| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .11.2018 |
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli basın mensupları ve değerli bürokratlar; öncelikle, hepinizi saygıyla selamlıyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Değerli üyeler, bu dünya, bu vatan hepimizin ortak yaşam alanıdır. Bu hava, bu toprak, bu su hepimizindir. Atalarımızdan bizlere kalan, bizlerden de çocuklarımıza kalacak olan bu doğal mirası, ekosistemimizi en büyük zenginliğimiz olarak geleceğe taşımakla sorumluyuz. Bu bilinç, bireylere olduğu kadar yönetimlere de önemli sorumluluklar yüklemektedir. Bunun farkına varan bireyler, çocuklarımız ve gençlerimiz geleceklerini dikilen binalarda ve betonlaşan şehirlerde değil doğanın ve insanın korunmasında, özgürleşmesinde görüyor ve mücadele ediyor. Hemen hemen her gün tarlası, suyu, fıstığı ve zeytini için mücadele eden insanların, köylülerin, üreticilerin haberlerini okuyor, görüyoruz. İnsanlar havasına, suyuna, ağacına, toprağına, kurduna kuşuna sahip çıkıyor, bunları korumaya ve geleceğe taşımaya çalışıyor. Ancak ne hikmetse yönetimler, üstün kamu yararı ve ekonomik yararlar gibi farazi gerekçelerle havamızı, suyumuzu, toprağımızı, ocaklarımızı, ağaçlarımızı HES'lere, TOKİ'lere, turistik tesislere ve AVM'lere kurban ediyor.
Bir ülkede "Ben devletim, ben yaparım, ben kirletirim." mantığıyla hareket ediliyorsa, hak arama kanalları tıkanmışsa, HES'lere, AVM'lere ve köprülere önem verildiği kadar insana ve doğaya değer verilmiyorsa yakında doğa da isyan edecektir. Karadeniz'de her sene yaşanan sel felaketleri, büyük şehirlerde yaşamı felç eden ani sağanaklar bu isyanın öncülleridir. Doğa bir an önce aklımızı başımıza almamız için bizi sürekli uyarmaktadır. Ancak üzülerek söylüyorum ki biz hâlâ tehlikenin farkında değiliz. Bu yüzden, her fırsatta ülkemize çağ atlattığını iddia eden AKP'nin on altı yıllık iktidarı döneminde ne Ergene ne de Gediz temizlenmedi. Çevre kirliliği ve sağlık açısından yıllardır gündemde olan Gediz, Ege Bölgesi ve ülkemizin tarımsal üretimi açısından hayati derecede önem taşımaktadır. Ülkemizin tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 10'u Gediz havzasında yapılır. Burası başta kuşlar olmak üzere birçok canlıya ev sahipliği yapmaktadır. Ancak ekolojik kirlilik nedeniyle Gediz, flora ve faunasıyla maalesef can çekişmektedir. Kirlilik, tarımsal sulamayı da etkilemekte, yetiştirilen ürünlerden dolayı insan sağlığı da tehdit edilmektedir. Yapılan araştırmalara göre bu bölgede kanser vakaları da gün geçtikçe hızla artmaktadır. Ayrıca, kirlenme nedeniyle Gediz'in suyuyla sulanan binlerce dekar arazi de çoraklaşma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Sizden önce yıllarca bakanlık yapanların verdiği sözler hâlâ İzmir halkının dilindedir. 2008 yılında zamanın Çevre ve Orman Bakanı tarafından kirlilikle ilgili çalışmaların 31 Aralık 2012'de sona ereceği ve herkesin oltasını alarak Gediz'de balık tutacağı sözü verilmiştir. Sayın Bakanım, umarım siz böyle bir söz vermezsiniz çünkü üzülerek söylüyorum ki artık Gediz'de tutulacak balık kalmadı, yaşayamıyor çünkü. Bu çerçevede, İzmir Milletvekili olarak sizden Gediz Nehri'nin tamamen kirlilikten arındırılmasıyla ilgili hangi çalışmaları yapacağınızı ve bu çalışmaların ne zaman tamamlanacağını öğrenmek istiyorum.
Öte yandan, Bakanlığınızın 2016 yılı verileri üzerinden hazırladığı Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu'nda Türkiye'nin en önemli çevre sorununun su kirliliği olduğu ifade edilmektedir. 81 ilden toplanan veriler Türkiye'de 30 ilde su kirliliğinin en büyük sorun olduğunu ortaya koymaktadır. Böyle giderse 2030 yıllarında su fakiri olacağımız kesindir. Bu nedenle, su kaynaklarımızın korunması, Gediz, Ergene ve Kızılırmak gibi nehirlerimizin kirlilikten arındırılması yönünde etkin politikalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Sonuç olarak, sonuç almak için doğaya ve insana saygı duyan, katılımcılığı temel alan bir yaklaşıma ihtiyacımız vardır. Bu yöndeki samimi her türlü çalışmaya destek vermeye hazır olduğumuz düşüncesiyle, bütçenin insanlarımıza, doğamıza ve çevremize hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.