GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Tatlıoğlu'nun yaptığı çağrıya... Sayın Başkan, diyelim ki böyle -buna torba diyelim, ne dersek diyelim- toplumun ihtiyacı olan konularla ilgili -çok daha az sayıda konuda ama- bir şey yapmayı planlıyor birinci parti, diyelim ki Sayın Altunyaldız planlıyor, size bir çağrı oldu bir ay önce. Sayın Başkan, bütün partileri bir toplasanız, sözcülerini, temsilcilerini olabilir "Arkadaş, biz böyle bir şey düşünüyoruz, öne çıkan konular da şunlar şunlar. Bu konudaki görüşlerinizi rica ediyoruz." İkincisi "Sizin de önerdiğiniz bir şey var mı?" Yani Meclis Başkanlığında yatan yüzlerce yasa teklifimiz var. Biz de o aşamada diyebiliriz ki: "Arkadaş, bununla beraber şu yasa teklifini de öne almanızı öneriyoruz." Eğer ki bütün partiler uzlaşırsa -değil mi- hani zaten karşılıklı uzlaşma yeri Meclis, o anlamda herkesin istediği, uzlaştığı böyle yasa teklifleri -adını ne koyacaksak artık- ortaya çıkabilir ama siz kendi içinizde tartışıp yalnızca kendi fikrinizle yürüdüğünüz zaman belki o olgunlaşma aşamasında Sayın Altunyalnız, bizim de katkılarımız olabilirdi, buraya daha olgunlaşmış hâlde gelirdi yani daha az tartışmayla, daha hızlı yol alırdık.

Sayın Başkan, bu yöntemin uygulanılmasını hassaten tavsiye ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Yani, Sayın Paylan, sanki ilk defa Komisyon üyesi olmuş gibi konuşuyorsunuz ya.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, torbaya hep karşı çıktık ama.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu da söylesin, bütün açıklamaları yapacağım, müsaade edin. Hepsinin bir cevabı var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne cevabı? Aynı yöntemi uyguluyorsunuz.