KOMİSYON KONUŞMASI

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama geçmeden önce Mevlit Kandili'nin tüm insanlık ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Vefat eden Edirne Milletvekilimiz Erdin Bircan ağabeyimize de Allah'tan rahmet, aile ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.

Sayın Bakan, Balıkesir'in Edremit ilçesi sınırları içinde yer alan Antandros Antik Kenti'nde kazılar Bakanlığınızın izniyle 2001 yılından bu yana Ege Üniversitesi tarafından yürütülmektedir. Kısa sürede açığa çıkan zengin mozaik döşemeler, duvar resimleri ve en görkemli eser olan Roma villası Antandros'un bölgenin tanıtım yüzü olmasının önünü açmıştır. Antandros'un ören yerine dönüştürülebilmesi için kazı alanının bulunduğu arazide kamulaştırılmaların tamamlanması gerekmektedir. Özellikle Roma villasının bulunduğu parsel Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olup Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü arasındaki fiyat uyuşmazlığı nedeniyle kamulaştırma işlemi davalık olmuş ve dava hâlen Yargıtayda beklemektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün son kararnameyle Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanması konunun tekrar Bakanlığınız tarafından ele alınmasını gerekli kılmıştır. Bakanlık olarak sizlerden isteğimiz, Antandros Antik Kenti'ndeki zengin arkeolojik kalıntıların bir an önce gün yüzüne çıkarılması için gereken kamulaştırılmaların yapılmasıdır.

Diğer bir konu ise müzeler sonuç itibarıyla tabii ki tarihî eserlerin sergilendiği yerler olmakla birlikte aslen eğitim alanlarıdır. Bu bağlamda müzelerimizin canlı, interaktif, uygulamalı eğitim alanı olması yönünde Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır? Yurt dışında gördüğümüz müze örneklerinde öğrenciler müzelere giderek öğretmenleri tarafından canlı bir şekilde eğitim almaktadırlar ve kültürlerini de hem görsel olarak da zenginleştirmektedirler. Ve bu bağlamda yine öğrencilerimize müze ve ören yerlerine girişi her zaman ücretsiz yapmayı düşünüyor musunuz?

Diğer bir sorum ise İstanbul'un Ayasofya ve Sultanahmet Camisi'nin siluetlerinin bozulması konusunda Bakanlık olarak herhangi bir şey yapmayı düşünüyor musunuz, bu konuda görüşlerinizi öğrenmek istiyorum.

Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu bize ülkemizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasıdır. Fakat bütçesinin bir hayli yerinde olmuş olmasına rağmen yeterince tanıtım faaliyetlerinde bulunulmadığına tanık oluyoruz. Bu konuda Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun daha aktif olarak çalışması gerektiğine inanıyorum. Özellikle tarih konusunda birtakım yanlış bilgilendirmeler var. Türk Tarih Kurumunun bu konuda taraf olmasının önemli olduğuna inanıyorum halkımızın doğru bilgilendirilmesi açısından. Çünkü bu her 2 kurumda hem Türk Dil Kurumu hem Türk Tarih Kurumu sanki atıl kurumlar gibi gözüküyor, lütfen bunları aktifleştirelim.

Yine, RTÜK konusuna değinmek istiyorum. Bazı TV kanallarında yirmi dört saat gerçek dışı hatta iftira boyutlarına ulaşan yayınlar yapılmaktadır. Bu yayınların toplumsal ayrışmalara ve kamplaşmalara yol açtığını gözlemliyoruz. Bu tarz yayınlarla mücadelede yetersiz kaldığına inanıyorum RTÜK'ün hatta hiç mücadele etmediğini... Sonuç olarak kamusal bir görev yapan basının toplumu ayrıştırıcı noktada değil, birleştirici noktada olması gerektiğine inanıyorum. Bu tarz yayın yapan, toplumu birbirine kamplaştıran, ayrıştıran yayınları lütfen daha sıkı şekilde denetleyip ve gerekli işlemlerin yapılmasını rica ediyorum.

Aynı zamanda ülkemizin imajı açısından da, bakın burada ülkemizin imajını konuşuyoruz Bakanlık olarak. Halkımızın doğru bilgi alması, gerçek bilgi alması, basın özgürlüğü bunlar da bizim imajımızı zedeleyen noktalardır. Bazı televizyon kanalları yirmi dört saat boyunca devamlı yalan haberler, iftira boyutuna ulaşan haberler yapmaktadır. Bu konuya el atmanızı özellikle rica edeceğim.

Efendim, bir diğer konu ise burada konu gündeme geldi, restorasyonlarla ilgili... Ben tabii şimdi Google'a girdim, "restorasyon faciası" diye arama motoruna bir baktım, inanın, görsel kısmında facia şeklinde restorasyonlar var, daha doğrusu restorasyon değil, tamamen bir tahribat. Sizlerden rica edeceğim şu konu olacak: Bu restorasyon konusunda daha uzman kadroların, daha ehil kadroların, üniversitelerin işin içine girip sadece bir inşaat ustasına restorasyonun teslim edilmemesidir.