| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)İçişleri Bakanlığı b)Emniyet Genel Müdürlüğü c)Jandarma Genel Komutanlığı ç)Sahil Güvenlik Komutanlığı d)Göç İdaresi Genel Müdürlüğü e)Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı f)Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .11.2018 |
TUMA ÇELİK (Mardin) - Merhaba.
Ben bu ülkenin şu anda yürürlükte olan yasal çerçevesinde burada bulunan herkes gibi seçilen bir milletvekiliyim. Dolayısıyla şu anda yasaların bir milletvekiline yüklediği bütün yükümlülükleri yerine getirmeye çalışıyorum. Bir milletvekilinin yüklendiği bütün yükümlülükleri yerine getirirken herkesin de bana sağlanan bütün haklara saygı göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Lakin şu andaki pratikte maalesef devletin memurları ve özellikle İçişleri Bakanlığına bağlı memurlar, vali, kaymakam, emniyet müdürü ve hepsi saygısız ve kanunsuz bir şekilde bize bir yaklaşım gösteriyorlar. Bir örnek vereyim: İstanbul'da Cağaloğlu'nda bulunan İran Konsolosluğu önünde bir basın açıklaması yapmak istedik. O basın açıklamasını yaparken adını bilmediğim, özellikle sordum ama cevap da vermedi, hakaretvari bir şekilde bana bağırdı, bir örnek. Sadece bir tane örnek olsa sorun değil. 4 Kasımda Edirne Cezaevi önünde bir basın açıklaması yaptık. Edirne Emniyet Müdürü olduğunu söyleyen bir zat gelip hepimize saldırdı, orada bulunan bütün arkadaşlarımıza saldırdı, ben ve diğer 3 milletvekili arkadaşımız dâhil. Evet, her şeyden önce bu yaklaşımın sadece memurlardan kaynaklandığı ben düşünmüyorum. Çünkü bu yaklaşım biraz önce Sayın Bakanın da dile getirdiği gibi, bir vekile, halkın oylarıyla seçilmiş ve buraya gelmiş bir vekile "Sen görürsün." diye hitap ederse, öyle bir yaklaşım gösterirse memurların da böyle bir yaklaşım içerisinde bulunmaları gayet doğaldır. Cumhurbaşkanı dâhil...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Öyle değil.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Bana söylediniz, ben gördüm.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Yani şimdi, şu andaki yaklaşımınız bile aynı şeyi gösteriyor.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Sen yalan söyleyeceksin, ben de bir şey demeyeceğim öyle mi?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Bana söylediniz bana, az önce...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Sadece şunu söyledim, ki söylemeye devam ediyorum: Bu ülkenin bir vatandaşı olarak "Muhalifler öldürüldü." diyemezsiniz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Ben gördüm, beni...
TUMA ÇELİK (Mardin) - Başkan, şu anda Bakanın müdahale etme hakkı yok, niye kesmiyorsunuz?
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
Sayın Vekilim, siz devam edin.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Şu anda tam da ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Şu andaki Hükûmet, şu andaki iktidar, halkın oylarıyla seçilmiş, buraya gelmiş insanlara saygı göstermiyor, bu bir saygısızlıktır. Halkın oylarıyla gelen bir insanız biz. Ben sizin gibi düşünmek zorunda değilim. Türkiye Cumhuriyeti'nin bana verdiği hakkı kullanarak ben buraya geldim. Eğer benim bir suç işlediğimi düşünüyorsanız mahkeme açarsınız, karar alırsınız, ondan sonra beni susturursunuz. Benim kimliğim sizin "ilahi irade" dediğiniz, sizin "ilahi" dediğiniz irade...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - "İnşallah." diyorlar da...
TUMA ÇELİK (Mardin) - İzin verir misin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - "İnşallah" diyorlar da.
TUMA ÇELİK (Mardin) - İşte bakın, bu kadar tahammülsüzsünüz.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen müdahil olmayın.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Neye tahammülsüzüz?
TUMA ÇELİK (Mardin) - Ve benim kimliğimi burada hiç kimsenin sorgulamak hakkı ve haddi değildir. (Komisyon sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
Ben bu dünyaya bir Süryani olarak geldim; bir Türk'ün, bir Kürt'ün, bir Arap'ın geldiği gibi ve ben böyleyim.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Konuyu saptırma.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Konuyu saptırmıyorum. Sizin gibi düşünmek zorunda değilim. (Komisyon sıralarından gürültüler) Ben, benim öğrendiğim bilgi çerçevesinde düşünüyorum ve siz buna saygı göstermek zorundasınız. Bu ülke eğer bir ülkeyse, bu ülke eğer bir ülkeyse... (Komisyon sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
Susar mısınız, susar mısınız?
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Niye bağırıyorsun, bizi mi korkutacaksın.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Bağırma, haddini bil.
BAŞKAN - Arkadaşlar lütfen... Arkadaşlar, müdahil olmayın.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Ya haddimi bildirsenize.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Bağırma.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Sus, sıran geldiği zaman konuşursun.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Tamam da niye bağırıyorsun sen.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Önce dinlemeyi öğreneceksin.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sen de bağırmamayı öğren.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Dinlemeyi öğren.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sen bağırıyorsun.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Sen bastırmaya çalışıyorsun. Benim en az senin kadar sesim olduğunu göstermeye çalışıyorum.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Benim de sesim var.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Dinle o zaman.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sus o zaman.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Dinle, susmayacağım, dinle.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Nasıl sus dersiniz siz ya.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, müdahil olmayın.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Bakın, Türkiye'de...
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Siz de bağırmayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sen de bağırma.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Ya zamanımı öldürüyorlar, durdursanıza.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, müdahil olmayın.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Bakın, Türkiye sizin çokça söylemekten haz aldığınız bir söylem yüzünden şu anda çok ciddi bir sorun yaşıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TUMA ÇELİK (Mardin) - "Bölücü" diyorsunuz ya işte esas bölücülüğü siz yapıyorsunuz. (Komisyon sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Lütfen toparlayın Sayın Vekilim.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Bitiriyorum.
Ben bu ülkenin herkes gibi bir vatandaşıyım ve şu anda yürürlükte olan yasalar çerçevesinde bir milletvekiliyim, diğer arkadaşlarım gibi ve siz düşüncelerimizi beğenmeyebilirsiniz...
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Sen mağdur edebiyatı yapıyorsun. Mağdur edebiyatı yapma.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Ya sussanıza be, sus; yapmıyorum.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Daha ne yapacaksın.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Örnek verdim.
BAŞKAN - Sayın Vekilim, lütfen müdahil olmayın.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Örnek verdim, İçişleri Bakanı burada, gider araştırmasını yapar.
SALİH CORA (Trabzon) - PKK'nın Süryanilere yaptığı zulümden bahsetsene.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Ben söylemeye çalışıyorum: Memur, emniyet müdürü, kaymakam, vali aynı saygısızlığı gösteriyor diyor, isim veriyorum, onu anlatmaya çalışıyorum ve bu bölücülüktür, Türkiye'yi bölen budur. Türkiye'nin bölünmesini istemiyorsanız sizin gibi düşünmeyen insanları, sizin gibi olmayan insanları kabul edeceksiniz.
(Komisyon sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne bölünmesi, hayal görme!
TUMA ÇELİK (Mardin) - Siz bölücüsünüz.
SALİH CORA (Trabzon) - Tehdit diliyle konuşamazsınız.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Beni kabul etmiyorsunuz, kabul etmek zorundasınız.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sen rahat ol, hayal görme.
BAŞKAN - Sayın Ebrü Günay.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Haddin değildir; beni kabul etmemek, kimliğimi tanımamak, düşüncelerime saygı göstermemek senin haddin değildir, hiç kimsenin haddi değildir.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - O kadar da uzun boylu değil.
Sayın Paylan, dünkü Sayın Çavuşoğlu Bakanımızın konuşmalarını arkadaş tutanaktan bir okusun. Süryanilere ne yaptığımızı bir oku.
BAŞKAN - Sayın Aydemir...
TUMA ÇELİK (Mardin) - Tabii ki, ben biliyorum.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Dün Çavuşoğlu Bakanımız anlattı, Sayın Paylan da şahit oldu.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Dün ben burada değildim. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bir tane Süryani'nin, federasyon kurulduktan sonra Süryanilerin oradan baskı yüzünden kaçıp Türkiye'ye geldiğini ispatlasın, ispatlasın. Söylemek kolay, ispatlasın.