KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım ve değerli arkadaşlar; şimdi bir ülkede kurumlar arasında bir ayrıcalık, ayrımcılık, haksızlık, hatta siyasi partiler arasında ayırımcılık yapabilme adına çıkarılmaya çalışılan kanunlardan bir tanesiyle karşı karşıyayız. Zaten özellikle bu iktidar döneminde neredeyse siyasallaşmayan bir yapı kalmadı. Yani burada İçişleri Bakanlığı bütçesi konuşulurken de ben söyledim, o nedenle tekrar ediyorum. Seçim dönemi geldiğinde bu devletin birçok kamu görevlisi maalesef siyasi partinin yöneticisiymiş gibi ciddi bir seçim çalışması içerisinde yer aldı ve alıyor. Kaymakamlar muhtarları toplayıp "Oralardan köylerinizden gelecek oylara göre gelip benden hizmet isteyeceksiniz veya ancak isteyebilirsiniz." dediği bir Türkiye'de yaşıyoruz. Bazı valilerin yine bir il başkanı sıfatıyla çalıştığını, böyle bir görüntü verme gayreti içerisinde olduğunu gördüğümüz, yaşadığımız bir ülkedeyiz. Ben bunları açıkça söylüyorum çünkü bunlar yaşanmış olaylardır, ispatı da mümkündür.

Şimdi şuraya geleceğim, her ortam siyasallaşmış, her şeyi artık belli bir parti düzeni içerisinde yönetilmekte olan bir ülkede siz devletin bir kaynağını sadece Cumhurbaşkanı yetkisiyle... Ki arkadaşım da söyledi, artık mevcuttaki Cumhurbaşkanımız sadece Cumhurbaşkanı değildir, mevcut sistem gereği bir siyasi partinin Genel Başkanıdır. Siyasi kararlarında biz kendi açımızdan genel başkan olarak değerlendiririz. Zaten birçok eylem ve işleminde de o siyasi parti Genel Başkanı olduğunu hiç çekinmeden, çok rahatlıkla hissettiren bir Cumhurbaşkanıyla da karşı karşıyayız. Yani bu tip bir karar alırken tarafsızlığı noktasında ciddi kaygılar oluşturabilecek bir durumda, bir bütçe yönetiminde bu şekilde Cumhurbaşkanına açık yetki verilmesi, hem adalete hem hakkaniyete hem de Anayasa'ya aykırıdır. Yerel yönetimlerin belli gelir kaynakları vardır, genel bütçeden aldığı kaynaklar, bir de artı kendi elde ettiği kaynaklar.

Şimdi, siz birbirine yakın iki belediye düşünün, bir belediye iktidara bağlı belediye, diğer belediye de bir başka partiye. Sıkışmış, altından kalkamamış, becerememiş, kendi bütçesini savurmuş, yatırıma çevirememiş bir belediye, Cumhurbaşkanının desteğiyle ödenek alacak, diğer belediye belki kendi imkânlarını, sınırlı imkânlarını doğru kullanacak ve yatırıma kullanacak. Bu, bir adaletsizlik, eşitsizlik yaratmayacak mı değerli arkadaşlar veya o belediyeye fazla gidecek kaynakla o belediye lehine siyaseten bir avantaj elde edilmeyecek mi? İşte, bunlar, kamu vicdanını yaralayan faktörlerdir. Burada kamu, vicdanen rahatsız olacaktır. Yani keyfe bağlı... Bakın, sadece "Cumhurbaşkanı" olarak burada yazılı olması, bizi tatmin etmeye yetmez çünkü ifade ettiğimiz gibi, artık, Sayın Cumhurbaşkanı bir genel başkandır, bir siyasi partinin Genel Başkanıdır, takdir hakkında da -yüzde yüz demem tabii ki mümkün değil ama- çoğunlukla -bugüne kadar yaşanmış örneklerden yola çıkarak söylüyorum- kendi partisinden olan belediyelere kaynak aktaracaktır. Bu da adaletsizlik yaratacaktır ve Anayasa'ya aykırılık yaratacaktır, eşitsizliğe yol açacaktır. Böyle bir teklifle buraya gelinmiş olmasını ben çok doğru görmüyorum, daha doğrusu hiç doğru görmüyorum. Böyle bir teklifi sayın vekilimizin buraya hangi nedenle koyduğunu veya koydurulduğunu anlamış da değilim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan toparlıyorum.

Önümüzde hele hele bir yerel seçim süreci olduğu şu günlerde böyle bir devlet kaynağının belli belediyelere kullanılması ihtimali olan bu önümüzdeki yakın süreçte dahi kullanılmasının kesinlikle doğru olmadığını düşünüyorum. Bu teklifin gündemden çıkarılmasını talep ediyorum.

Teşekkür ediyorum.