| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon gündeminde bulunan (2/1369) esas numaralı Kanun Teklifi'nin Anayasa'ya aykırılıklarının bulunduğu iddiası ile Komisyona getirilme şekli ve görüşülme usulü hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 04 .12.2018 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, 38 kanun, 3 kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapan bir düzenlemeyle, "torba"yla karşı karşıyayız. Gerçekten ayrı ayrı, birbiriyle ilgisi olmayan kanunlar. Buna çalışmak gerekiyor ciddi bir şey yapıyorsak. Hani siz dediniz ya: "Çalıştık ettik filan..." Biz de çalışarak ederek ciddi bir şekilde muhalefet etmek istiyoruz.
BAŞKAN - Tabii, sorun yok.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu bizim görevimiz. Yani millet bize muhalefet görevi verdi, yaptığınız işleri denetlemek, ne olduğunu kendimize göre yorumlamak ve vatandaşa burada ne yapılıyor bunu açık etmek bizim görevimiz.
BAŞKAN - Sizin de bu konuda ne kadar yetkin olduğunuzu bilmeyen yok zaten.
Buyurun.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bizim görevimizdir. Yetkiliyiz değiliz yani.
BAŞKAN - "Yetkin" dedim, "Yetkili" demedim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yetkin, değiliz, ona da millet karar verecek.
Şimdi bunu yapabilmemiz için bize zaman tanımanız gerekiyor, imkân tanımanız gerekiyor. Baskın şeklinde geliyor, tak tak tak geldi, verdik filan... Ee, karşılaştırmalı tablo hazırlıyoruz. Bekle, olmadı. Ne dediniz siz? "Biz Meclisi güçlendireceğiz." Çok sayıda takviye yasama uzmanları getireceğiz. Konunun uzmanlarını getireceğiz. Dolayısıyla milletvekilleri yetkin olacak, etkin olacak, bu konuları bilecek. Teklif getiren, bilerek getirecek. Karşı çıkan, bilerek karşı çıkacak. O zaman bize imkân tanıyacaksınız. Ya bu, arkadaşlar, bugün hâlâ masamıza filan konmuş değil. Öğlene doğru bu karşılaştırmalı tablo geldi.
BAŞKAN - Arkadaşlar, biz de ancak çalışıyoruz Bütçe Başkanlığı olarak. Müsaade edin yani...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ancak çalışıyorsunuz. Niye öyle yapıyoruz? Ben de bunu soruyorum yani. Neye yetişiyor? Bizi kovalayan ne? Niçin kaliteli yasa, niye bilerek yapmıyoruz? Milletvekillerinden Hükûmet, siz, birinci parti ne saklıyor? Ne yapıyoruz? Milletten neyi gizliyoruz? Açık açık yapalım bunları, gelsin.
Bu eksik geliyor. Şimdi tablolar hazırlanmış filan ama ilk hâlleri yok. Sözünü ettim arkadaşlar. Gerçekten okudunuz mu yani? 38 tane kanunu buldunuz, o kanunlarda başka kanunlara gönderme yapılıyor, mülga olanlardan söz ediliyor, bütün bunları çalışmak iki üç gün size yetti mi değerli arkadaşlarım? Yetmedi bana yani. İlk 5-10 maddeyi ancak çalışabildim geldim, yetmedi.
BAŞKAN - Gerisini burada anlatırız size.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya tamam da... Ben de çalışmak istiyorum. Burada anlatacaksınız biliyorum. Sayın Altunyaldız arkadaşımız çok yetkindir, bunları bize anlatacak, hiç şüphem yok ama böyle olmuyor.
Yasama uzmanı almadınız mı? Niye doğru dürüst görevlerini yapmadılar? Niye onlara doğru dürüst zaman vermediniz? Bunu soruyorum Sayın Başkanım, size soruyorum.
Şimdi, Sayın Milletvekili Ziya Altunyaldız ve arkadaşları bu şeyi hazırladılar bize getirdiler. Sorular soruldu nasıl hazır... Şimdi, yasama değil mi, yasama? Ne dediniz? Artık Hükûmet bütçenin dışında, Cumhurbaşkanlığı, tasarı getirmeyecek, tasarı olmayacak daha doğrusu, yasa tekliflerini milletvekilleri getirecek dediniz. Şimdi bambaşka, hakikaten tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. Öyle sizin dediğiniz gibi bir durum değil.
Siz yalan konuşmayan bir insansınız ama tevil yapıyorsunuz, zorlanıyorsunuz. Böyle değil işte. Bürokrasinin ihtiyaçları doğmuş, çok ince işler var bunların içinde. Kimsenin fark etmesi mümkün olmuyor. Ancak ilgili bürokratın filan bileceği ya da ilgili lobinin filan bileceği bir konu. Hazırlamış getirmiş. Hükûmete gelmiş.
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Çark işliyor, çark...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet, çark işliyor. Çark niye böyle işliyor arkadaşlar? Niye kendi kendimizi kandırıyoruz? Niçin teviller yapmak mecburiyetinde kalınıyor, niye açık açık şey yapmıyoruz ya? Arkadaş, bu Cumhurbaşkanlığı sistemi, biz karşı çıktık, siz başkanlık sistemini istediniz, iyi, tamam, millet de "Evet." dedi. Biz mühürsüz oy filan dedik ama millet "Evet." dedi. Şimdi de yürürlüğe girdi. Yürürlüğe girdiyse niye doğru dürüst şekilde teamüller, gelenekler oluşturmuyoruz? Eksiklikler varsa niye bunları gidermiyoruz da -Anayasa'ysa anayasa, yasaysa yasa- niye burada birbirimizi kandırıyoruz?
Şimdi, sayın milletvekili arkadaşımızın arkasında bürokrat arkadaşlarımız var, kim olduklarını da bilmiyoruz. ÇAYKUR Genel Müdür Yardımcısını filan tanıyorum, Rizeli; diğerlerinin hiçbirisini tanımıyorum. Peki, ne ilgisi var bunların sayın vekil, sizinle beraberler? Bu arkadaşlar niye benimle beraber değiller? Niye benim arkamda oturmuyor bu bürokratlar da bana muhalefet olarak bilgi vermiyorlar? Soruyorum size arkadaşlar. Bana bilgi versin yani ÇAYKUR Genel Müdür Yardımcısı desin ki: "Sayın Bekaroğlu, muhalefetsin, böyle bir şey olmaz, çayda özelleştirme olmuştur, serbest piyasa vardır. Biz kanun zoruyla bütün devlet kurumlarına ihalesiz ÇAYKUR'dan çay aldıracağız, diğer özel firmaların hepsi iflas edecek, rekabete aykırıdır." Niye demiyor bana da size diyor? Sayın Vekilim, nedir bu bürokratlarla senin ilgin? Niye benim yok? Bir cevap verin bana arkadaşlar. Böyle bir şey olmaz, yanlış yapıyoruz değerli arkadaşlarım, gerçekten yanlış yapıyoruz.
Bunları düzeltebiliriz. Biz bu yanlışları yapmayacak, bunların yerine çok daha doğru gelenekleri, teamülleri, kanunsa kanun, Anayasa'ysa Anayasa yapacak donanımda insanlarız; niye birbirimizi kandırıyoruz yahu? Tamam yani bu kanun buradan geçiyor, eyvallah, peki nasıl bir genişlik bizdeki de bile bile bunları burada kabul ediyoruz? Efendim, hepsi biliyor bunu, çalıştık, geldi, bir sayın vekil bunların hepsini, bütün... Niye bürokratlar ona gitti de diğerlerine... Ya böyle bir şey olmaz değerli arkadaşlarım, yanlış işler yapıyoruz. Bu yanlış işleri düzeltelim. Gerçekten Anayasa'ya aykırı.
Sayın Kuşoğlu söz etti, başka bir şey daha var, mesela Anayasa'ya aykırı başka bir konu daha var, birkaç tane daha var. Bu, polisler, Emniyet memurları mecbur ediliyor sandığa. 7, 13, 33, 38, 60'ıncı maddelere aykırı.
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz.
Arkadaşlar, sanki genelini görüşür hâle geldik, daha sunumu dinlemedik, yapmayın artık yani.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yahu, okuduk, aykırı.
Dolayısıyla yani alt komisyonlara gitti mi?
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Açıklama yapacağım ben.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Başka bir şey daha soracağım, niye öyle yapıyorsunuz Sayın Başkan?
BAŞKAN - Genelini konuşuyor gibiyiz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya zaten bize çalışacak, üzerinde düşünecek zaman bile tanımadınız, şimdi konuşma zamanı tanımıyorsunuz arkadaşlar. Ya formalite olarak burada toplanıyoruz, bu formaliteyi de yaptırmıyorsunuz.
BAŞKAN - Olur mu? Efendim, daha usul üzerine, usulü konuşuyoruz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Usulü konuşuyoruz.
BAŞKAN - Siz geneli üzerinde görüşüyoruz zannettiniz, bu, usul, onu söylüyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Soruyorum. "Niye Anayasa Komisyonuna gitmedi" diyoruz, şimdi soruyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Usul de esası kapsar, esastan referans veriyoruz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye Komisyon Başkanı olarak Anayasa Komisyonuna göndermediniz? Şimdi ben soruyorum. Alt komisyon kurulsun, bunları incelesin. Hangi tali komisyonlara gitmesi gerekiyor, bunlara karar verilsin. Teklifte bulunuyorum yahu, karar verilsin.
BAŞKAN - Aldım teklifinizi, tamam.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye böyle yapıyorsunuz? Bunları da müzakere edin, burada müzakere edilmesi gerekir bunların. Anayasa'ya aykırılık iddiamız var bizim, içeriğe girilmeden Anayasa Komisyonuna gitsin.
Teşekkür ediyorum arkadaşlar.