KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Henüz hazır değilim.

BAŞKAN - Hazır değil misiniz? O zaman, değerli arkadaşlar, bütçeler üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, lütfen, özür dilerim...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, lütfen, "Dokuza kadar sürecek." demediniz mi?

BAŞKAN - Sürmedi kardeşim, ben ne yapayım yani gelmesi gereken 10 milletvekili yok burada.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, sisteme girmişiz, burada bekliyoruz.

BAŞKAN - Almış olduğumuz karar gereği zamanında müracaat etmediniz, verilen listede de isminiz yok, kusura bakmayın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, siz "Dokuza kadar sürecek." demediniz mi? Ben konuşuyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Evet, değerli arkadaşlar...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama bu böyle baskıyla...

BAŞKAN - Ne yapabilirim ki yani?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben demin size sordum.

BAŞKAN - Arkadaşlar, yok, gelmediler. Ne yapayım? Zorla ara mı vereyim? Bekleteyim mi, gelsinler mi?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O zaman bir haber verelim, siz bir ara verin.

BAŞKAN - Ya, Sayın Paylan, yapmayın.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, beş dakika tahammülünüz yok mu?

BAŞKAN - Sayın Tanal, size söz vermeyeceğim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Niye vermeyeceksiniz?

BAŞKAN - Niye vermeyeceğimi söyledim zaten size, biliyorsunuz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sebep ne?

BAŞKAN - Sayın Paylan, buyurun lütfen.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, bakın, siz İç Tüzük'ü şu anda ihlal ediyorsunuz.

BAŞKAN - O sizin düşünceniz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bakın, söz vermeniz gerekir. İç Tüzük ne diyor?

BAŞKAN - Sizin düşünceniz...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Burada sisteme giriyorum ve sizden söz istiyorum.

BAŞKAN - Sizin düşünceniz... Bununla ilgili olarak karar aldık, alınan karar gereği de bu müracaatı...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Adaletten bahsediyorsun.

BAŞKAN - Evet, adaletten bahsediyorum ama siz de adaletsizlik yapıyorsunuz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bana siz de adaletsizlik yapıyorsunuz.

BAŞKAN - Ben yapıyorum, teşekkür ediyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sizi adalete davet ediyorum.

BAŞKAN - Peki, ben de adaletsiz tavrımı sürdürüyorum o zaman.

Sayın Paylan, buyurun.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Neyse, bir gün sana haksızlık olursa yine avukatın olarak seni ben savunacağım yani olacak olan o.

BAŞKAN - Zaten sana başvuracağım yani. Allah ne sizin elinize ne doktorun eline düşürmesin; hâkim, hekim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Allah kimseyi mağdur etmesin ama bizim eksiğimizi de hissettirmesin.

BAŞKAN - Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar, basının değerli emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, sabahtan beri pek çok ağır eleştiriyle karşı karşıya kaldınız siz ve yargının değerli temsilcileri. Evet, karanlık bir dönemden geçiyoruz, zor bir dönemden geçiyoruz, çalkantılı bir dönemden geçiyoruz; darbe girişimleriyle karşı karşıya kaldık ama bu karanlık dönemden çıkarmanın görevi de biz siyasetçilerin boynunda yani hep beraber ülkeyi bu girdaptan çıkarmalıyız. Bu girdaptan da ülkeyi adaletle çıkarabileceğimizi düşünüyoruz ama adaletten bu kadar uzaklaştığımız bir dönemdeyiz. Yani 113 ülke içinde hukukun üstünlüğünde geçen yıl 101'inci sıradaydık, bu yıl muhtemelen daha alt seviyelere düşmüş olacağız. Yani Venezuela 113'üncü, o Maduro; biz onun herhâlde çok yakınına bir yere doğru gideceğiz maalesef

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Hangi veriye göre?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 113 ülke içinde 101'inci sıradaydık.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Veri var mı?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elbette var, size veririm efendim konuşmamdan sonra.

Şimdi, Sayın Bakan, bu girdaptan ülkemizi nasıl çıkaracağız, buna bakmalıyız. Bakın, insanlık tarihi boyunca, yakın tarihimiz boyunca Avrupa'da da Türkiye'de de dünyada çeşitli ülkelerde de padişahlara ve krallara karşı bunları dengelemek için kurumlar oluşturuldu yani parlamentolar oluşturuldu. Bizim Parlamento olarak görevimiz sizleri dengelemek yani yürütme olarak yaptığınız, yapabileceğiniz hataları sizlere göstermek ve sabahtan beri görüyorsunuz ki milletin temsilcileri size çok ağır eleştirilerde bulunuyor, yargı kurumlarına çok ağır eleştirilerde bulunuyor çünkü haktan, adaletten uzaklaşmış durumdasınız.

Diğer bir konu, diğer dengeleyici kurum tabii ki yargı ve şu fotoğrafla, Sayın Bakan, bakın, yargı temsilcileriyle ne kadar samimi, yan yana oturuyorsunuz yürütme ve yargı temsilcileri olarak. Yani yalnızca şu fotoğraf bile aslında ülkede bağımsız, tarafsız bir yargı olmadığını gösteriyor, net. Şu fotoğrafı çekin, koyun ve "Bu ülkede bağımsız, tarafsız bir yargı var mı?" diye sorun, bu fotoğrafla bağımsız ve tarafsız bir yargı olmadığını size söylerler. Bakın, sabah ısrarla söyledim, hâlâ bize bir not gelmedi. Biz Danıştayın, Anayasa Mahkemesinin veya Yargıtayın bütçelerinin ne olduğunu duyamadık. "Arkadaş, bu bütçe bize yeter." "fazla" veya "eksik" diye bir şey duyamadık yani bu konudaki eleştirilerimizi yapamadık Sayın Bakan. Bu fotoğraf bile yargının ne hâlde olduğunu gösteriyor. Yani yürütmeyi dengeleyecek... Bakın, yasama bu durumda dengeleyemiyor, denetleyemiyor; yargı sizin yanınızda, bu fotoğraf hâlinde çay topluyor; üçüncü güç de Sayın Bakan... Bakın, dün partinizin milletvekili ve Cumhurbaşkanının metin yazarı Aydın Ünal dedi ki: "AK PARTİ tabanı haberleri muhalif sitelerden almaya çalışıyor." Aynen böyle. Ben gördüm, bazı AK PARTİ'li vekiller de muhalif sitelerden haber almaya çalışıyor yani ortada sizi dengeleyecek ve denetleyecek güçler işlemiyor Sayın Bakan yani Parlamento sizi denetleyemiyor, yargı zaten yanınızda, basın da sizin borazanlığınızı yapıyor; diğer kurumlarsa, bakın, bağımsız, dengeleyici, denetleyici kurumlar... Arkanızda İnsan Hakları Kurumu var, tam arkanızda zaten "Cumhurbaşkanı atar." diyor "Mali ve idari olarak bağımsız." diyor ama İnsan Hakları Kurumunun bu kadar insan hakları ihlali olduğu bir dönemde biz sesini duymuyoruz. Düşünün kamuoyunda bilinirliğiniz, şimdi, sokağa çıkın, yüzde 1'i geçerse ben vazgeçeceğim bu işten. Sorun sokakta "İnsan Hakları Kurumu diye bir kurumu var devletin." deyin eğer bilinilirliği yüzde 1'i geçiyorsa ben vazgeçeceğim. Bu kadar hak ihlali var, on binlerce başvuru olması lazım, her gün çıkıp açıklama yapması lazım İnsan Hakları Kurumunun, bu konuda müdahil olması lazım, Cumartesi Anneleri yerlerde sürünürken müdahil olması lazım, havalimanı işçileri yerlerde sürüklenirken, kapıları kırılırken müdahil olması lazım; biz bu konuların hiçbirinde İnsan Hakları Kurumunu göremiyoruz.

Bu anlamda Sayın Bakan, sizi eleştirebilecek hiçbir kurum işlemiyor ve eleştirilmediğiniz sürece de hata yapıyorsunuz, hata yapmaya devam ediyorsunuz, kandırılmaya devam ediyorsunuz; siyaset kurumu maalesef çözüm üretemiyor, yalnızca zulüm üretiyor.

Bakın, "Bu bütçe, vicdansız ve adaletsiz bir bütçe." dedim, sizin bütçeniz de vicdansız ve adaletsiz bir bütçe çünkü adalet dağıtamıyor çünkü kalemlerin çok büyük bir bölümü güvenlikçi kalemlere harcanıyor; silaha, tanka, topa, füzeye harcanıyor. Siz de mahkeme salonlarına bakın, ben milletvekili olarak vaktimin yarısını mahkeme salonlarında geçiriyorum, mahkeme salonlarında adalet dağıtılmıyor Sayın Bakan. Hâkimler, emin olun, telefon başında sizden gelecek kararları bekliyorlar. Brunson kararında -adım gibi eminim ki bütün dünya da emin- hâkim telefonun başında kararı bekledi, saraydan gelecek kararı bekledi. Bütün dünya da bunu böyle biliyor, o yüzden "Bu ülkede hukuk yok." diyorlar.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, Başkanım, hep aynı şeyleri söylüyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Brunson kararını hâkim mi verdi? Bir kişi buna "Evet, hâkim verdi." desin bakalım.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Bu söylediğiniz Türk hâkimlerine iftiradır.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Trump oradan bastırdı ve istediğini aldı. Bu, sizin için utançtır, bizim için utançtır.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Böyle bir şey yok, bu dediğiniz Türk yargısına hakarettir. Türk hâkimleri Türk milleti adına bağımsız bir şekilde karar veriyorlar.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yapmayın Allah'ınızı severseniz, dünyada bir kişi bile buna inanmıyor, biz de inanmıyoruz.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Biz Türk yargısına sonuna kadar güveniyoruz; kararlarını da bağımsız, tarafsız bir şekilde alırlar.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Deniz Yücel kararını da hâkim verdi değil mi? Meclis Başkanımız Binali Yıldırım burada açıklama yaptı "İki üç güne kadar olumlu karar çıkacak." dedi. Deniz Yücel'in uçağı burada hazırdı, efendim, özel olarak günler öncesinden hazırlanmıştı uçak ve uçağa bindirilip gönderildi. Hani "Asla gün yüzü görmeyecek." denen Deniz Yücel Binali Yıldırım'ın açıklamasıyla bırakıldı. Yani bu, kararların hâkimler tarafından alınmadığını gösteriyor Sayın Bakan.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Türk yargısı hiçbir yerden talimat almaz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Binali Yıldırım neden açıklıyor?

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Farklı bir şey varsa yargı yolu sonuna kadar açık. Böyle bir şeyi, Türk yargısı için böyle bir iftirayı asla kabul edemem.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Peki, bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir karar aldı. Siz istediğiniz kadar kabul etmeyin, bütün dünya bunu böyle biliyor.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Burada bütün hâkim ve savcılara, Türk milletinin onurlu, şerefli, darbe yargılamasıyla sabahlara kadar mücadele eden Türk yargısına hiçbir şekilde iftira atamazsınız.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İftira değil efendim, bunlar gerçekler.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Bunlar asla doğru değil, iftira, yalan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Trump neden karardan önce "tweet" attı, bana söyleyin.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Sana mı sordu, seni mi aradı?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kimi aradı? Siz aradınız, siz!

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Hiçbir Türk hâkimi hiç kimseden talimat almaz, baskıya, şantaja boyun eğmez. Bunu aynen size iade ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Trump karardan önce "tweet" attı. Neye dayanarak "tweet" attı? Neye dayanarak "tweet" attı Trump?

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Kaç aydır serbest bırakmıyorsun diye bütün ilişkiler gerildi. Türk yargısı hiçbir baskıya boyun eğmedi ve kendi kararı, kendi çerçevesi kapsamında kararını verdi.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Sayın Bakan konuşacak herhâlde.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Asla böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Sistem içerisinde, 20 bin hâkim-savcı içerisinde yanlış yapan, eksik yapan varsa kanun yolları vardır.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Dün de aynı şeyi söylediniz.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Siz de dün aynı şeyleri söylediniz, her gün aynı şeyleri söylüyorsunuz.

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Varsa vaktinde bir şey, teftiş mekanizması vardır ama Türk yargısına genel bir şey yapamazsınız.

BAŞKAN - Müsaade edin lütfen.

Sayın Paylan, devam edin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, bakın, 4 Kasım 2016 gününe dönelim o zaman. Sayın Bakan, 4 Kasım 2016'ya dönelim. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yargı kurumlarında 4 ayrı başsavcılığı aynı saniyede harekete geçirecek bir mekanizma var mı Sayın Bakan? 4 ayrı başsavcılığa aynı anda 12 milletvekilini gözaltına alma kararı verdirecek bir mekanizma var mı? Benim bildiğim yok, siz de var diyemezsiniz. 4 ayrı başsavcılık 12 vekilimizle ilgili aynı saniyede -vahiy inmediyse- aynı anda karar verdi ve siyasi bir operasyonla Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve arkadaşlarımız, 12 vekilimiz gözaltına alındı ve tutuklandı ve şu anda iki yıldır cezaevindeler. İki yıldır "adalet" diyoruz, "İddianameleri çıkarın, yargılayın." diyoruz. Karşımızda iddianame yok. Selahattin Demirtaş'ın burada benim konuştuğum gibi siyasi ifadeleri var.

Bakın, bugün AİHM'e, maalesef, bir kez daha Türk yargısı rezil olmuştur. AİHM bir karar verdi, dedi ki: "Selahattin Demirtaş'ın pek çok hakkı ihlal edilmiştir, gasbedilmiştir." Ne oldu? Sayın Cumhurbaşkanı çıktı bugün bu karar üzerine "Biz AİHM'in kararını tanımıyoruz." dedi. Bakın, bunun üzerine ne oldu? Avrupa Konseyi sözcüsü dedi ki: "AİHM'in aldığı karar bütün bağlı ülkeleri bağlar." Ya, bir Cumhurbaşkanı "Ben AİHM'in kararını tanımıyorum." dediği anda Anayasa bu ülkede yoktur, Anayasa yoktur arkadaşlar. Anayasa'nın amir hükmüdür, mahkemelerin kararları herkesi bağlar, bütün milleti bağlar ve sizi de bağlar Sayın Bakan, sizi de bağlar, Cumhurbaşkanını da bağlar.

Bakın, Selahattin Demirtaş'ın bir açıklaması var, size okuyacağım. Cumhurbaşkanı adayımız Selahattin Demirtaş Edirne'den bildiriyor. Şu anda iki yıldır cezaevinde haksız, hukuksuz bir şekilde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Başkan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Diyor ki: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği bu kararla birlikte siyasi rehine pozisyonum hukuken tescil edilmiş oldu. İlk günden beri söylediğimiz gibi, HDP'ye yapılan operasyon, tutuklanmamız ve yargılanmamız hukuki değil, siyasi gerekçelerle yapılıyordu. Yargılandığım davalar ve isnatlar tümden çökmüştür. Anayasa Mahkemesi dâhil, bizim hakkımızda bu süre zarfında yasa dışı karar veren bütün mahkemelerin çok ağır ihlaller yaptığı AİHM kararıyla kesinleşmiştir. Siyasetin yargı üzerinde kurduğu yeni vesayet hem demokrasi hem toplumun geleceği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Maalesef ki yürütmenin başı sıfatıyla açıklama yapan Cumhurbaşkanı hâlen, bu mahkeme kararına rağmen, hukuku, kanunu ve Anayasa'yı tanımayacağını ifade edebilmektedir.

Bu, benim şahsımla ilgili bir mesele değil, AİHM kararında temsil edildiği gibi, bütün Türkiye toplumu ve demokrasi açısından çok vahim bir durumdur AİHM kararının kabul edilmemesi. Hukuk ve adalet mücadelemiz her koşulda devam edecektir. Haklı bir mahkeme kararı olmadan iki yıldır burada tutuluyor olmama rağmen demokrasiye, barışa ve adalete olan inancımı asla kaybetmedim. Bu konuda en büyük umut kaynağım da halktır, halkın mücadelesidir.

Son derece önemli ve ciddi sorunlar içeren bu mahkeme kararını zorlu bir hukuki mücadele neticesinde ortaya çıkaran bütün avukat arkadaşlarıma, partim HDP'ye ve dayanışma içinde olan bütün halkımıza en içten teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum.

Selahattin Demirtaş

Edirne Cezaevi

20 Kasım 2018"

Az önce Cumhurbaşkanı adayımız ve Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş bu açıklamayı yaptı.

Sayın Bakan, bu durum, sizin için, Türkiye yargısı için bir utanç vesikasıdır. Bu, AİHM'in çoklu anlamda iki yıldır yapılan bu siyasi operasyonun bir siyasetin emriyle yapıldığını tescil ettiği bir karardır. İki yıldır bizim burada dilimizde tüy bitti, dedik ki: Yapmayın, bu siyasi yargılamalardan vazgeçin, yargıçları serbest bırakın. Bakın, gidiyoruz mahkemelere, karşımızda hâkim yok. İddia bulamıyor ama yargıyı devam ettirmek zorunda kalıyor. Serbest bırakma kararlarını veremiyor, verse bile arka kapıdan başka bir mahkeme o serbest bırakma kararlarını reddediyor. Hakkâri Milletvekilimiz Leyla Güven; serbest bırakılma kararı verildi, başka bir mahkeme hemen, anında talimatlarınızla kendisini tekrar içeride bıraktı.

BAŞKAN - Sayın Paylan, toparlayın lütfen, son cümlelerinizi alayım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün bunlar yargının siyasileştiğini, tamamen bağımsızlıktan ve tarafsızlıktan koptuğunu gösteriyor Sayın Bakan. Bu, bizler için utanç vesikasıdır, Türkiye için utanç vesikasıdır.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir saniye... Sayın Başkan, toparlıyorum.

BAŞKAN - Son cümlenizi alayım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, Recep Tayyip Erdoğan gadre uğramış bir kişiydi. Gadre uğramış, gadre uğramışın hâlinden daha iyi anlar diye düşünüyorduk ama mazlumlar maalesef zalim oldu. 28 Şubat sürecinde, evet, gadre uğradı. Ne yaptı? Gitti, mahkemelere gitti.

SALİH CORA (Trabzon) - Zalim, Kobani eylemlerinin talimatını verendir. Zalim Selahattin Demirtaş, terör eylemlerine bulaşmıştır

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Türk yargısı onun taleplerini reddetti, bir şiir okudu diye reddetti.

SALİH CORA (Trabzon) - Selahattin Demirtaş, Kobani eylemlerinin talimatını vermiştir.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Hâkim misin, savcı mısın?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sonra, Yargıtay, bakın, Yargıtay, reddetti onun taleplerini. Onun üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitti Sayın Cumhurbaşkanı. Gadre uğradığı günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giden bir Cumhurbaşkanı bugün güçlü olduğu günlerde "AİHM'den çıkan kararı tanımıyorum." diyor. 1990'da imza attığınız kararı...

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, AİHM kararına uyacak mısınız? Net bir şekilde soruyorum size. Bu kararı, Cumhurbaşkanının açıklamasını nasıl görüyorsunuz? Büyük bir skandal değil midir? Avrupa Konseyine mi bırakacaksınız? Avrupa'dan bütün çıpayı koparıp getirecek misiniz?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, bütün bunlar konusunda hepimize, siyaset kurumuna düşen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - ...normalleşmedir, olağanlaşmadır, bu girdaptan ülkemizi çıkarmaktır bir an önce.

Saygılar sunarım.