KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; bu maddeyle, -borçlanmayla ilgili bir madde- (2)'nci bendinde "1'inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile belirlenen başlangıç ödeneklerinin yüzde üçüne kadar ikrazen özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç edilebilir." diyor. Daha evvel, geçen sene, hatırlayacaklardır arkadaşlar, bu yüzde 1'di, şimdi yüzde 3'e kadar artırılıyor, başlangıç ödeneğinin yüzde 3'ü değerli arkadaşlarım. Bütçenin başlangıç ödeneğini biliyor musunuz değerli arkadaşlar? 30 milyarın üzerinde. Bir anda yüzde 1'den yüzde 3'e çıkıyor ve 20 milyarlık bir fark ortaya çıkıyor ve bunları hiç görmüyoruz, bu nereye gidiyor? "Bu bütçe borç bütçesidir, borç ödeme bütçesidir." dediğimiz zaman da kızıyorsunuz, işte "Hayır, bu bütçe bizi uçuracak bütçedir." deniliyor. Öyle değil yani dikkat ederseniz, bu maddeyi baştan sona okursanız görürsünüz, gerçekten borç bütçesidir.

Sayın Bakanım, siz geçenlerde şöyle bir açıklama yaptınız, çok da güzel anlattınız, Türkçeye de hâkimsiniz, iyi konuşuyorsunuz, dediniz ki: "Bir ülkenin başkentinde ekonomik saldırı planlandı, hazırlandı." Biz de "Bu nedir yani? Bir oturum yapalım Mecliste, kim bize savaş açmış, biz de bir tedbir alalım... Ama onu reddetti Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu yani 1'inci parti grubu reddetti.

Değerli arkadaşlarım, Hükûmet ya "Kriz yok." diyor ya da "Bir saldırı var ama bu kriz değil yani şu anda yaşamakta olduğumuz sorun ekonomik değildir, bizim yanlış yönetimimizden de kaynaklanmıyor ama dışarıdan bize bir saldırı var." diyor; millete, herkese böyle anlatıyor. Değil, eğer böyle olsaydı bütçeniz böyle borç bütçesi olmazdı Sayın Bakanım. Siz Türkiye'yi on altı, on yedi seneden beri borca batırdınız, dünya kadar para aldınız, rakamlar ortada. 140 milyar dolar civarındaki Türkiye'nin borcu şu anda 460 milyar dolar ve bu parayı da borcu ödeyecek bir ekonomik altyapının oluşmasına kullanmadınız, inşaata, betona gömdünüz, şimdi inşaat sektöründe çok ciddi bir kriz var, problem var, onu da aşamıyorsunuz. Bunu itiraf edeceğiniz yerde, "Biz yanlış yaptık, bundan sonra böyle bir yanlışa düşmeyeceğiz." diyeceğiniz yerde "Hayır, böyle bir şey yoktur, bize dışarıdan saldırı vardır." diyorsunuz ve eski bildiğimiz yöntemlerle mücadele etmeye çalışıyorsunuz. Buradan bir çıkış yok değerli arkadaşlarım.

Şimdi, bütün palyatif tedbirlerle gidiyorsunuz. Bu inşaat sektöründe ortaya çıkan krizi de millete yüklemeye çalışıyorsunuz. İnşaat sektörünü kurtarmak için doğru, yanlış kararlar alındı, alınmadı, bilmiyoruz ama deniliyor ki: "Emlak üzerinden devlet satın alacak bütün bu 1 milyon civarındaki fazla konutu." Bu ne demektir değerli arkadaşlarım? Böyle bir para yok. Bu, milletin vergisiyle bu sektör kurtarılacak anlamına geliyor. Bunları toplandığınız zaman ortaya çıkan şey, siz aslında ipin ucunu kaybetmişsiniz, ne olacağını çok da bilmiyorsunuz. Niye bilmiyorsunuz? Çünkü gerçeği kabul etmiyorsunuz, "Bizim hatamızdan kaynaklandı, problem şudur, yapıda şöyle bir problem var..." Siz bunu düzeltmek için, tedbir alabilmeniz için öncelikle bu problemi kabul etmek mecburiyetindesiniz. Algı yapıyorsunuz Sayın Bakanım. Hani "Bir ülkenin başkentinden bize ekonomik saldırı var, buradan bir saldırı tertiplenmiştir." diyorsunuz ya, öyle bir şey yok. Eğer varsa böyle bir saldırı, bu ülkeye bir komplo varsa bu komplo Türkiye'nin başkenti Ankara'da, siz bu komployu yapıyorsunuz. Bu komplonun adı da algı operasyonudur. Yani hatalarınızı başkalarına yaymak istiyorsunuz. Nasıl krizi soğancılara efendim, pazar yerindeki gariban esnafa yaymaya çalışıyorsunuz... Öyle bir algı var ki Türkiye'de soğan üreticileri... Soğan ne yapılır arkadaşlar ya? Soğanı topladınız. Ne yapılır? Gidip depoya... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin, Allah Allah! Madde üzerinde konuşuyor, konuşur.

Sayın Bekaroğlu...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum.

Pazar yerlerinde esnafa şey yapıyorsunuz. Hatalarınızdan kaynaklanan ekonomik krizin, har vurup savurmayla yaptığınız, betona gömdüğünüz, yandaşa dağıttığınızdan dolayı ortaya çıkan ekonomik krizin faturasını vatandaşa kesmeye çalışıyorsunuz. Bu da bir borç bütçesidir değerli arkadaşlarım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)