| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1369) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 05 .12.2018 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Teklif sahibi "Her şeyi açık açık konuşacağım, anlatacağım, her şeyi ben biliyorum, bilerek hazırladım." filan dedi, biz de bekledik ama açıklamıyor, istenen bilgileri vermiyor. İşte bürokrat arkadaşımız önde oturuyordu, bilgiler veriyordu, o da arkaya gitti, vermiyor, ısrarla da geri gidiyor. Biz bu soruyu bu yasa bitene kadar, Genel Kurulda geçene kadar sormaya devam edeceğiz. Gerçekten geriye doğru devletin büyük bir zararı var mı, kamunun bir zararı var mı, ne kadardır, vaz mı geçtik bundan, bu konuyla ilgili bilgi talep etmeye devam ediyoruz ısrarla.
Şimdi 5'inci maddeye geliyorum. 5'inci madde, 4'üncü madde geçtikten sonra teknik bir düzenleme gibi görülüyor. Başkan o şekilde takdim etmedi, aslında gerekçelerde çok açık bir şekilde ortaya koymuş. Yani "Maddeyle kamu kurum ve kuruluşları hariç, Türk Hava Yolları ile sivil havacılıkta görevli pilotlar ve sertifikalandırılmış kabin memurlarına teşvik gayesiyle ödenen tazminatlara yönelik istisnalar Gelir Vergisi Kanunu'nun 29'uncu maddesinden çıkarılarak 23'e taşındı, 29'uncu maddeyi şey yapıp tekrar diğerlerinin kaybı olmaması için subay, astsubay, erbaş ve erlerde böyle bir düzenleme yapıyoruz." deniliyor. Burada teknik olarak bir problem var mı? Niye böyle bir şey yaptınız? Yani 29'uncu maddeden alarak 23'e taşıdınız, şey neydi yani? Ayırmak için birinci paragraf, ikinci paragraf olmuyor muydu teklif sahibi arkadaşım, Sayın Altunyaldız? Niye böyle bir şey yaptınız, gerçekten merak ediyorum. Yani şu mu: Burada aslında kötü niyet filan demeyeyim ama bir şey yapmak istiyorsunuz ve bu yapmak istediklerinizin millet tarafından, muhalefet tarafından tamamen bilinmesini istemiyorsunuz. Biraz evvel konuşmamda da ifade etmiştim yani bilgi asimetrisi diye bir şey var, en tehlikelidir bilgi asimetrisi. Günümüzdeki adaletsizliğin temelinde bu var. Yani siz bir şeyi biliyorsunuz, bir uzman, birisi geliyor, size söylüyor ya da zenginsiniz, imkânlarınız var, uzmanlar tutmuşsunuz, geliyor, size bilgi veriyor ama sıradan bir gariban vatandaşın böyle bir imkânı yok. Biz, sıradan vatandaşların dileklerini yerine getirmek, onların bilgi ihtiyaçlarını karşılamak, onlar adına burada olup bitenleri tercüme etmek için buradayız değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri. Bu millet, bu gariban gerçekten çok sıkıntılı. "Millet" filan diyorsunuz, "millî" diyorsunuz, bu milletin vergilerinden biz burada maaş alıyoruz, iyi de maaş alıyoruz, büyük maaş alıyoruz. Amacımız da bu, bunu yapacağız, örtmek değil, sizin de öyle, bizim de öyle, açmak, açıklamak. Dolayısıyla sarih değil teklif sahibi kardeşim, Sayın Altunyaldız. Altunyaldız ya; soyadına uygun şeyler yap ya. Bir de sizin şu andaki orada oturmanız filan var ya, yeni bir gelenek yerleşiyor ya; bundan sonra tasarı gelmeyecek, teklif gelecek, sizin gibi milletvekilleri oturacak, kötü örnek de oluyorsunuz ya, bir gelenek oluşuyor.
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, yemekten sonra diliniz güzelleşmeye başladı.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Gerçekten kötü örnek oluyorsunuz değerli arkadaşlarım, bürokrat arkadaşlarım. Sayın Komutan, gülüyorsun, gül tabii ama şu andaki pozisyonunuz var ya, gerçekten garip bir pozisyon. Milletvekili yasama adına teklif veriyor, yasama yapacak burada, siz onun getireceği şeye hizmet ediyorsunuz, arkasında oturuyorsunuz. Ben size burada muhalefet olarak şey yapıyorum, diyorum ki ben milletvekiliyim, görevim en azından bu şeye katkı sağlamak, hiç bunu yapamasam bile, ne oluyor, bunu vatandaşa tercüme etmektir ama arkamda oturmuyorsunuz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu nasıl bir şeydir?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl böyle bir şey? Niye benim arkamda oturmuyorsunuz? Niye siz teklif sahibi milletvekiline bilgi yetiştiriyorsunuz oradan da niye bana bilgi yetiştirmiyorsunuz, merak ediyorum. Ne kadar? Buradan, on senede 500, işte 375 milyondan eğer kayıp varsa on sene içinde ne kadar kayıp oldu, bunu öğrenmek istiyorum, siz bürokratlar niye yapmıyorsunuz?
Arkadaşlar, burada katledilen filan var ya... Hepimizin üzerinde titremesi gereken devlet, devlet, devlet yani düzen, hukuk yani hukuk, hukuk olmazsa hiç bir şey olmaz, millet olmayız. Ha, bugün varız, idare ediyoruz ama üç beş sene, on sene sürmez, Türkiye'yi buraya doğru götürüyorsunuz, niye bunun farkında değilsiniz değerli arkadaşlarım?
Arz ederim.