| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .01.2015 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, tabii, çok uzatmaya gerek yok bu saatten sonra ama bu biz geçici 24'üncü maddeyle ilgili olarak... Tabii, öğretmenler için değişen bir yer yok. Öğretmenlerin sadece okulları değişecek ama öğrencilerin hak kaybı vardır. Bu öğrencilerin, bu saatten sonra, yani şurada üç-beş aylık bir çalışmayla yapacakları, kat edecekleri mesafeyle üniversite sınavında istedikleri başarıyı göstermeleri mümkün değil. Yani, ortaöğretime geçiş sınavında gösterdikleri başarı sıralamasını üniversiteye giriş sınavında yakalamaları mümkün değil çünkü bu çocuklar, istesek de, istemesek de psikolojik olarak kendileri açısından polis akademisine giriş garantisi olan bir okula yerleşmişler. Yani, bu zavallı çocukların haklarını telafi etmek konusunda hâlâ bir imkân var. Bunun, önergemizin kabul edilerek bu maddenin metinden çıkarılmasını ben tekrar talep ediyorum. Çünkü burada, bu süre içerisinde sizlere de muhakkak bir sürü veli geldi, bizlere de bir sürü veli geldi. Bize gelen velilerin ortalamasının Ermenek'teki şehit olan madencinin babasının durumundan çok fazla farkı yoktu. Dolayısıyla, bu kadar gariban, fakir fukara çocuğu buraya niye yerleşti? Bunların hepsi kısa yoldan meslek sahibi olmak ve en ucuza eğitimini tamamlamak için buraya girdi. Bunların bu saatten sonra oluşacak zararını telafi etmek kolay olmayacaktır. Bu bakımdan, bu kadar insanın, bu kadar çocuğun bu küçük yaşta devlete olan güvenlerini sarsmayalım, bu çocukların hakkını teslim edelim. Onun için bu geçici 24'üncü maddeyi metinden çıkartalım.
Ben tekrar teşekkür ediyor, bu önergeye desteklerinizi bekliyorum.
--0--
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bu geçici 26'ncı madde konusu, tabii, herhâlde bu tasarıda en çok insanı ilgilendiren madde. Dolayısıyla burada iki tane adaletsizlik var. Bir tanesi, bu A grubu ile B grubunun bekleme süreleri birbirinden çok farklı. Bu kadar beklemesine rağmen bundan sonra A grubuna geçmek için sınavı girecek üniversite mezunu polis amirlerini bir de kontenjanla sınırlandırıyorsunuz. Yani burada katmerli bir haksızlık var. Bir kere, burada bu insanların A grubuna geçmesi konusunda hiç olmazsa şimdiden peşin bir sınav yapıp bundan sonra bu bekleme süreleriyle de zaman kaybettirilerek... Çünkü bunların çoğunluğunu üniversite mezunu. Üniversite mezunu olmayanların zaten A grubu amirlik sınavına girmesi mümkün değil. Öyle değil mi? Bildiğim kadarıyla. Dolayısıyla, üniversite mezunu olmayanların A grubu amirlik sınavına katılması mümkün değil. Dolayısıyla, bunların sınavlarını da peşin yapıp bence bunların en azından bekleme süresini ortadan kaldırmak lazım. Ama bu geçici 26'ncı maddenin kaldırılması konusunda teşkilatta çok yüksek bir beklenti var. Biz bu teşkilatın beklentisine cevap verecek şekilde bu maddenin metinden çıkarılmasını, amirse herkesin aynı amir muamelesi görmesini, üniversite mezunu olan arkadaşların hepsinin eşit statüde sayılmasını tekrar teklif ediyor, bu konuda desteklerinizi bekliyoruz.
Hepinize teşekkür ediyorum tekrar.
--0--
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Niye müdahale ediyorsunuz, onu anlamış değilim yani.
Arkadaşlar, gördüğünüz gibi iktidar sadece polise mobbingde bulunmuyor yani bize de mobbing yapıyor.
Şimdi, bu maddeyle tabii ki hakikaten çok haksız, hukuksuz, tamamen iktidarın keyfine göre bir emeklilik... Hadi birinci sınıflarda anladık, dediniz ki: Şunları, şunları emekli edeceğiz. Hani burada da gene bir kriter yok. Tamamıyla keyfî bir Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi var ama ikinci sınıf, üçüncü sınıf, dördüncü sınıf emniyet müdürü genç yaştaki yani daha yeni emniyet müdürü olmuş arkadaşların emekli edilmesi, hakikaten bunların teşkilata bundan sonra vereceği hizmetten hem teşkilatın hem bu arkadaşların mahrum edilmesi, kabul edilebilir bir uygulama değildir. Çünkü yeni ortaya koyduğunuz bekleme süreleriyle, bundan sonra yeni mesleğe başlayan polis amirlerinin yirmi yedi sene sonra yerine yirmi bir sene sonra bu rütbelere gelmesini, birinci sınıfa gelmesini sağlayacaksınız. Yani eğer yukarıdaki şişkinlikten şikâyet ediyor isek bundan sonra bu bekleme sürelerinin yeniden gözden geçirilmesi ve özellikle alt kademedeki amir ihtiyacını karşılayacak tedbirler alınması lazım. Bu düzenleme tamamen bir tasfiye düzenlemesidir, hakkaniyete uygun bir düzenleme değildir. Bugün siz birilerini tasfiye edersiniz, yarın birileri de gelir sizin adamlarınızı tasfiye eder. Bu bakımdan taraflı, yanlış, Emniyet teşkilatını sıkıntıya sokacak, burada bundan sonrası açısından bir ayrışmaya sebep olacak bir düzenleme yapılmaktadır.
Bakın, bu Yargıtay seçiminde, HSYK seçiminde görüştüğümüz bazı hâkim arkadaşlarımız çok enteresan bir şey söylediler. Ben Türk yargısının akıbeti açısından onlarla konuştuğum konuda da çok üzüldüm. Onlar dediler ki: "Biz eskiden sabah mesaiye giderken servise bindiğimizde ya da sabah mesaiye vardığımızda beraber çay-kahve içerken adliyedeki herkese meslektaşımız olarak bakıyorduk ama şimdi acaba bu kim, bizimle ilgili ne düşünüyor, bizimle ilgili hangi kanaatleri var, yarın eline fırsat geçerse bize ne yapar, bizim elimize fırsat geçerse biz onlara ne yaparız diye düşünüyoruz." Şimdi de polisin içinde böyle bir ayrışmaya -hani hep 12 Eylül öncesinin işte polisteki sağ sol ayrışması anlatılır- bundan sonra da polisin içinde bu Yüksek Değerlendirme Kurulunun subjektif kriterlerine göre yapılacak olan değerlendirmeler bir ayrışmaya sebep olacaktır. "Bizden misin, değil misin?" Bu da yarınlara sirayet edecek yanlış bir uygulamadır. Bu bakımdan emniyet içerisinde böyle bir yapılanmanın kimseye hayrı yoktur. Bunun bundan sonrası için somut kriterlere bağlı yani herkesin haklarının teslim edildiği... Şimdi, dördüncü sınıf yeni emniyet müdürü olmuş bir emniyet müdürünü emekli edeceksiniz, bu resmen işte kovmak, meslekten kovmak. Yarın bu insanlar bunu çoluğuna çocuğuna, evine bağına nasıl anlatacak? Bu bakımdan bu maddenin metinden çıkartılmasında fayda var.
Bunu tekrar sizlerin düşünmesini tavsiye ediyor, hepinize teşekkür ediyorum.