KOMİSYON KONUŞMASI

MAHİR POLAT (İzmir) - Sayın Bakan Yardımcım, bu tartışmalar Menemen Karagöl üzerinden gidiyor. Menemen Karagöl de inanılmaz, beş altı tane köyü, birkaç tane ilçeyi ilgilendiren bir sorun.Yöre halkının hiç görüşü alınmadan, orada iki de bir de metraj üzerinde oynayarak, proje üzerinde oynayarak, en sonunda bir ruhsatlandırma yapıldı ve binlerce ağaç katledildi orada.

Şimdi, Bakan Yardımcısı bize diyor ki: "Belli hassasiyet olan yerleri söylerseniz, onları 'Ankara'dan ÇED raporu gereklidir' şeklinde kategoriye alabiliriz." Menemen'deki arkadaşlar kent konseyiyle birlikte toplanıp geldiler. Milliyetçi Hareket Partili Meclis üyeleri de Adalet ve Kalkınma Partili Meclis üyeleri de Cumhuriyet Halk Partili Meclis üyeleri de. Cumhuriyet Halk Partililer bize geldiler, Adalet ve Kalkınma Partililer Çevre Bakanlığına gittiler. Onlara mahkeme sonuçlanana kadar ağaç kesimini durduracaklarına dair söz verdiler. Ve biz, o görüşme de salı günü olmuştu, hafta sonu gittiğimizde ağaç kesimi inanılmaz derecede hızlanmıştı; on beş-yirmi gün ağaç kesimi devam etti ta ki mahkeme kararı verilene kadar. Yani, burada sadece sözle ya da alırız şeklinde yaklaşımla bu sorunun çözüleceğini düşünmüyorum. Bir yörede binlerce ton malzeme çekecekseniz, bir yörede binlerce araç çalıştıracaksanız, tonlarca patlayıcı patlatıp oralarda maden çıkartacaksanız, orada yaşayan insanların kararı alınmadan, ÇED toplantısı yapmadan, onların görüşleri alınmadan zora ki, zorba bir dayatmayla bu raporlar gündeme geliyor. Aslında, bizim esasen bunun önüne geçmemiz gerekiyor. Orada yaşayan insanları, orada yaşayan hayvanları, bitkileri, endemik bitki örtüsünü de düşünerek kararlar vermemiz gerekiyor.

Burada Bakan Yardımcısının bu yaklaşımına katılmıyorum. Olduğu gibi kalması gerektiğinden yanayım. Bizim hepimizin, Çevre Komisyonundaki herkesin de çevresini korumakla ilgili sorumlulukları olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.