KOMİSYON KONUŞMASI

ADNAN SELÇUK MIZRAKLI (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, şüphesiz ki böyle bir bütçe üzerine konuşurken gelecek açısından hepimize daha büyük umutların göründüğü bir bütçe üzerine konuşabilseydik. İçinde geldiğimiz durum itibarıyla baktığımız zaman eğer 2003 bütçesi hazırlanırken ki raporlamalara ve değerlendirmelere baksak, o günün değerlendirmelerini bugün okusak belki birçoğumuz bugün kullanılan kavramlarla ne kadar karşıt düşeceklerini görürlerdi.

Şimdi, hani halk arasında bir laf vardır "Borç, yiğidin kamçısıdır." diye. Hakikaten ülkemiz bu özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin hükûmet ettiği yıllarda oldukça yiğitleşti, bunu çok net olarak görüyoruz, sokaktaki vatandaş çok yiğitleşti, yani iktidara geldiğinizdeki kişi başına borçluluk miktarıyla bugünkü borçluluk miktarı arasında 400 katın üzerinde bir fark var. Yani borçla yaşamaya çalışan ama üretimi aynı ölçekte zenginleştirmeyen bir dönem.

Şimdi, arkadaşlar, ben yani iktisadın kavramlarıyla, maliyenin kavramlarıyla kalkıp konuşmaya başlasam şunu çok iyi bilirsiniz: Bütün batmakta olan kooperatiflerin yönetimleri o son bütçe çalışmasını yaparken bile size öyle bir tablo sunarlar ki oradan bir tane ortaklık alma ihtiyacı hissedersiniz. Yani iktisat bu anlamda çok böyle sakız gibidir, istediğiniz gibi kullanabilirsiniz ama hayatın gerçekleri başka türlüdür.

Ben şu anda isterdim ki Sayın Berat Albayrak Bakanımızın sağ tarafında bir kadın otursun, kadın aklıyla, kadın vicdanıyla, kadın ekonomisiyle gerçekten bu işlere bakacak birisi olsun. Bir öbür tarafında bir asgari ücretli işçi otursun. Onlar hakikaten o bütçelemeyi çok iyi biliyorlar. 1.603 liralık bir rakamla bir ayın bütçesini nasıl çıkartabiliyorlar? Biraz daha denklik veren belki bütçelerin ortaya çıkmasına müsebbip olurlardı.

Şimdi, yine, bir başka kavram üzerinden gideceğim. Yani bize sorsalar, "1 milyon dolarınız mı olsun veya şu kanseriniz mi olsun?" deseler, bizler de deriz ki: Ya, arkadaş, kanser ne kelime, yani ne para istiyorum ne bir şey, sağlıklı olayım bana yeter. Şimdi, sadece bütçelere değil, toplumun bu anlamdaki refahına, demokrasisine, özgürlüklerine ve hukukuna bakmak gerekiyor. Yani nasıl bir ülkede yaşamak istersiniz dedikleri zaman, biz yine bu kavramlar çerçevesinde yorumlar yapmaz mıyız?

Şimdi, bu anlamda, içinde geldiğimiz durumda bırakın hukuk rejimi olmanın birçok kavramının iç edildiği, idarenin kendi içinde çok ciddi sıkıntılar yaşadığı, aynı zamanda maliyenin ortaya çıkan durumları yani bir ödemeler dengesini tutturmada bile oldukça ciddi güçlükler çeken ve uluslararası alana çıktığı zaman da borç çevirmek için oldukça yüksek ama övünerek söylediğimiz, "Çıktı, 2 milyar avro band sattık ve yüzde 7,5 faiz ödedik." diye Sayın Berat Albayrak açıklama yapmıştı. Yüzde 7,5 faiz verdiğini söylemişti.

Şimdi, bütün bunlardan hareketle baktığımız zaman, bu faizi kim veriyor? Bakanın babası vermiyor. Yani bu, vatandaşın cebinden çıkan bir para. Dolayısıyla, şimdi bütün bu kavramları kullanırken yani özellikle sokaktaki o yoksullar, o insanlar üzerinden nasıl bakmamız gerektiği noktasında hakikaten burada bir ayrım yapmamız gerekiyor.

Bir başka cephesi, toplumun, emeğin kendisini savunabilmesinde, örgütleyebilmesinde ve bazen sermayenin o acımasız tutumu karşısında kendisini koruması anlamında sendikaları güçlendirmek gerekirken sendika kalmadı. Arkadaşlar, biz burada konuşurken Zonguldak'ta şu anda 3 evde cenaze var. Her gün ortalama 6 işçi yaşamını yitiriyor. Türkiye bütün o -hep OPEC böyle başka kavramlarla şey yaparız ya- ülkelerin içinde en fazla işçi ölümlerinin, işçi cinayetlerinin yaşandığı ülke. Ama aynı şekilde Cumhurbaşkanı patronların karşısına geçtiği zaman "Bakın, biz bunlara grev yaptırmadık." diyor.

Soma'da bu iş konuşulduğu zaman yani "Bu işin fıtratında vardır." deniliyor. Almanya'da fıtrat bitmiş, oradaki Ruhr Havazasında insanlar için fıtrat bitmiş ama Türkiye için devam ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Mızraklı.

ADNAN SELÇUK MIZRAKLI (Diyarbakır) - Son cümlemi söylemek istiyorum Başkanım.

Diğer yandan bakıldığı zaman, özellikle Türkiye'de gelir dağılımında en sonda yer alan özellikle 20 ile, 25 ile bakıldığı zaman bunların özellikle Kürt illeri olduğu görülecektir. Oralarda da, yine, özelinde BCH faizlerinden tutun kredi garanti fonundaki birtakım şeylere kadar, özellikle teminatlandırma noktalarında gerçekten birtakım tedbirlerin alınması gerekiyor. Yakında bunu...

BAŞKAN - Teşekkür ettim.

ADNAN SELÇUK MIZRAKLI (Diyarbakır) - Bunu da Sayın Bakana duyurmuş olayım.