KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Teşekkür ederim Başkanım.

Komisyonumuzun değerli üyeleri, Bakanlık yetkilileri ve Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürü ve diğer yetkililer; öncelikle hoş geldiniz.

Ben de doğma büyüme Eskişehirliyim. Üniversiteyi kazanınca, İzmir'de 9 Eylül Hukuk Fakültesini kazanınca ayda herhâlde 2-3 kez İzmir'in Mavi Treniyle yolculuk yapmış biriyim. Çocukluğum da rayların üstünde geçti Eskişehir'de oynarken. Şu anda da Eskişehir'e gittiğimde hızlı tren kullanırım. O yüzden bizim için önem ve değeri çok büyük bu işletmenin.

Konumuza gelirsek, günümüzde özellikle maliyet ve çevresel etkiler bakımından demir yollarının taşımacılıkta tekrar ön plana çıktığını görüyoruz. Ülkemizde son yıllarda bu konuda çok önemli atılımlar ve projeler gerçekleşti. Bunun için özellikle, ayrıca teşekkür ediyoruz. Ama ne yazık ki bizdeki bu süreç diğer Batılı ülkelere göre çok daha maliyetli, çok daha sancılı ve çok daha acılı gerçekleşti. Kütahya ve Çorlu bunun son örneği ve oradaki manzara hepimizin içini kanatmaya devam ediyor. Kütahya'da conta başının çıkması ve rayın kırılması sonucu 9 vatandaşımız hayatını kaybederken, Çorlu'da skandal bir açıklamayla yağmurun neden olduğu iddia edilen kazada 25 vatandaşımız canından olmuştur.

Sanki bu bölgede ilk defa yağmur yağıyormuş gibi, kazanın yağmura bağlanması maalesef bizlerin aklıyla dalga geçmiş gibi bir duruma geldi.

Bu kazanın sebebi demir yolu hattı yapılırken göçme, çökme ve tabaka kayması ve boşalması ile ilgili bilgiler ve zemin sondaj etütlerinde yeterince duyarlı davranılmaması ve doğayı hiçe sayarak planlama yapılması ve yapılanların yeterince denetlenmemesidir. Bunu biz uzmanlardan aldığımız bilgilerle söylüyoruz.

Dilerim bu kazalardan ders çıkarılıyordur. Sorumlular cezalandırılacaktır ve bu kazayla ilgili sormak istediğim, bu facialar bir daha yaşanmasın diye ne gibi önlemler alınmıştır? Ayrıca, bu kazada ölenlerin yakınlarının Genel Müdürümüz ve kurum yetkililerince sosyal medya hesaplarının engellendiğine ilişkin bilgiler alıyoruz. Bu da doğru mu? Bu konuda da bilgi verilirse sevineceğim.

Öte yandan Devlet Demiryolları ve bağlı ortaklıklarıyla ilgili Sayıştayın Kamu İşletmeleri Genel Raporunda yer alan bir iki noktaya dikkat çekmek istiyorum. Raporda; "TCDD'nin 2012-2016 faaliyet dönemleri zararla sonuçlandığından, iç kaynak yaratılamamış; kaynak ihtiyacı sürekli olarak Hazine tarafından yapılan sermaye artışları ve Hazine devirli/garantili yurt dışı kredilerle karşılanmıştır. Bu kapsamda 2016 yılında sermayeye mahsuben 4,2 milyar TL ödeme yapılmıştır." denilmektedir.

Bu bağlamda, Devlet Demiryollarının 2012-2016 faaliyet dönemlerini zararla kapatmasının ve iç kaynak yaratılamamasının sebepleri nelerdir? Bu dönemlerdeki zararların toplamı ne kadardır? Kaynak ihtiyacı doğrultusunda toplam ne kadar yurt dışı kredisi kullanılmış ve bu krediler için ne kadar faiz ödenmiştir?

Yine aynı raporda, "5335 sayılı Kanun'un 32 inci maddesinde; TCDD Genel Müdürlüğünün mülkiyetindeki taşınmazlardan işletmecilik fazlası olanların belirlenmesine ve bu taşınmazların satışına karar verilmesine TCDD Yönetim Kurulu yetkili kılınmış, satış bedellerinin TCDD tarafından yeni demir yolu inşaatı ve mevcut demir yollarının bakımı, onarımı ve iyileştirilmesi ile demir yolu araçlarının temininde kullanılacağı karara bağlanmıştır. TCDD'ye ait işletmecilik fazlası taşınmazlardan, Yönetim Kurulunca uygun görülenlerin 4046 sayılı Kanun çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından özelleştirilmesi hâlinde elde edilecek gelirlerin, özelleştirme giderleri düşüldükten sonra TCDD'ye aktarılması öngörülmüştür." ibareleri yer almaktadır.

Bu bağlamda; Devlet Demiryolları mülkiyetinde olan ne kadar taşınmaz vardır, bu taşınmazlar nerededir? Bu taşınmazlardan özelleştirme kapsamına alınan ve özelleştirmesi yapılanlar ne kadardır? Özelleştirilmesi yapılanlardan ne kadar gelir elde edilmiş, bunun ne kadarı masraf olarak Özelleştirme İdaresine, ne kadarı Devlet Demiryollarına kalmıştır? Bu konularda Komisyonumuzun aydınlatılmasını talep ediyorum.

Bunların dışında seçim bölgem olan İzmir'le ilgili de birkaç konuya değinmek istiyorum. Öncelikle, yapımı maalesef yılan hikâyesine dönen İzmir-Ankara ve İzmir-İstanbul hızlı tren projelerinde çalışmaların hangi aşamada olduğunu ve ilk seferin ne zaman başlayacağını öğrenmek istiyorum. Söz konusu projelerde 2019 yılı için planlanan hedef nedir yani 2019'da ilerleme ne kadar olacaktır? Bu projelerin başlangıç itibarıyla öngörülen toplam maliyeti ne kadardı? Bugüne kadar ne kadar harcama yapılmıştır? Tamamlanması için öngörülen maliyet tutarı ne kadarı bulacaktır? 2019'da bu projeler için ayrılan ödenek ne kadardır?

Öte yandan Varlık Fonu'na devredilen ancak Devlet Demiryollarının sorumluluğu devam eden İzmir Limanı'yla ilgili süreç nasıl işlemektedir?

Bir diğer değinmek istediğim konu -bu da çok sıcak bir konu İzmir'le ilgili- 10 Aralıkta grev kararı alan İZBAN'la ilgili. Malumunuz, Demiryolu İşçileri Sendikası İzmir Şubesi, yürütülen toplu iş sözleşmelerinden sonuç alınamaması üzerine 10 Aralıkta bir grev kararı aldı. Basında yer alan haberlere göre de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu Ankara'ya gelerek hem bu konuda hem de tren sefer sıklığı, sinyalizasyonda yaşanan sorunlar ve benzeri konularda yetkililerle görüş alışverişinde bulundu. Bu görüşmeler sonucunda yetkililerin Demiryolu İşçileri Sendikası İzmir Şube Başkanı Hüseyin Ervüz'ü Ankara'ya çağırdığı ve hatta dün bu konuda bir görüşme yapıldığı iddia edilmektedir. Bu doğru mudur? İzmir'i ve İzmirlileri yakından ilgilendiren bu konuda yönetiminizin yaklaşımı nasıldır? Sendika başkanı Ankara'ya çağrılarak bir görüşme yapılmış mıdır? Görüşme yapıldıysa herhangi bir sonuca varılmış mıdır? 10 Aralıkta başlanacağı ilan edilen grevin iptaline yönelik bir ilerleme kaydedilmiş midir? Bu konularda bilgi verirseniz sevinirim.

Çok teşekkür ediyorum.