KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Aslında tabii bu tartışmanın yapılacağı komisyon da bu değil ama konu açıldı, bir şekilde geldi ve karşılıklı konuşuluyor.

BAŞKAN - Şili'de de dikkatle dinliyorlar bizi.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Şöyle, şimdi, bu mesele şu: Yani demokrasi demek eşitlik ve ayrımcılık yapmamak; en temeli eşitlik ve ayrımcılık yapmamak. Burada baştan ayrımcılık yapılıyor. Bu ayrımcılığı gidermenin çeşitli yolları var. Yani eğer bunu savunan arkadaşlarımız ısrarlılarsa o zaman gazeteler ya hiç dağıtılmayacak ya ücretiyle satılacak yani hepsi olacak ama ücretini verecek alacak -işte, Pegasus'ta var biliyorsunuz, yiyecekler anlamında söylüyorum- ya da eğer kamu bunu yapacaksa... Kamu bu ayrımcılığı yapamaz, benim söylemek istediğim bu. Hep şu var, yani neye göre... Yani "aşırılık" dedi mesela Berat Bey; onu not ettim. Neye göre aşırılık, kime göre aşırılık? Az önce Haluk Bey söyledi, yani bazı yayın organlarına baktığımızda bize göre aşırılık. Yani bize, partimize, bazen şahıslarımıza öyle ifadeler kullanılıyor ki bırakın aşırılığı yani işte, "terörist" ya da işte, aklınıza gelen bir çok şey. Yani eğer bu ayrımcılığa gidersek bunu kim yapacak? Yani bugün Berat Bey kendisi iktidar ya da partisi iktidarda olduğu için ona göre yapıyor. O zaman yarın biz geldiğimizde diğerlerini yasaklayıp sadece bize daha objektif olduğunu düşündüğümüz gazetelere mi yapacağız? Bence bunun bir kuralı olması lazım ya da olmayacaksa o zaman vazgeçeceğiz.

Benim vurgulamak istediğim bir konu var, aslında sayın bürokratımız eğer biliyorsa bir soru soracağım. Kaç tane yurt dışı uçuş yapılıyor bir günde? Mesela, Türk Hava Yolları... Bir bilginiz var mı; yoksa sorun değil yani alanınız değilse eğer.

SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜR VEKİLİ BAHRİ KESİCİ - Çok affedersiniz, şu anda tam net olarak hatırlamıyorum ama yurt dışında yani Avrupa'nın bütün başkentlerine, Uzak Doğu'daki birçok...

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir)- Sefer sayısını merak ediyorum.

BAŞKAN - Onu sağlayalım size.

SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜR VEKİLİ BAHRİ KESİCİ - Net olarak sağlarız inşallah.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Şunu söyleyeceğim: Varmak istediğim ve Komisyon üyesi arkadaşları bir konuda bilgilendirmek istiyorum. Bu konunun bir ekonomik boyutu da var; o da şu: Türk Hava Yollarının aldığı gazeteler, yani hangi gazeteyi alıyorsa uçağına, örneğin bin sefer varsa ve her sefere 20 tane gazete konuluyorsa 20 bin tane gazete demek, eğer 2 bin sefer yapıyorsa günde ve 50 tane koyuyorsa 100 bin gazete alımı demek. Gazete alımı, yani toplu bir şekilde alım tabii ki o gazeteye ekonomik katkı sağlıyor ama yine geçmişte hasbelkader gazetecilik yapan bir üyeniz olarak şunu söyleyeyim, kamunun bir de verdiği ilanlar var. Bu ilanları verirken Basın İlan Kurumu, tirajına bakıyor gazetenin. O tirajın artışına Türk Hava Yolları katkı sağlıyor. Örnek; A gazetesinden o gün Türk Hava Yolları 10 bin tane alıyorsa çok önemli bir kriteri bir anda atlıyor o gazete ve B gazetesi, alınmadığında Türk Hava Yollarına, uçağa o gazeteyi satacağım diye ya da satamadığında kamu ilanlarından mahrum kalıyor. Zaten Genel Kurulda da konuşuyoruz, başka yerlerde de konuşuyoruz büyük bir kâğıt krizi var, yani dışa bağımlıyız. Gazeteler kâğıt bulmakta zorlanıyor, gazeteler yayınlarına ara veriyor. İzmir milletvekillerimiz var ise biliyorlar İzmir'de gazeteler hafta sonu artık çıkmıyor, gazeteler sayfalarını eksiltiyor böyle bir krizde. Hep bunların sebebi, ilan bulamıyor gazeteler. Basın İlan Kurumuna yalvarıyoruz, aman ilan tarifeni yüzde 15 artırma da yüzde 30 artır, yüzde 50 artır diye. O yüzden Türk Hava Yollarının alım yaptığı gazete sayısı, çeşidi Türkiye'de gazetelerin yaşamasını, basının yaşamasını, halkın haber alma hakkının yaşamasını, basın emekçilerinin yaşamasını, işlerini korumasını doğrudan ilgilendirdiği için önemli. Sadece neden Sözcü yok, neden Akşam var tartışması değil bu; basın nasıl yaşamalı, basın emekçisi görevini nasıl yapmalı tartışması olduğu için de önemli ve buna lütfen hani bugünün koşullarıyla değil, yani yarın biz muhalefette olduğumuzda iktidar A partisi, B partisi olursa ve kendine göre bir basın anlayışı yaparsa bu iyi midir diye bakmamızda fayda var. Yani ben mesela bugün ille de şeylerin hepsini atın, şu anda verilenleri, sadece işte Evrensel'i koyun, Cumhuriyet'i, Bir Gün'ü koyun demiyorum, yapacaksanız ayrımcılık yapmayın diyorum ve hatta yapamayacağız diyorsanız kaldırın o zaman ama bunu kaldırdığınızda gazetelerin temel bir ihtiyacını ortadan kaldırıyorsunuz, yani can damarını kesersiniz diyorum. O zaman bu ayrımcılığı kaldırın, insanlara seçme hakkı verin diyorum. Bunun asla aşırıcılığı destek, ne bileyim, terörü destek ya da işte, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, kardeşliğimize, barışımıza bir darbe olduğu görüşüne katılmıyorum; onu ifade etmek istedim.