KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - İçişleri Bakanı tarafından uzun bir açıklama, sunum dinledik. Tabii, açıklamaya baktığımızda, çok detaylı, çok ayrıntılandırılmış ve çok heybetli bir sunum oldu, tabii şatafatlı bir sunum oldu. Son dönem AKP iktidarının bütün alanlarda neredeyse dünyada bir numara olduğunu zaten söylüyor, "Sağlıkta bile bir numarayız." diyor.

Şimdi, bu, tabloya nereden baktığımızla ilgili. Şimdi, eğer bir devletin görevi barışı sağlamak, huzuru sağlamak, adaleti sağlamak, iç ve dış barışı sağlamak ise bu çizilen tablo, ortaya koyulan planlama bir kıyamet senaryosudur, kıyamet tablosu ancak olabilir. Ama bir iktidar eğer kendi varlığını iç ve dış düşmanlar yaratarak sürdürme üzerine kuruyorsa; eğitime, sağlığa değil, savaşa bütçe ayırıyorsa tabii ki bu tablo çok gurur verici bir tablo olarak değerlendirilebilir.

Şimdi, Hükûmet bir ihtiyaç belirliyor, o ihtiyaca göre de çözüm üretiyor. Şimdi, Hükûmete göre tabii, mesele şu: Geldiğimiz aşamada, AKP'nin politikalarına "hayır" diyen herkes terörist, onun kavramlarıyla konuşmayan herkes terörist. Örneğin, biz bu ülkenin demokratları, sosyalistleri olarak kırk yıldır Fetullah Gülen hareketine, bunun bir karanlık güç olduğunu, bunun bir ticari şirket olduğunu, bunun bir kontrgerilla benzeri örgüt olduğunu söylüyoruz. Biz bunu söylediğimiz zaman bizim gazetelerimize, yazarlarımıza dava açılıyordu daha düne kadar. Fakat şimdi, bu hareketi büyüten, geliştiren, AKP'yi AKP yapan bu hareket şimdi FETÖ olunca aynı dili konuşmamız bekleniyor. Şimdi, burada, tabii, halkımız belki şimdi sizin yürüttüğünüz kara propagandadan kaynaklı ses çıkartamıyor ama emin olun, bu numaraları yemiyor. Şimdi, biz AKP gibi düşünmek zorunda değiliz. AKP gibi düşünmeyenler, evet, sizin tarafınızdan vatan haini olarak ilan edilebilir fakat biz bu toprakların birleştirici gücüyüz, bu toprakların demokrasi ve özgürlük güçleriyiz.

Şimdi, sunumda diyor ki İçişleri Bakanı: "IŞİD bir yıldır eylem yapmıyor." Ya, IŞİD daha ne yapacaktı? Memleketi kan deryasına dönüştürdü, katliamlar yaptı; 30 kişilik, 50 kişilik, 100 kişilik katliamlar, insanlarımız vahşice katledildi. Suruç'ta 33 genç katledildi. 1 kişi tutuklu şu anda, 22'sinde mahkemesi var. 1 kişi tutuklu ve bu, hâlâ daha mahkemeye gelmemiş, ifade vermemiş. Ankara katliamı, Roboski katliamı, bunları hatırlıyor musunuz? Bunlar, tabii, sizin için bir şey ifade etmiyor. Oylarınızı artırdı mı azalttı mı, mesele bu.

Şimdi, bütün bu katliamları gerçekleştiren IŞİD militanları AKP'nin yarattığı siyasi ve psikolojik atmosferden beslendiler, Orta Doğu siyasetinden beslendiler, Suriye politikalarından beslendiler ve IŞİD dünyanın başına bela oldu ve bu katillerin hepsi ellerini kollarını sallaya sallaya gençlerimizi, barışsever yurttaşlarımızı katlettiler. Şimdi diyorsunuz ki: "IŞİD bir yıldır eylem yapmıyor." Bunu, gerçekten, halkımızın takdirine bırakıyorum.

Şimdi, belirtilen planlamada görülen şu: Devlet her tarafı hapishaneye çevirmiş ve bununla övünüyor. "Şuraya karakol yaptık, buraya kule yaptık. Şuraya şunu yaptık, buraya bunu yaptık. Şunu gözledik." Böyle bir devlet politikası olabilir mi? Devlet bunları azaltırsa eğer devlet olur, devlet bunları azaltma becerisi gösteriyorsa eğer halkına bunun müjdesini verir. Yani, bu, şuna benziyor: Diyarbakır'a gidip "Buraya Türkiye'nin en büyük cezaevini yapacağım." deyip alkışlanmasını beklemek gibi bir şey.

Şimdi, bakın, bu devlet süper projeler devleti, her şeyin en büyüğünü yapmakla övünüyor. Fakat bir gerçek var ki siz binaları ne kadar büyütürseniz insanları o kadar küçültürsünüz. Bu devlet böyle, sarayı büyütüyor, halkımız küçülüyor. Yüzde 1 büyüyor, yüzde 99 yoksullaşıyor. Şimdi, büyüyen tek sanayi savaş sanayisi, bütçede de görüldüğü üzere eğitime yok, sağlığa yok, savaş sanayisi büyüyor. "Şu silahı yaptık, bu silahı yaptık." Ne için? İnsan öldürmek için. Ne için? Amerika'yla rekabet yapmak için.

Şimdi, kayyumlar deniyor. Kayyumlar... Ya, kayyumlarla siz bir halkın iradesini çaldınız ve bütün kayyumlar bir savaş komiseri gibi çalışıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)