Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar; tarımın bütün sorunlarını konuşuyoruz. Teknik konular mutlaka uzman arkadaşlar tarafından dile getiriliyor. Bunlar her türlü bilgi birikim kullanılarak çözülür. Ama bizim tarımımızın sorunu bana göre yapısal reform sorunu. Ne demek istiyorum?

Değerli arkadaşlar, bugün ülkemizde üretilen ürünlerin tamamına yakınını pazarlayan özel sektör. Dolayısıyla burada çiftçi üretiyor, deyim yerindeyse, kaderine mahkûm şekilde alacak insanları bekliyor. Burada bütün rakamları dünya ülkeleriyle, Avrupa ülkeleriyle kıyaslıyoruz. Ben de oradaki tarım yapısıyla da kıyaslamamız gerektiğini düşünüyorum. Örnek veriyorum, Avrupa ülkelerinde tarımda yüzlerce yıl önce kooperatifçiliği kullanmaya başlamış Avrupa, İtalya.

Burada gıda enflasyonundan bahsediyoruz. Evet, biz de çok önemsiyoruz çünkü 81 milyon insanımız tüketici. Bunun önüne geçebilmek için işte bahsettiğim bu kooperatif, üretici birlikleri, örgütler -adına ne söylerseniz söyleyin- çiftçinin ürettiği ürünün kendisi fiyatını belirleyecek ve pazarlamada söz sahibi olacak sistemi kuramaz isek emin olun yirmi yıl sonra yine bu sorunları konuşuyor olacağız. Dolayısıyla burada tüketicileri de koruyacak isek İtalya örneği çok güzel bir örnek. Orada zayiat yani bizim "ıskarta" dediğimiz, "bozulan ürünler" dediğimiz yaş sebze meyvede emin olun bir tanesini göremezsiniz. Çünkü çiftçinin o kooperatif çatısı altında buluşmasından sonra üretim alanlarına en kısa mesafede hangi çeşit ürünü üretiyorsa üretsin ona göre işletmesi orada var zaten. Önceden fiyatlar belirlenmiş. Oradan ürünler paketleniyor, kendi market zincirlerinde piyasayı regüle edecek şekilde bugünkü yaygın marketler gibi çiftçinin de marketler zinciri var. Dolayısıyla burada hem çiftçiyi ekonomik olarak koruyoruz hem de tüketiciyi gıda enflasyonu karşısında koruma altına alıyoruz. Dolayısıyla mutlaka bu yapısal reformun tarımda, ülkede hâkim kılınması gerekiyor, bunun için de elbette Bakanlığımızda da bürokrat arkadaşlarımızın, yetişmiş uzman arkadaşlarımızın olduğunu biliyoruz. Bizler de değişik ülkelerde yaptığımız incelemelerde bunların iyi noktalarını tecrübe edinmiş arkadaşlarınızız, bizden faydalanın lütfen. Sonuna kadar bu konuda destek olacağımızın Grubum adına da sözünü veriyorum.

Değerli arkadaşlar, bir de, bakın -zaman zaman çiftçi adına konuşuyorum- gerçekten şu anda Mersin Toroslar ilçesi çiftçi kayıt sistemine dâhil olan bir arkadaşınızım. On bir yol Ziraat Odası Başkanlığı yaptım. Alanda gerçekten emek çeken birisi olarak ne zorda olduğumuzu gerçekten yaşayan bir arkadaşınız olarak anlatıyorum.

Sayın Bakanım, evet, Ziraat Bankasına, tarım kredi kooperatiflerine olan çiftçi borçlarının yüzde 99'u ödeniyor ama şu anda 30 milyar seviyesinde özel bankalara -daha önce de söyledim- yüzde 40-45 reel faizle borçlanıyor çiftçiler. 2011 yılında Ziraat Bankasının kredi uygulama tebliğinde yapılan değişiklikle beraber, işte, sizin kredi ödeniyor dediğiniz noktada, çiftçi o günkü borcunu ödeyebilmek için, ya komisyoncudan ya başka kuruluşlardan ya da özel bankalardan Ziraat Bankası kredisini karşılayabilmek için ikinci defa borçlandı ve o borç, Ziraat Bankasının 2011 yılındaki kredi tebligatında yapılan değişiklikten sonra, aldığı parayı ödünç aldığı yerlere ödeyemeyince, özel bankalara ve tefecilere gidip çiftçi para almak zorunda kaldı.

Sayın Bakanım, eğer Türkiye'de bir borç ertelemesi, bir borç yapılandırması yapacaksak, bunu özel bankalardan başlatmamız gerekiyor. Lütfen, her türlü kayıtlar sizin elinizde, rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Benim seçim bölgemde, örtü altında, açıkta narenciye, sebze, her türlü sebze meyve yetişiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gökçel.

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Ben de teşekkür ediyorum Sayın Başkan.