump'ın da bir açıklaması var Macron'a yönelik: "Macron, Avrupa'yı ABD, Çin ve Rusya'dan korumak için kendi ordusunu kurmayı öneriyor fakat Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'nda olan Almanya'ydı. Bu, Fransa açısından nasıl gelişmişti? ABD gelmeden önce Paris'te Almanca öğrenmeye başlıyorlardı." gibi ifadeler kullandı. Burada bizim dış politika çerçevemiz nedir, yaklaşımımız nedir? Bu PESCO'ya katılım veya katılmak veya katılmamak; duruşumuz nedir? Bu konuda bizleri bilgilendirirseniz memnun olacağım.

Bir üçüncü konum ise -zamanım var, yeterli olur sanıyorum- Sayın Bakanım, sabahki oturumda sizi üzen, biliyorum, rahatsız eden belki ama yanlış anladığınız, Bakanlığımızın bürokrasisine, bürokratlarına ve çok kıymetli büyük elçilerimize, bütün bürokrat arkadaşlarımıza veya sizin Bakanlık ekibinize yönelik herhangi bir eleştiri yoktu, asla böyle bir şey yok. Bugüne kadar devletin politikasını en iyi şekilde yürüten bir kadronuz var. Bundan bir şeyimiz yok ama ben de aynı konuya vurgu yapmak istiyorum.

Bakın, 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi var. Bu kararnamenin 22'nci maddesi ve arkasından 26'ncı maddesiyle "Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu" diye bir kurulun oluşturulması sağlanmış durumda. Bu maddeyi okumak istiyorum: "(1) Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulunun görev ve yetkileri şunlardır:

a) Türkiye'nin uluslararası ilişkilerine yönelik politika önerileri oluşturmak,

b) Bölgesel etkinliği artırmaya yönelik politika önerileri oluşturmak,

c) Bölgesel sorunlara çözüm önerileri geliştirmek,

ç) Küresel gelişmeleri analiz ederek raporlamak,

d) Değişen güvenlik ortamını analiz ederek, tehditlere, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının yasadışı faaliyetlere karşı korunması, güvenliğinin sağlanması, ülke içinde ve uluslararası alanda işbirliğinin geliştirilmesi ile sınır yönetimine ilişkin güvenlik politika önerileri geliştirmek,

e) Türkiye'nin göç politika ve stratejilerini belirlemek..." Geçiyorum o maddeyi.

"f) Afet ve acil durum halleri ile ilgili önleme, müdahale ve iyileştirme konularında politika önerileri geliştirmek,

Sivil havacılık, siber güvenlik, karayolu, demiryolu ve havayolu trafik güvenliği ile ilgili politika önerileri geliştirmek." gibi hem dış politika hem güvenlikle ilgili görev, yetki ve sorumluluklar tanımlanmış. Gayet güzel.

Şimdi, daha önce bu görev, yetki ve sorumluluklar neredeydi Sayın Bakanım, kimdeydi? Bu kurul olmadan önce, bu kurul yok iken Dışişleri Bakanlığımızın görev, yetki ve sorumlulukları neydi? Bu alanla çatışan, çakışan sorumluluk alanlarınız var mı, görev ve yetkileriniz var mı? Yoksa saygı duyarım. Eğer "Bunlar Dışişleri Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluk alanlarına girmiyordu, şu anda da kurulda, zaten bizim sorumluluk alanımız değildi." diyorsanız diyecek bir şeyim yok ama bu yetkileri, bu görev, yetki ve sorumlulukları sizin Bakanlığınızdan, görev yetki ve sorumluluklarınızdan alınmış ve kurula verilmiş bir alan var mıdır yoksa bunları daha önce kim yapıyordu? Bu konuda Bakanlar Kurulunun yetkisi vardı burada daha önce, biliyorum. Bakanlar Kurulunun o yetkisi de tabii ki dış politikayı öneren Dışişleri Bakanlığı olduğu için o politikayı Bakanlar Kurulu kararıyla belki uyguluyordunuz ama şu anda böyle bir kurul var. Yani bu kurul -Sayın Kuşoğlu sabahki söyleminde "iki başlılık" derken- bir dış politika kurulu ve Dışişleri Bakanlığıyla arasında bu anlamda bir çelişki sizce yok mudur? Nasıl bu konuda çalışma programını izliyorsunuz?

Ben, 2019 yılı bütçesinin Dışişleri Bakanlığımıza ve tabii ki devletimize, vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Sizin başarınız, bizim ülkemizin, milletimizin, vatanımızın bağımsızlık ve özgürlüğü adına ve gerek içeride ve gerek dışarıda barışın tesisi anlamında hepimizin başarısı olacaktır. Bunu yürekten dileyerek söylüyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Teşekkür ederim.