KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Dışişleri Bakanlığımızın değerli temsilcisi konuşmasına başlarken Afrika'daki büyükelçilik sayımızın 42'ye ulaştığını memnuniyetle ifade etti. Tabii, ben Dışişleri Bakanlığımızın bütçesi sırasında da değinmeye çalışmıştım, Türkiye'nin dış politikasının başarısı, dışarıdaki itibarı sadece dışarıdaki büyükelçilik sayısının artmasıyla düzelmiyor, düzelmemekte. Eğer böyle olsaydı biz Afrika'da 42 olduğunda...

Yurt dışında toplam kaç oldu şimdi?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ÇOK TARAFLI EKONOMİK İŞLER GENEL MÜDÜRÜ BÜYÜKELÇİ ÖMER GÜCÜK - 241.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bakın, Dışişleri Bakanlığının yurt dışındaki temsilcilik sayısı 241'ye ulaşmış şu anda ama "Bu bir başarı mıdır, Türkiye'nin itibarı artmakta mıdır?" diye baktığınızda... Objektif kriterlere bakalım. Nedir objektif kriterler? Örnek: Türkiye'nin uluslararası arenada aday olduğu yani temsilci, başkan seçimi ya da ev sahipliği yapmak istediği bazı organizasyonlarda işte bu 241 temsilcilik maalesef bir şey yapamamakta. Örnekler vereyim. Sayın Başkanın da yakın ilgi alanı olan futbolda mesela biz 3 dönemdir Euro'lara ev sahipliği konusundaki rekabeti bir türlü başarıyla sonuçlandıramıyoruz. Hatırlarsanız Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarının ilk dönemlerinde, yine Sayın Başkanın sanırım AB müzakerecisi olduğu ya da Dışişleri Bakanlığımızda AB'yle ilişkilerde kritik görevde olduğu, yine buradaki çok kıymetli diplomatların önemli görevler aldığı dönemde, daha az temsilciliğimiz varken yurt dışında, muhtemelen 100'ün biraz üstündeyken, Türkiye ikinci kez tarihinde Birleşmiş Milletlerde Güvenlik Konseyinin geçici üyesi olmuştu. Daha sonra, hatırlarsanız, yine AKP Hükûmetinin ama başka bir döneminde "sıfır sorun politikası" dendiği dönemde ama Orta Doğu'da çok ciddi belalara kendimizi kaptırdığımız dönemde, yine bizim Afrika'da ve diğer kıtalardaki Dışişleri temsilcilik sayımız artarken, maalesef biz benzer bir oylamada çok feci bir sonuç almıştık; onu hatırlatmak isterim. Sadece bu da değil, işte, İzmir'de fuarı kaybettik, Euro'ları söyledim, onun dışında, olimpiyat adaylığını kazanamadık. Yani bu yakınlarda aday olduğumuz neredeyse hiçbir pozisyonu biz kazanamamaktayız. Bunun bir nedeni var. Bunun nedeni "İşte, ne iyi oldu, temsilcilik açtınız." değil, hayır. Bunun nedeni şu: Biz ülkemizde gazetecileri hapse atarsak, biz ülkemizde siyasetçileri, milletvekillerini hapiste tutarsak, biz ülkemizde hakkını arayan işçileri -bakın, dün tahliye edildiler, çok seviniyorum ama aylarca cezaevinde kaldılar- cezaevine atarsak, biz ülkemizde hukukçuları cezaevine atarsak, biz ülkemizde sadece sosyal medyaya bir eleştiri yazdı diye yurttaşlarımızı mahkeme kapılarında süründürür ve hatta ve hatta cezaevine atarsak o zaman inanın bana 200 değil 300 de olsa yani neredeyse her şehirde diplomatik temsilcilik de açsanız bizim itibarımız iyiye gitmez, kötüye gider. O yüzden, böyle bazen sunumlarda -yanlış anlamayın, şahsınıza değil- "Afrika'da 42 oldu rakam, dünyada 200 küsur oldu." dendiğinde ben istiyorum ki bu temsilcilikler aynı zamanda demokrasinin, aynı zamanda ifade özgürlüğünün, aynı zamanda barışın, huzurun, kardeşliğin de temsilcisi olan yerler olsun.

Söz konusu anlaşmaya tabii şu anda muhalefet şerhimiz yok ama bahsettiğimiz ülke Zambiya. Eğer insan hakları raporlarına bakarsanız Zambiya, dünyada, neredeyse, insanların gerçekten artık rastgele öldürüldüğü bir ülke olarak adlandırılıyor gerek Uluslararası Af Örgütünün gerek objektif değerlendirmelerine güvenilen diğer ülkelerin anlaşmalarında. Bunu da şunun için gündeme getiriyorum: Hem özellikle Bakanlığın, Bakanın ve Hükûmetin üst düzey yetkilerinin sunumlarında hep hatırlarsınız insani, insancıl dış politika yani insani unsurları öne çıkaran dış politika... O zaman biz bu tür anlaşmalarla... Tabii yani böyle söylerken hep içimden şu da geçiyor, sizin de geçiyordur ya da hepimizin geçiyordur: "Ya tamam, Zambiya'ya bir şey diyeceğiz de biz kendimiz ne durumdayız?" Bunu dememek lazım, kendimizi düzeltmemiz lazım ama anlaşmalar yaparken insanların ülkelerinde ne oluyor ona da bakmak lazım. "İç işlerine karışalım." demiyorum ama... Olsun, ticaret artsın ama bir taraftan da bu ülkeler hakikaten... Dışişleri Bakanlığımızın değerli temsilcileri, oradaki temsilciliklerimiz daha iyi biliyordur yani gerçekten öyle şeyler yazılıyor ki Zambiya hakkında "..."yani rastgele adam öldürme... Ülkemiz için henüz bu tür şeyler söylenmiyor Allah'a şükür, söylenmesin de ama bu tür anlaşmalarda, madem "insani dış politika" diye kamuoyuna, dünyaya yansıtıyorsunuz, insani dış politikanın bir önemli özelliği de insan haklarını öne almaktır, özgürlükleri öne almaktır, demokrasiyi öne almaktır diyorum.

Çok teşekkür ediyorum.