KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, şimdi aslında söz almayı düşünmüyordum, maddelere geçince söz alıp düşüncelerimi paylaşacaktım ama şimdi de bu konudaki düşüncemi paylaşma gereği duydum. Çünkü "Belediyelere, yerel yönetimlere hakkaniyetli, adaletli, merkezî yönetim bütçesinden, hazineden pay ayrılıyor." ifadesinin doğru olmadığını düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, bakın, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un "Belediye paylarının tahsiline ilişkin esaslar" konu başlıklı 5'inci maddesi gereğince "Belediyelere genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı üzerinden verilen belediye payının yüzde 80'lik kısmı belediyelerin nüfusuna ve yüzde 20'lik kısmı gelişmişlik endeksine göre İller Bankası tarafından belediyelere dağıtılır." diyor; güzel. Burada gelişmişlik endeksini de Kalkınma Bakanlığı belirliyor; o da güzel yani doğru. O endeksin gerçekçi, nesnel kriterlere göre de belirlendiğini kabul edelim. Belediye bütçelerine merkezî yönetim bütçesinden adaletli aktarma yapılıyor hazineden. Ancak yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluk alanına giren çeşitli kamu yatırımlarının siyasal iktidara yakın çeşitli belediyeler için merkezî yönetim tarafından üstlenilmesi ve merkezî yönetim bütçe kaynaklarından karşılanması büyük bir eşitsizlik ve adaletsizlik yaratıyor. Bu, geçtiğimiz 2017 kesin hesabında da Sayıştayın raporlarında da özellikle, yerel yönetimlerin görev, yetki, sorumluluk alanına giren ve Bakanlar Kurulu kararı da olmadan Ulaştırma Bakanlığının bütçesinden kaynak aktarılarak... Hatta üçüncü havalimanına giden raylı sistemin, yerel yönetimin sorumluluğunda olan bir yatırımın Ulaştırma Bakanlığı tarafından üstlenilmiş olması eleştirilerek bu konuda bir bulgu, Sayıştay denetim raporunda bir eleştiri de ortaya konmuş durumda.

Dolayısıyla, zaten hâlihazırda kimse şunu iddia edemez ki... "Söz konusu 5779 sayılı Kanun'a dayanarak yüzde 80 nüfusa göre, yüzde 20 de gelişmişlik endeksine göre adaletli, eşit dağıtılıyor." diyerek bütün her şeyi buna bağlayamazsınız değerli arkadaşlar. Çünkü burada, örneğin Ankara'nın, örneğin İstanbul'un metro, ulaşım, altyapı vesaire gibi birçok işinde merkezî yönetimin, yerel yönetimin sorumluluğunda olan yatırımları üstlenmiş olması, bizatihi bir adaletsizlik, bir haksızlık, bir eşitsizlik ve bir siyasal kayırmacılığa neden olmuştur. O nedenle, bu torba kanundaki 2 meseleden 1 tanesi bu. Örneğin "Belediyelerin ihtiyaç duyduğu yardım nitelikli projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla Strateji ve Bütçe Başkanlığı bütçesine konulan belediyelere yardım ödeneğini belediyelerin talebi üzerine kullandırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir." ifadesi bizatihi adaletsizliğin, eşitsizliğin temelini oluşturacak bir maddedir. "İstediğime veririm, ben Cumhurbaşkanıyım, tek kişilik hükûmetim, her türlü kararı ben veririm." Zaten söz konusu torba kanun teklifinin içerisine bakacak olursak Cumhurbaşkanlığının gücünü ve kudretini bu tür adaletsizliklere neden olacak hükümlerle birlikte artıran, büyüten ve o iktidarın, iktidar partisi milletvekili arkadaşlarımın "Yok öyle bir şey, bu tek adam rejimi değildir, burada demokrasi vardır." söylemlerine tamamen karşı gelen, onlarla çelişen düzenlemeleri görüyoruz. Anladığım kadarıyla daha bunun gibi çok düzenleme gelecek, üzülerek söylüyorum.

Yine söz konusu teklifin 68'inci maddesinde "Cumhurbaşkanınca yapımının üstlenilmesine karar verilen teleferik, finiküler, monoray, metro ve şehir içi raylı ulaşım sistemlerinin Bakanlıkça yapımının tamamlanmasından sonra..." diyerek giden... Yani burada söz konusu yatırımın yapımının üstlenilmesine karar mercisi olarak da Cumhurbaşkanını tanımlamakla zaten söz konusu adaletsizliğin, eşitsizliğin temelleri, esasları oluşturulmaya çalışılıyor diye düşünüyorum.

Bu düşüncemi yeri gelmişken paylaşmak istedim bu geneli ve tümü üzerinde. Maddeler üzerinde bu konulara daha detaylı gireceğim.

Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.