TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli bürokratlarımız ve sayın basın mensupları; İstanbul'u Sayın Cumhurbaşkanının da söylediği gibi mahvettik arkadaşlar, mahvettiniz daha doğrusu el ele vererek on altı yıldan bu yana ama sadece İstanbul'u değil aynı zamanda Trakya'yı da mahvettiniz. Çünkü 4 tane çimento fabrikası İstanbul'u beton hâline getirmek için sürekli olarak çalışıyor ve bu 4 tane çimento fabrikasının 4'ü de maalesef Trakya'da. Trakya'da aynı zamanda kireç fabrikası da...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Fabrikalar kapatılsın mı diyorsun?

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Çimento fabrikaları Trakya'nın dağlarını, ovalarını mahvettiği gibi aynı zamanda kireç fabrikaları da mahvetmektedir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kapatılsın mı istiyorsun fabrikaların?

BAŞKAN - Sayın Aydemir...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Baca yapılsın, baca.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Bunun yanında taş ocakları da aynı şekilde Istranca ormanlarını mahvetmiştir.

Bunun yanında, İstanbul'un enerji ihtiyacını karşılamak için Trakya'da Hamitabat Çevrim Santrali, doğal gaz çevrim santrali kurulduğundan bu yana Lüleburgaz çanağı dediğimiz bölgenin ısısı 3 derece, artı 3 derece artmıştır değerli arkadaşlar.

Bunun yanında şu andan itibaren de 4 tane termik santral bu bölgeye kurulmak isteniyor kömür santrali olarak. Bizim bu bölgede kömür değerli arkadaşlar, değeri çok düşük bir kömürdür ve değeri çok düşük olan bir kömürle de santrali çalıştıramazsınız. Bu santrali bu kömürün çalıştırması için yıkanması gerekiyor. Sayın Bakan, Trakya'da böyle bir su yok, bu kömürü yıkamak için böyle bir su yok. Bu su olmadığı için dolayısıyla bu kömürle de santrali çalıştırmanız mümkün değildir; olası ki bu kömür dışarıdan gelecektir. Dışarıdan gelecek olan bir kömür belki bu santralleri çalıştıracak ama dövize bağımlı kalacağız ve bunun yanında Trakya Ovası'nı mahvedecek, aynı zamanda da bu bölgede yaşayan insanlarımızı da mahvedecek.

Şimdi, değerli arkadaşlar, sadece Trakya'nın havasını değil, Trakya'nın suyunu da mahvediyoruz bu şekildeki çalışmalarla çünkü Istranca Dağları'nda, Istranca ormanlarında taş ocaklarından elde edilen taşların her birisi dinamitle çıkartılıyor. Dinamit patlatmasıyla çıkartılan bu taşlar o bölgede çatlaklar oluşturuyor Sayın Bakan. Yer altındaki taşların çatlakları vasıtasıyla bu bölge özellikle yağan yağmurları süngerimsi dokusuyla yerin altına alıp daha sonra Trakya Ovası'nı yerin altından besleyen bir yapıya sahip ama şu anda bu bahsettiğimiz çatlaklar sayesinde su daha derine gitmekte ve şu anda alıp da tarımsal olarak veyahut da şehirde kullanma suyu olarak kullanmanız, çekmeniz mümkün değildir. Suyu da kirletiyoruz, havayı kirletiyoruz ve aynı zamanda dünyanın en kıymetli tarımsal alanı olan, özellikle en kıymetli toprağı olan Trakya'da

ki kepir toprağı da mahvediyoruz. Bu mahvoluş sayesinde değerli arkadaşlar, bu bölgede normalde dekar başına 500 kilo buğday alırken şu anda 300 kiloya, 250 kiloya düşmüştür; 250 kilo, 300 kilo ayçiçeği alırken dekar başına şu anda 130 kiloya, 150 kiloya düşmüştür.

Değerli arkadaşlar, aynı zamanda bu bölgemiz tekstil fabrikalarının istilasına uğramıştır. Yaklaşık 2 bin adet tekstil fabrikası her gün yerin altından su çekmektedir. Bu çektikleri suyu hepinizin bildiği gibi Ergene Nehri'ne boşaltmaktadırlar kirletip de. Ergene Nehri bugün su değil zehir akıtıyor değerli arkadaşlar, zehir çamuru akıtıyor. Bunu önlemek için temizleyip de Marmara Denizi'ne boşaltıyoruz diyorlar, Marmara Denizi'ne deşarj ediyoruz diyorlar. Marmara Denizi'ne deşarj edilen bu sular aynı zamanda Marmara'da bulunan, Marmara Denizi'nin dibinde bulunan balıkların kuluçka yerlerini de, yataklarını da bozmaktadır.

Değerli arkadaşlar, Trakya sit alanı ilan edilmesi gerekirken maalesef bir sit alanı ilan etmeyi değil Trakya'yı İstanbul gibi betonlaştırıp Trakya'yı da mahvetmeye çalışıyoruz. Bu şekilde davranırsak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyoruz.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Sayın Başkan, bir saniyenizi müsaade edeceğim.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Değerli Bakanım, bu yapılanlar tamamen vahşi kapitalizmin bir örneğidir. Tamamen görgüsüz müteahhitler sayesinde yapılan, görgüsüz ticaret erbapları tarafından yapılan bu saldırılar hem Trakya'mızı mahvediyor hem de İstanbul'umuzu mahvediyor.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kayan.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Şimdi, size soruyorum: Vahşi kapitalizm bizde doğmadı, vahşi kapitalizm Batı'da doğdu; Batı, bunu yüz elli yıl önce terk etti.

BAŞKAN - Sayın Kayan, soru bölümünde devam ederseniz...

Teşekkür ediyorum.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Terk etmesinin sebebi vardı çünkü hem ovalarını hem denizlerini hem nehirlerini hem şehirlerini mahvediyordu.

Şimdi, bizim tekrar geriye dönüp, tekrar kurucu değerlerimize dönüp doğaya saygıyı öğrenmemiz gerekiyor, doğayla yaşamamız gerekiyor.

Hepinize saygılar sunuyorum.