| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Anayasa Mahkemesi d)Yargıtay e)Danıştay f)Hakimler ve Savcılar Kurulu g)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ)Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .11.2018 |
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, sayın Komisyonumuzun değerli üyeleri; Ulu Önder Atatürk'ün veciz şekilde ifade ettiği üzere "Adalet mülkün temelidir." Burada mülkten kastedilen genel anlamıyla sahip olduğumuz her şey, özel anlamıyla da ülkedir. Adalet toplumsal barış ve huzurun mayası, devletin meşruiyet kaynağı ve ölçütüdür. Nitekim, bu nedenledir ki "Adaletsiz padişahın canavarlar girsin köşküne." gibi çığlıklar, "Geciken adalet adalet değildir." gibi özdeyişler halkımızın sağduyusuyla yankı bulmuştur. Yurttaşların, bireylerin adalete erişim hakkı mevcut Anayasa'mızın 36'ncı maddesiyle temel insan hakları arasında gösterilmiş ve güvenceye bağlanmıştır. Benzer hükümler altında imzalanmış bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 8'inci maddelerinde de yer almaktadır. Anayasa'mızın "Yargı yetkisi" başlıklı 9'uncu maddesindeyse "Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır." denilmektedir. Anayasa, temel hak ve hürriyetlerin devredilemezliğini, sınırlandırılamazlığını, engellenemezliğiniyse 14'üncü maddeyle güvence altına almıştır. Atıf yaptığım bütün bu hükümlerden çıkan özet şudur: Bir kişinin adalet arayışıyla kanunen tabi olduğu bağımsız mahkemeye başvurabilmesi onun için en temel hak ve özgürlüktür. Bu hak, bırakınız kanun hükmünde kararnameyi, kanunla bile yok edilemez, engellenemez, sınırlandırılamaz.
Sayın Bakanım, ben aynı zamanda Ankara Barosuna kayıtlı bir avukatım, şu an milletvekiliyim. Ankara'daki adliyelerin durumuyla ilgili size bilgi vermek istiyorum, umarım bunu çok kısa zamanda çözersiniz. 21'inci yüzyılda, 2023'e beş kala -siz hep 2023'ten bahsediyorsunuz ya- bugün başkentimiz Ankara'da vatandaş adalete erişimde fiilî zorluklar, her türlü engellerle karşı karşıya kalıyor, onun için de bu konulara değinmek istiyorum. Bugün itibarıyla Ankara'da devlet, adalet hizmetini 8 ayrı bölgede vermektedir: Aile, asliye ceza, ağır ceza ve savcılıklar Sıhhiye'de; iş ve ticaret mahkemeleri altındaki lokantadan ötürü "İkbal Adliyesi" olarak da bilinen Çukurambar'da; tüketici, asliye hukuk ve sulh hukuk mahkemeleri Dışkapı'da kiralık bir binada; icra müdürlükleri ile icra mahkemeleri Varlık Mahallesi'nde; fikri ve sınai haklar mahkemesi Gazi Mahallesi'nde; idare ve vergi mahkemeleri Mustafa Kemal Mahallesi'nde; bölge idare mahkemesi Sögütözü'nde; bölge adliye mahkemesi, yine, Söğütözü'nde başka bir yerde. Bunların dışında her bir yüksek mahkemenin ve Batı Adliyesinin farklı bölgelerde oluşunu bile hesaba katmıyorum. Ankara'da mahkemelerin birbirinden kopuk 8 farklı bölgede ve 8 farklı yerleşimde hizmet vermeye çalışıyor olması -biliyorsunuz ki- hem vatandaş açısından sorun yaratıyor hem de avukatlar açısından sorun yaratıyor. Sizlerin "En büyük yaptığımız işlerden bir tanesi..." İşte "Binalar yapıyoruz, adliyeler yapıyoruz." diyorsunuz ama özellikle soruyorum: Ankara Adliyesini niye yapmıyorsunuz? Parasal olanaklarımız mı yok, yer mi bulamıyorsunuz?
ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Sabah söyledim, yoktunuz herhâlde.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) - Vardım, dinledim ama söylemek önemli değil, yapmak önemli. Şimdi, siz hep "Yapacağız." diyorsunuz. "Yapacağız, edeceğiz, 2023'te şunları yapacağız, 2023'te bunları yapacağız." diyorsunuz. 2023'e kaç sene kaldı şurada? Ankara'da bir adliye yapamıyorsunuz, Ankara gibi bir başkentte bir adliye yapamıyorsunuz.
Şimdi, yurt dışından gelen oluyor, soruyorlar: "Adliye nerede?" Şimdi, biz "Adliye nerede?" deyince hangi adliye olduğunu bilmiyoruz tabii. Sayıyoruz, işte, şurada şu adliye var, burada bu adliye var, burada bu adliye var diye. Şimdi, hep övünüyoruz ya yurt dışından gelenlere "Biz ülkemizi şöyle kalkındırdık, böyle geliştirdik." diye. E, biz diyemiyoruz Ankara'da 8 adliye var. Bu 8 adliyenin her birine -ben avukatlık yaptığım için biliyorum, bildiğim kadarıyla siz de meslektensiniz- nasıl yetişeceğiz? Şimdi, ben diğer hukuki konulara... Türkiye'deki hukuksuzluklara, adaletsizliklere diğer arkadaşlarımın hepsi değindi. Yani bunu sizler de biliyorsunuz, ben de biliyorum ki Türkiye'de adalete güven yok. Şimdi, bu adalete güvenin olmadığı ülkede yaşıyoruz. Geçenlerde İstanbul'da gözaltına alınanlardan birisi benim hemşehrimdi, ismini vermek istemiyorum. Bu hoca, babası aradı beni, "Ben kızımı tanıyorum, kızımın gayrimeşru hiçbir işle ilişkisi, alakası olmaz..."
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) - Başkanım, şunu hemen bir belirteyim isterseniz.
Sayın Bakanım, devam edeyim, siz bilmiş olun. Bu arkadaşımız üç saat sonra bırakıldı. Şimdi, siz lekelenmeme hakkından bahsettiniz, lekelenmeme hakkının ihlal edilmeyeceğini söylediniz, yasa çıkardığınızı söylediniz. Şimdi, bu insan lekelenmedi mi?