| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 05 .12.2018 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ben de iki madde üzerinde konuşacağım.
Birincisi, diğer öneriler, 7'nci madde. Bu, "TOKİ'nin birimlere araç tahsisi ve kullanılması yönünde esas usullerle çalışmalar yapılacak olup tebliğe alınacak araçların yerli malı olması hususunda özen gösterilecektir..." dediğiniz madde. Buna Sayıştay size idarenin yapmış olduğu bazı ihalelerin şartname ve sözleşmelerine maddeler eklemek suretiyle yüklenici firmalardan temin edilen araçlarla ilgili olarak bir öneride bulunuyor ve diyor ki: "Yüklenici firmalardan alınan araçların birimlere tahsisi ve idari hizmetlerinde hangi esaslar dâhilinde kullanılacağına ilişkin esas usullerin yer aldığı bir düzenlemenin hazırlanarak uygulamaya konulması..." diyor. Ayrıca, alınacak araçların Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 13 Eylül 2014 tarihli, 29118 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yerli malı tebliği dikkate alınarak idarenin ihtiyaçları doğrultusunda menşeinin yerli olmasını istiyor. Şimdi, burada, idarenin, Sayıştayın bütün uyarılarına rağmen yüklenicilerden araç tahsis talep edilmesinin nedenini hâlâ anlayabilmiş değil ve onu soruyor. Ben de tabii size soracağım yani. 2017 ve 2018'i de dâhil ederek bana bu konuda tahsis edilen araç sayısının kaç olduğunu ve bunların kaçının yerli olduğunu, kaçının yabancı olduğunu ve bu araçların hangi birimlerde kullanıldığını ve hangi görevdekilerin emrine verildiğini, tabii ki burada yüklenicilerin ödediği belirtiliyor ama Sayıştay da onu şöyle söylüyor: "Bu yükleniciler de size yüklüyorlar yaptıkları sözleşmeler ve ihalelerde." diyor ve bunların, bu araçların yıllık yakıt masrafı ve katettikleri kilometrelerini soruyorum. Ayrıca, kurumun kendine ait araç sayısı nedir? Bu araçların yıllık yakıt masrafı nedir?
Yine ben bir diğer öneri, 11 var. Bu 11 de tabii ki bu geçmiş dönemde çok tartışıldı ve geçmişte bizim Çevre Bakanımız -kulakları çınlasın- Erdoğan Bayraktar'ın da "Evet, Aykut Erdoğdu doğru söylüyor, biz burada kurumu zarara uğratmışız, TOKİ'yi zarara uğratmışız, benim zaafımdır bu. Bir idareci olarak orada yapılan yanlışı görmeliydik ve burada -eğer- kim suçluysa cezasını çeksin, ben de dâhil." dediği bir proje var. Bu proje TOKİ'nin dolandırıldığına ilişkin bir proje. Hâlâ da devam ediyor ve niye diğer önerilere atıldığı anlaşılmaz. Öneri (11); KC Grup yükümlülüğündeki 3 ayrı gelir paylaşımı işin kapsamında Sayıştay size diyor ki: "Ankara 10'uncu Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/1474 sayılı davayla ilgili, sanıkların suç işleme kastı olmaksızın işlem yaptığı, idarenin herhangi bir ödeme yapmadığı..." falan diye devam eden, işte, şu anda hâlâ yargıda olduğunu söylediğiniz bir dava. Ama buradaki verilen cevapta siz diyorsunuz ki: "Bu iş titizlikle devam ediyor, işte, borçluların, kayıtlı mal varlıklarının haczi için titizlikle devam ediyor." diyorsunuz ama, aradan geçen yedi, sekiz yıl ve bu yedi, sekiz yıl içerisinde sizin hâlâ TOKİ'nin alacağı Alaattin Akar ve Selahattin Demir'le ilgili yasal süreç başlattığınızı ve bu işlemlerin titizlikle takip edildiğini söylüyorsunuz. Şimdi, bunun çok önemle altında durmak ve üstünde durmak gerekiyor çünkü TOKİ bugün Türkiye'de yoksullara, dar gelirlilere konut yaptığı söylenen ve bu konut sayesinde de vatandaşların ev sahibi olmasını sağlayan bir kurum. Ama bu kurum dolandırıldı ve bu dolandırıcılar hâlâ bunun hesabını vermiş değiller. Ne cezai olarak ne de maddi olarak ödeyebilmiş değiller. Bu anlamda, sizin bununla ilgili, son gelişmelerle ilgili bize bilgi vermeniz gerektiğini düşünüyorum çünkü bu durumda, bu KC Grubu kurtarmak için TOKİ ayrıca onlara bir olanak daha sağlamış vakti zamanında. Sarphan Finans Park diye Ataşehir'de bir yapı yapılarak, bir inşaat verilmiş. Bu inşaat tamamlanıp buradan elde edeceği gelirle bu borcu kapatması hedeflenmiş. Fakat adamlar orayı da batırmışlar yani oradan da bir zarar söz konusu. Dolayısıyla TOKİ'nin bu noktadaki durumu son derece sıkıntı verici diye düşünüyorum ve bu konuya ilişkin, bunun mutlaka üstüne ciddiyetle gittiğiniz inancındayım ama Sayın Erdoğan Bayraktar'ın kulakları çınlasın. Bu konuda tekrar söylüyorum: "Kim suçluysa cezasını çeksin, buna ben de dâhil." demişti Erdoğan Bayraktar, yiğit bir Karadeniz delikanlısıydı, bazı şeyleri söyledi ve gitti, siyasi hayattan da gitti. Şimdi nerede, kulakları çınlasın. Fakat bu cezayı kim çekecek? Bu, TOKİ'nin büyük miktarda, o günkü rakamlarla 60 trilyonu geçen, bugünkü faiziyle, o günkü koşullara göre alacak miktarı oldukça yükselmesine rağmen bu konunun hâlâ çözümlenmemiş olması bence bir zafiyet taşıyor.
Teşekkür ediyorum.