| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün (ESK) 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .11.2018 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Siz çabuk geçtiniz Başkanım, bu 2015'in diğer önerilerine yönelik bir konuşma yapan var mı diye...
BAŞKAN - Sordum Sayın Sertel.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sordunuz, hemen geçtiniz, hızınıza yetişmek mümkün değil.
BAŞKAN - Ama Sayın Sertel, bakın, toplantı başlamadan önce...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ben biraz geç geldim. Şöyle...
BAŞKAN - Bir saniye Sayın Sertel.
Toplantı başlamadan önce Sayın Sertel'i telefonla aradım.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Aradınız, ben mahkûm aileleriyle beraber bir basın toplantısı yapıyordum, açamadım.
BAŞKAN - Bakın, hazırun bulunmasına rağmen, 12 sayısını da bulmamıza rağmen "Sayın Atila ağabeyimizi ben bir arayayım." dedim "Sayın Sertel'i bir arayayım." dedim.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sağ olun. Allah ve Taner şahidimdir, Meclis TV de tanıktır, mahkûm aileleriyle toplantı yapıyordum.
BAŞKAN - Doğrudur, biz size inanıyoruz ve güveniyoruz.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sağ olun.
Mahkûm aileleriyle basın toplantısı yapıyordum, geciktim, özür dilerim.
BAŞKAN - Estağfurullah.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Biraz hızlı geçtik, bir konuda benim bir hazırlığım vardı, tabii birden geçiverince 2015'i...
BAŞKAN - Siz görmeyince hemen geçtik.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Gerçi 2016'da da söyleyebilirim ama 2015'te öneri 8 var. "Kurumun ham madde tedarikinin kalite, fiyat, alım koşulları, alım zaman yönlerinden garantiye alınabilmesini ve uzun vadede uygun fiyat ve planlı üretim nedeniyle maliyetlerin düşmesini sağlayabilecek olan sözleşmeli besicilik yönteminin, besicilere veteriner, ilaç, damızlık hayvan, kaliteli yem temini konularında destek sağlamak, ayni veya nakdi avans vermek, besicileri eğitmek gibi uygulamaları özendirerek geliştirilmesi." var sayfa 55-56'da. Tabii, bu çok önemli bir konu yani bunu pat diye geçmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Özellikle Türkiye'de hayvancılığın geliştirilmesi ve hayvancılığa yönelik katkı koyulması noktasında çok önemli. Bu konuda biz Türkiye olarak son dönemlerde 2010 yılında Mehdi Eker'le başlayan canlı hayvan ithalatının hayvan üreticilerimizin canına okuduğunu biliyoruz yani perişan hâle soktuk biz hayvan üreticilerimizi ve bu konuda büyük sıkıntı yaşanıyor. Bugün gelinen noktada görülüyor ki kırmızı et bahane, ithalat şahane yani halka ucuz ithal et yedirecek diye birileri zengin ediliyor ve üretici de mağdur ediliyor. Bu noktada Sayıştaya verdiğiniz cevap 8 de hiç tatmin edici değil. Yani ülke hayvancılığının yok edildiği bir noktada yaşıyoruz. Sıfır faizli krediye güvenerek hayvancılığa yatırım yapan sanayiciler, holding sahipleri bile, Türkiye'nin en büyük aileleri bile hayvancılığı yapamaz duruma getirildi, siz de biliyorsunuz bir kısmının bu hayvancılıktan çekildiğini, bir kısmının konkordato ilan ettiğini.
Şimdi, bir de sizde yani bu kurumda kesimhaneler hayvanı kestirmek için çiftçilere iki ay sonraya, üç ay sonraya gün verir noktaya geldi. Bu, ameliyat olmak isteyen hastaya "Sen bekle, ölme, seneye seni mutlaka ameliyat edeceğiz." denilen sağlık sistemine benzeyen bir noktaya geldi. Burada çok açık ve net sizin, Et ve Süt Kurumunun kendisini bir daha hayvancılık konusunda böyle gündemde tartışılan noktadan çekmesi lazım, hızla hayvancılığa destek verir noktaya getirmek lazım.
BAŞKAN - Sayın Sertel, eski Türkiye'deki sağlık sisteminden bahsettiniz değil mi biraz önceki örnekte?
ATİLA SERTEL (İzmir) - O sizin görüşünüz, şimdiki sağlık sistemi daha facia.
BAŞKAN - Peki, buyurun.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Kırmızı et fiyatını düşürmek için ithalat yapıldığı sürece ülkede üç market zincirine ucuz et sağlanıyor, çiftçinin hayvanları ahırda beklerken ithalat yapılıyor. Yani bugünlerde sektörde en çok konuşulan ve güvenilir kaynaklardan benim edindiğim bilgilere göre ki bu konuda tarım uzmanı var, Ali Ekber Yıldırım, bu konuda çok sıklıkla sizi rahatsız eden yazılar yazıyor Dünya gazetesinde, siz de okuyorsunuz yani onları ama iki ay sonrasına gün verilirken bazıları sıra beklemeden hayvanlarını kestiriyor yani orada da bir sıkıntı olduğunu çok açık ve net belirtiyor. Mesela Et ve Süt Kurumuna ait Diyarbakır kombinasında sıra beklemeden hayvanlarını kestiriyor ve sonra Et ve Süt Kurumuna karkas olarak kilosunu 28-29 liradan sattığı biliniyor. Bu 28-29 liradan aldığınız eti bir market zincirine sizin 20 liradan verdiğiniz iddiası var. Yani burada halkımız ucuz et yesin diye Et ve Süt Kurumunun firmadan 28-29 liradan aldığı eti 20 liradan o markete verdiği iddiası var. Yani şimdi, bütün bunların hepsine baktığımız zaman sıkıntılı. Zaten bu ithalat politikası nedeniyle de -siz de biliyorsunuz- Koç Holding, Banvit, McDonald's sektörden çekildi, Saray Halı da konkordato ilan etti yani çok sayıda firma sektörden çekiliyor. "Sırada daha çok firma var." deniyor, ahırlar dolu, hayvanlar kesim için bekletiliyor, bir yandan da et ithal ediliyor. Bizim her ithal edilen etle hayvancılığımıza vurduğumuz darbenin... Gerçekten Et ve Süt Kurumu çok önemli bir kurum, bütün Türkiye'deki hayvancılığı korumak, kollamak, geliştirmek varken ithal ete yüklenmek... Şimdiki Bakan da aynı, hatta Bakan diyor ki: "Et yemeyin kardeşim, gidin, tavuk yiyin, hindi yiyin, başka şey bulun, yiyin." Bir de bütün bunları bir Tarım Bakanı söylüyor Türkiye'de yani "Et yemeyin." diyen bir Tarım Bakanına sahip oldu Türkiye. Büyük bir müjde gibi geliyor bana yani uluslararası bir müjde; "Et yiyin." diyen ve eti destekleyen bir Bakan olması gerekirken "Et yemeyin." diyor yani böyle bir Bakan da var. Şimdi, bütün bunları göz önüne aldığımızda siz bu öneri 8'deki cevabın yeterli olduğuna kendiniz inanıyor musunuz, yoksa benim bu eleştirilerim karşısında vereceğiniz bir yanıt var mı?
Teşekkür ederim.