KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, "Bu teklifin 47'nci maddesiyle 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'na bir ek madde eklenmek suretiyle Türk Reasürans Anonim Şirketi kurulmakta olup bu şirketle ülkemiz sigortacılık sektöründe yaşanan teminat sorunlarına daha etkin ve proaktif -nasıl olacak bu proaktif, onu da bilmiyoruz- bir biçimde çözüm getirilmesi amaçlanmaktadır." Öyle yazmış gerekçede.

Sigorta sektörüyle ilgili son raporlar -bu raporlara, bu haberlere hepiniz bakıyorsunuzdur- bu yılın ilk yarısında işlerin iyi gitmediğini ve sektörün küçüldüğünü göstermektedir. Türkiye'de sigortacılık sektörünün büyük ölçüde yabancı sermayenin kontrolünde olduğunu da hepiniz biliyorsunuz.

Reel sektörün sigorta teminatı bulmakta zorlandığı ya da yüksek fiyatla teminat bulabildiği alanlarda Türkiye reasürans havuzunun devreye girerek uygun fiyatla sigortaya erişim olanağının sağlanması ve bunun kamu eliyle yapılması düşünülüyor bu şeyle. Böylesi bir yükün sektörün tamamen yabancı sermayenin elinde bulunduğu bir ülkede gerçekten kamu bunu yapmalı mı, yapabilir mi? Diyelim ki kurduk, diyelim ki kanun maddesinde ifade edildiği gibi müthiş ayrıcalıklarla donattık bu şirketi, başka hiç kimseyi bu şirketle bu alanda hiçbir rekabet yapamayacak şekle soktuk. Bu, gerçekten, Türkiye'nin uluslararası taahhütlerine, anlaşmalarına uygun mudur? Yani böyle bir şirket kurduğumuz zaman, yani sadece sermaye açısından değil... Diyelim ki 1 milyar dolar sermaye koyduk, güçlü bir şirket -devlet var, koyabilir- kurdu. Peki, yani bu şekilde bir şirket yani böyle bir şirket kabul edilebilecek mi? Niye yapıyoruz? Uluslararası büyük bir yatırımı sigorta eden şirketi sigorta edeceğiz, bunun anlamı bu. Yani reasürans: Bir sigorta şirketi gelecek sigorta edecek, daha sonra reasürans şirketi de gidecek o sigorta şirketini sigorta edecek. Peki, bu, genellikle uluslararası çok büyük yatırımlar için söz konusu olacak, öyle görüldü, öyle anlatıldı. Peki, size soruyorum: Böyle bir şirket, yani "Bizim kanunlarımız böyledir, kanun çıkardık, dolayısıyla iş bitmiştir." diyebiliyor musunuz? Yani Türkiye dünya kadar uluslararası anlaşmalarla kayıtlı değil mi, sınırlı değil mi? Nasıl olacak da bu şirketi uluslararası piyasada... Hadi Türkiye'deki diğer şirketlerle, millî reasürans şirketiyle rekabet etti filan, diğerleriyle nasıl rekabet edecek? Niye güvenecekler yani? Burada şu yapılıyor benim anladığım kadarıyla: Diyorsunuz ki: "Biz devlet olarak garanti veriyoruz. Bunun da yolu budur." Yani sigorta şirketine diyorsunuz ki: "Siz gelin, sigorta edin, şeyinizi yapın. Biz eğer bir problem ortaya çıkarsa garanti veriyoruz." Bu hazine garantisi, devlet garantisi arkadaşlar. Yapılan şey budur. Sigorta şirketi böyle olur ancak, bunun teknik yolu da budur diyorsunuz. Ama yani kim buna şey yapacak yani serbest piyasa içinde kim?

Arkadaşlar, Sayın Paylan'ın ifade ettiği bir şey vardı, katılıyorum. Bunu buradan çıkarın. Sigortacılıkla ilgili dünya kadar problem var bu ülkede. Bir sigortacılık yasasında oturulsun, taraflar çağrılsın, konuşulsun. Uluslararası alanda neler var, hangi sıkıntılar var, bunları aşmak için neler yapılıyor? Bütün bunlar konuşulsun ve bütüncül bir düzenleme yapılsın sigortacılıkla ilgili. Bu çerçeveden de reasüransla ilgili, biraz evvel Sayın Öztürk'ün, Sayın teklif sahibi Altunyaldız arkadaşımızın ifade ettiği sorunları nasıl aşacağımıza karar verilsin. Ne var yani, kim kovalıyor? Burada ciddi problemler çıkacak.

Bakın, burada söylüyorum, yazın arkadaşlar, bu, dediğiniz amaçlara asla hizmet etmeyecek. Bu şirketi hiç kimse reasürans şirketi olarak görmeyecek dünyada arkadaşlar. Böyle bir şirket olmaz.

Arz ederim efendim.

Önergemizi destekleyin, bu maddeyi tekliften çıkaralım.

Teşekkür ederim.