KOMİSYON KONUŞMASI

TACETTİN BAYIR (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle Recep Bey'e teşekkür ederim açıklamalarından dolayı yalnız burada çelişkili bulduğum bazı şeyleri ifade etmek istiyorum. Bize getirilen şey Türkiye Odalar Birliği Kanunu değişikliğiyle alakalı ama verilen örnekler genellikle Seçim Kanunu ya da seçim kuruluyla ilgili örnekler. Her ne kadar iç içe görülse de az önce konuşan Yasin arkadaşımın ifade ettiği gibi katıldığım yer var, katılmadığım yer var; bunu açıklamam lazım müsaade ederseniz.

Memurların atanmış olmasından kaynaklı görevlerine geri dönmesi ile bu kararı verecek olan buradaki milletvekillerinin yine bir yere belediye başkanlığına aday olmak için ayrılıp tekrar Meclise döndüğümüzü de bir hatırlatmak isterim yani milletvekilleri bu yasayı aslında çiğniyor anlamı çıkıyor buradan ama bizler seçilmişiz, tekrar bir yere seçilmek için milletvekilliğinden istifa etmeden gidip belediye başkan adayı olabiliyorsunuz, seçilemezseniz geriye dönüp milletvekilliğinize devam ediyorsunuz. Şimdi, yasayı çıkaran biz milletvekilleri bu hakkı kendimizde görürken başkalarına bunu yasaklamamız çok mantıklı değil seçimle gelenler açısından yani bir milletvekili olarak bunu etik ve ahlaki bulmuyorum ve burada bunu savunamayacağımın nedeni de bence budur.

Ben şöyle düşünüyorum: Yani bunun bir talimatla ya da başka bir biçimde önümüze getirilmesi bile bir tek maddenin ardından yaşanması muhtemel bazı tehlikelere sadece dikkat çekmek istiyorum ve bu anlamda ana muhalefet partisi olarak iktidarı uyarma görevimizi yapmak istiyorum.

Bu konu aslında temelde, özerk olması gereken kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının Anayasa'dan aldıkları yetki ve görevlerle birlikte düşünülmelidir. Hukuk devleti seçme seçilme hakkının eşitliği, kurumların içine siyasetin günlük çıkarlarının nüfuz etmemesi üzerinden tartışılmalıdır. Teklife dair TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu'nun demeci gerçekten ilginç yani "Kurumların özerkliği ve yasal statüleri, kendilerini yönetme imkânları üzerinden de tartışılmalıdır." diyor Sayın Hisarcıklıoğlu. Bugüne kadar on dört yıldır mevcut iktidarla paralel biçimde hareket eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı, Sayın Recep Özel, sizin getirmiş olduğunuz bu yasa teklifine karşı çıkıyorlar; ben bunu anlamakta zorlanıyorum doğrusu çünkü olay kendilerini ilgilendiriyor, kendi iç tüzüğü gibi. Diyor ki Sayın Hisarcıklıoğlu: "Oda, borsa, birlik başkanlığı görevimiz ile siyaset arasındaki ayrım kesin bir çizgiyle belirlenmiş durumda. Bu çizgi bir defa delinirse temsil ettiğimiz kurumların günlük siyasete nüfuz etmesi söz konusu olur ki bundan da en fazla bizlere bu görevleri emanet eden üretici, tüccar ve sanayicilerimiz zarar görür." Devam ediyor "Bu camiada görev üstlenmek ile siyasette yer almak arasındaki kesin çizgi aynen korunmalıdır." diyor Hisarcıklıoğlu. Biz kanun teklifine sadece Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği özelinde yaklaşmıyoruz, sayısı 20'yi bulan tüm kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yetki ve görevleri, yönetim organlarının oluşumu, istifaları, görevlerine geri dönme olanakları açısından tutarlı, eşit ve adil yaklaşılması gerektiğini savunuyoruz. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının arasında tutarsızlık, eşitsizlik, dengesizlik yaratılmamalıdır diye düşünüyoruz. Yani Cumhuriyet Halk Partisi kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kendi kanununda tanımlanmış organların göreve gelme, görevden ayrılma süreçlerine dair kıstaslarının diğer bir kuruluş için de geçerli olması gerektiğine, başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görevden ayrılma, istifa ve göreve geri gelme süreçlerindeki herhangi bir değişikliğin ilkesel olarak diğer kurumlarda da uygulanması gerektiğine inanmaktayız. Yargı ve adaletle ilgili görev üstlenen kurumların bunun dışında bırakılması gerekmekte olduğunu düşünüyoruz yani Barolar Birliği gibi veya yargı kurumları gibi. Aksi hâlde tam da bu teklifte olduğu gibi adrese teslim bir kanun maddesiyle karşı karşıya kalmış oluruz ki bu bizi içinden çıkılmaz bir hâle getirir.

Bakın, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını size sayayım: Türk Dişhekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Türkiye Bankalar Birliği, Barolar Birliği, Değerleme Uzmanları Birliği, Katılım Bankaları Birliği, Noterler Birliği, Odalar ve Borsalar Birliği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği, Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği, Seyahat Acenteleri Birliği, Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği, Tohumcular Birliği, Ziraat Odaları Birliği, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği ve Turist Rehberleri Birliği. Şimdi, 20'ye yakın olan bu kurumların arasından bir tanesini cımbızla alarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğini yani ticaret borsası, ticaret odası, sanayi odasını bünyesinde bulunduran, Türkiye'deki sanayici ve esnaf kitlesinin en yoğun olduğu, en büyük olduğu böylesine bir gücün içine farklı bir şey katıyoruz ama bunları onlardan ayrı tutuyoruz. Peki, yarın bunlardan böyle bir talep gelirse "Niye sadece Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine bu yetkiyi verdiniz; eczacılar odasına niye vermiyorsunuz?" diye. Yani yarın eczacılar odası başkanı milletvekili adayı olmak isterse, belediye başkanı adayı olmak isterse kaybetmesi durumunda niye geri dönemiyor? Burada bir eşitsizlik olduğunu düşünüyoruz yani bunu eğer ele alacaksak bu kapsamı genişleterek ele almamız gerektiğinin daha adil olduğunu düşünüyoruz. Seçimler öncesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği içindeki siyasetten özerk yönetim yapılanması hedefi bu son dakika müdahalesiyle boşa çıkmamalıdır. Konu hakkında açıklama yapan TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu da siyasetten özerk alanına müdahale olarak tanımladığı TOBB'un iç yapısının bu yasadan zarar göreceğini düşünmektedir. Doğrusu bu konuda ciddi endişelerimiz var yani ortada rivayete göre bir yerlerden aday olması düşünülen Rifat Bey, İzmir'den aday gösterilmesi düşünülen Mahmut Bey için adrese hazır hazırlanmış bir yasa gibi görülmesine rağmen bir gün önce hem İzmir'de Ticaret Odası Başkanı Mahmut Bey'in hem Ankara'da TOBB Başkanı Rifat Bey'in bu açıklamaları yapması benim kafamda ciddi soru işaretleri oluşturuyor yani bu konuda tatmin olamadığımı ifade etmeliyim yani bir oyun içerisinde oyunmuş gibi algılıyorum bunu. Ama her şeye rağmen diyoruz ki: Biz bu oyunda varız yani şöyle varız: Sizin bu teklifinize direkt karşı çıkmayacağız Cumhuriyet Halk Partisi olarak ama bunun genişletilmesini, genişletilmesi için gerekiyorsa yeni bir öneriyi içine katarak, diğer kurumların da fikrini alarak yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca diğer kurumların yönetim kurumları ile TOBB arasındaki milletvekili ve yerel seçim adayı olma veya seçilmeme hâllerinde görevine geri dönememek açısından anayasal eşitlik ilkesine ters düştüğünüzü ifade etmeliyim. Bununla ilgili 1995 yılında mevcut Anayasa'da yapılan bir değişikle diyor ki değişiklik 23/7/1995 4121'e 13'üncü madde: "Bu meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının organlarının seçimlerine siyasi partiler aday gösteremezler." Yani bizler siyasi parti olarak oraya aday gösteremiyoruz ama oradan alıp partinin adayı olarak belediye başkanı adayı gösterebiliyoruz ve göreve geri dönüyor. Bu çelişmiyor mu Sayın Elitaş birbiriyle sizce? Ben bunu yakaladım ama yani bana çok garip geldi bu. Sonrasında bir gol yememek adına bu uyarı görevimizi Cumhuriyet Halk Partisi olarak sizlere yapmak istiyoruz.

Teşekkür ederim.