KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, öncelikle, biraz önce söz aldığımda ifade etmiştim; pancar tohumu alımı ihalelerine, son üç ihalesine aynı firma girmişti, bu firmanın adını sizden istiyorum.

Şimdi, özellikle Sayıştayın önerilerine baktığımız zaman, önerilerde şöyle ifadeler de dikkat çekiyor, bir örnek vermek istiyorum: "Yetişmiş personel ve bütçe imkânlarının yetersizliği sebebiyle faaliyetlerini görev tanımı çerçevesinde yürütme imkânı kalmayan Şeker Enstitüsünün..." şeklinde bir ifade var. Yani, eğer yetişmiş personel bir kuruma vermezsek, bütçe de vermezsek o kurumun kendini geliştirmesi, kâr etmesi, verimlilik sağlaması da mümkün değil. Şu anda elimizde bulunan fabrikalarla ilgili hem yetişmiş personel hem de bütçe imkânları bakımından bir sıkıntı yaşayıp yaşamadığınızı, ilerleyen projeksiyonunuzda da bu elinizdeki fabrikaların özelleştirilme doğrultusundaki bir sürece mi sokulmasının planlandığını, analizleriniz doğrultusunda böyle bir sonuca mı gidildiğini, yoksa bu fabrikaların işletilmesinin, geliştirilmesinin planlanıp planlanmadığını kurumunuzca, sormak istiyorum.

Şimdi, Sayıştay yetkililerimiz biraz bu Komisyon toplantısında söz aldılar. Sayın Başkan da, Komisyon Başkanımız da bunun bir sunuma döndüğünden hareketle, aslında biraz sözlerini kısa bitirmelerine neden oldu ama bir Komisyon üyesi olarak söylüyorum ve tabii, bütün Komisyon üyelerinin bu konulara da hassasiyetle yaklaşması gerektiğine inanıyorum. Vurgulamaya çalıştığı, yani biraz da çırpınarak vurgulamaya çalıştığı konu çok önemli bir konu. Belki biz bu konuya daha fazla eğilmeliydik. O nedenle, Sayıştayın ifadesi itibarıyla, 197 milyonluk bir zararın 194 milyonunun sebebini anlatmaya çalıştı. Dolayısıyla, bu bakımdan tutanaklara da ifadelerinin geçmesini çok önemli buluyorum. Özellikle de bu konuya da eğilmemiz gerektiğine inanıyorum. Özellikle Şeker Kurumunun hem fabrikalarının hem sektörün çiftçisiyle birlikte ciddi anlamda zarar ettiği ve zarar etmesine dayanarak da özelleştirme kapsamına alındığı bu süreçte.

Evet, tabii, şöyle, sizin de dikkatinizi çekmiştir: Hem Komisyon üyelerince hem sizin sunumunuz itibarıyla bir türlü kurumunuzdaki fabrika sayısı tam olarak ifade edilemiyor. Kimi "11" diyor, kimi "12" diyor, kimi "13" diyor. Bunun nedeni, aslında, fabrikanın özelleştirme kapsamına alınması, sonra "delil" denen bir kavramın işin içine girmesi. Satıştan bahsetmiyorum. "Devretmek" kavramının işin içine girmesi, birdenbire konuyla olan muhatap firma sayısının da olağan dışı bir şekilde artmasıyla ilgili. Şimdi, yine Sayıştayın raporunda yer alan, özellikle birçok ihaleyi aynı firmanın alması, eşit rekabet koşullarının oluşturulmaması noktasında sanki bu eşit rekabet koşulları bazı firmaların da aleyhine sonuç doğuracağı için ve alamayacakları için ihaleyi o tarafa doğru yönlendirmenin bir yolu bulunmuş gibi. Şöyle ki: Doğuş Yiyecek İçecek, Bor Şeker Fabrikası'nı devralıyor, sermaye yapısı bunu devralmaya uygun, devralıyor, yaklaşık beş ay sonra da, kampanya süreleri tabii yaklaşınca, bir tepki oluşmaya başlıyor. Çünkü daha doğrusu şöyle: Özelleştirme İdaresinden ihaleyi alıyor, yani aslında devralıyor gibi ama aslında devralmıyor, yani böyle enteresan kavramlarla karşı karşıyayız. Daha sonra da anlaşılıyor ki konu irdelenince, Doğuş Yiyecek ve İçecek AŞ Bor Şeker Fabrikası'nı aslında Özelleştirme İdaresinden aldıktan hemen, bir gün sonra zaten devretmiş bir firmaya, devretmiş. Kavram bu. O yüzden, devretmenin ne demek olduğunu da, kurumunuzca anlamını, çerçevesini, ne ifade ettiğini ve etmediğini, kavramsal, sınırsal çerçevesinin açıklamasını sizden rica ediyorum. DSM İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'ye devri için resmî kurumlara başvuru yaptığı öğrenilmiş bir gün sonra. Bu firmanın sermayesi de 100 bin TL, fabrikanın satın alım bedeli de 336 milyon. 336 milyon liralık bir fabrikayı 100 bin liralık sermayeli bir firmanın alması söz konusu. Yani, Bor Şeker Fabrikası'nda ihaleye hiç girmeyen bir firmaya devir gerçekleşmiş. Şimdi bu noktada ben de sormak istiyorum: Doğuş Gıda beş aydır devralmadığı Bor Şeker Fabrikası'nı devraldıktan bir gün sonra başka bir firmaya devretmiştir, satmıştır, artık siz hangi kavramı, nasıl tanımlıyorsanız. Bu satış, firmaların şeker fabrikalarını üretmek için almadıklarını da aslında ortaya koymaktadır. Kurumunuz ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bu satışa nasıl göz yummuştur? İhale şartnamesine göre Bor Şeker Fabrikası'nın ihalesine giren 3 firmadan 1'ine devredilmesi gerekirken Özelleştirme İdaresinin bu satışa göz yumarak 3 firmanın hazineye gelir kaydedilmesi gereken 12 milyon lirasını kurtarmış olduğu iddiaları doğru mudur? Doğruysa, tarafınızdan bir inceleme yapılmış mıdır, başlatılmış mıdır? Satışı gerçekleştirilen diğer fabrikalarda da, Bor Şeker Fabrikasında olduğu gibi, bir devir veya bir satış gerçekleşmiş midir? Satılan fabrikalardan hangileri satın alan firmalar tarafından devralınmıştır, hangilerinin devri yapılmamıştır? Devredilen fabrikalardan tekrar satılanlar veya devredilenler hangileridir? Fabrikaların sermaye yeterliliği olmayan firmalara satıldığı iddiaları biraz önce bahsettiğim bağlamda doğru mudur? Fabrikayı satın alan firmaların ertesi gün tekrar fabrikayı satmaları veya devretmeleri bu iddiaları bir ölçüde doğrulamakta mıdır? Açıkçası, bizler, şeker fabrikalarının bu kadar hızlı, bir noktada apar topar satılmak istenmesinin temel gerekçelerini, parametrelerini bilimsel olarak da sizden istiyoruz. Özellikle alınabilecek olunup da alınmayan tedbirler var mıydı? Yetişmiş personel kadrolarıyla desteklemek mümkünken, bütçe desteği vererek geliştirmek mümkünken, özellikle şeker noktasında dünyada da çok kritik ve stratejik bir üretim, bu noktadaki üretimi devlet tekelinde olabildiğince tutmaya gayret ederek bu stratejik ürünü de açıkçası Türkiye'nin gıda güvenliği bakımından da bizde olmasını sağlayarak böyle bir tedbir alıp geleceğe dair güvenle bakmamızı sağlamak mümkün müydü? Ve bu ihaleler yapılırken de bazı firmalarla anlaşılarak, aslında firmaların da kendi isteklerinin bir ölçüde dışında, yani ihaleyi almaları sağlanıp daha sonra devir veya satışla bir başka firmaya aktarılması gibi bir yöntemin seçildiğiyle ilgili iddialar var. Kurumunuzca bu konulara açıklık getirilmesini, aynı zamanda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yetkilileri varsa da bu tip ihale sonuçlandıktan bir gün sonra bir başka firmaya devir veya satış ihaleye girmeyen bir firmaya yapılmasını nasıl açıkladıklarını ve açıklama getirdiklerini de kendilerinden burada sözlü ve daha sonra yazılı olarak mümkünse vermelerini rica ediyoruz.

Teşekkür ederim.