| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1369) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .12.2018 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu torba teklifin en -tırnak içinde- tehlikeli maddelerinden biri üzerinde konuşuyoruz. Teklif sahibi Altunyaldız, şeyi örttü yani ne yapmaya çalıştıklarını tam olarak söylemedi. Sanki 25 binin altında olan belediyelerin sadece altyapı değil de diğer projelerinin... Garibanın ne projesi olacak, bu da ayrı bir konu. Hayır, burada yapılmaya çalışılan şey, değerli arkadaşlarım, bu İller Bankası bu kaynakları, köylerin, nüfusu az küçük belediyelerin hizmetinde kullanılan bu kaynağı buradan alıyor ve iflas etmiş olan belediyelerin büyük projelerine aktarıyor. Zaten bu iş başladı, değerli arkadaşlarım, yapılıyor şu anda Fikirtepe'de, avans şeklinde verildi, yapılıyor, şimdi bunun yasal altyapısı oluşturuluyor.
Bakın, amaç nasıl yazılmış teklifte: "Madde ile İller Bankasının safi kârının yüzde ellibirinin, nüfus ve altyapı sektörü kıstası olmadan..." yani maddede kıstas var, mevcut maddede "... yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm, altyapı ve üstyapı projelerinin finansmanında hibe ve gerektiğinde faiz desteği şeklinde kullanılabilmesi, Banka aktif büyüklüğü ve kredi hacminin artması neticesinde özellikle kentsel dönüşüm projelerine hız kazandırılması ve Bankanın gelir temin etmesi amacıyla yurtiçi ve yurtdışında doğrudan veya ortaklıklar aracılığıyla projeler..." Yani değerli arkadaşlarım, kaynaklarının kanunun amacının dışına, tabii, yine kanunla çıkarılmasının ötesinde, İller Bankası batmış olan inşaat sektörünün içine de aktif bir şekilde çekiliyor. Oysa daha evvel bu avans verilirken dönemin Şehircilik Bakanı -şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu Adalet ve Kalkınma Partisinden- demişti ki: "Yani biz müteahhit değiliz tabii, sahada işimiz yok." filan gibi söylemişti. Ama İller Bankası projelere ortak edilerek bu belediyelerin batık durumları... Değerli arkadaşlarım, sadece batık durum değil belediyelerde yani biliyorsunuz. çok fazla üzerinde durulmadı çünkü kesin hesapları görüşmüyoruz bütçe görüşmelerinde. Sayıştay raporlarıyla belediyelerde bu batışın sebeplerinin en önemlisi de ayyuka çıkan belediyedeki yolsuzluklar, soygunlar, bunlar artık Sayıştay raporlarında saklanamamıştı, bunu hep beraber görmüştük.
Bakın, değerli arkadaşlarım, şimdi şu işe bir bakın: "6107 sayılı iller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin üçüncü ve yedinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir." Okundu, bir daha şey yapmıyorum ben. Bu iki fıkranın mevcut hâline bir bakalım, dikkat edin şu: "Banka, Genel Kurul tarafından onanan bilançoya göre ortaya çıkan safi kârın yüzde ellibirini; il özel idareleri tarafından yerine getirilen..." dikkat edelim "... köylerin teknik ve sosyal altyapı hizmetlerinin finansmanı; nüfusu 200.000'in altında olan belediyelerin harita, imar planı, içme suyu, atık su, katı atık, kent bilgi sistemi ve benzeri kentsel altyapı projelerinin finansmanı ile nüfusu 25.000'in altında olan belediyelerin anılan projelerinin ayrıca yapımının finansmanında hibe olarak kullanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Yönetim Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Banka kendi kaynakları dışında finansman temin edilmek ve 5411 sayılı Kanun'a aykırı olmamak kaydıyla çalışma alanı kapsamında yurt dışında projelendirme ve danışmanlık hizmetleri verebilir. Projelerin uygulanması için temin edilen finansmanın kullanılmasına aracılık edebilir."
Yasada yapılan üç kritik değişiklikle banka âdeta inşaat bataklığına çekiliyor değerli arkadaşlarım. İlk olarak nüfus kıstası ortadan kaldırılıyor ve il özel idaresi şartı da kaldırılıyor. Sonra "Elinde iyi para birikti." denilerek kentsel dönüşüm projelerine dâhil ediliyor. Her türlü inşaat projesinde kriter konulmadan hibe aktarılacağı söyleniyor değerli arkadaşlarım.
Gerçekten "kendi kaynaklarının dışında finansman temin edebilmek üzere" şartı da yok ediliyor, doğrudan proje yapacağı ve proje yapanların ortak olacağı belirtiliyor. İller Bankası bunun için kurulmadı, böyle bir banka, böyle bir İller Bankası olmaz. Türkiye Cumhuriyeti tarihine bakın, İller Bankasının yaptığı işlere bakın, bambaşka bir alana çekiliyor. Ya sizin gibi müthiş bir şey gelmedi yani. Bir Özal zamanında başlamıştı, biliriz, bizim insanımız filan böyle cin gözler, bir de siz. Nerede, ne var, nasıl var, hangi kaynaklar var, devletin elinde ne var, kamunun elinde ne var? Bunların hepsini çarçur etmek ve dağıtmak için çırpınıyorsunuz. Müthiş bir ekip bunlara çalışıyor.
Değerli arkadaşlarım, bakın, Fikirtepe'yi biliyorsunuz değil mi, Fikirtepe'yi? Fikirtepe'de yapılanları biliyorsunuz, o rezaleti biliyorsunuz, orada çürüyen milyarları biliyorsunuz. Nasıl oldu bu? Baştan sürekli şekilde uyarıldı "Böyle kentsel dönüşüm olmaz, yanlış yapıyorsunuz, bunlar nasıl binalar, bunlar nasıl yerler, haksızlık var burada, hakkaniyetten uzak, adaletten uzak bir iş yapıyorsunuz, insanları, burada oturan insanları buradan çıkaracaksınız, kentten çıkaracaksınız. Sonra bu projeleri yürütemezsiniz, bu kaynaklarla bu şekilde bu projeler yürütülmez." diye defalarca uyarıldı ama hiçbir şekilde bunları yapmadınız. Verdiniz 4 tane, 5 tane firmaya, işler yürümedi. Yürümeyince durdurdunuz. İller Bankasının kaynaklarını -avans şeklinde yani bu da çok tartışılabilir- aktardınız. Ne yaptınız burada? Batık olan ANKA Yapı, VARTAŞ ve Ceylan İnşaat. Tabii, TMSF'nin Dumankaya'sı da eklendi ve 3.500-4.000 konut hâline geldi. Kaynak? Kaynak nereden bulacağız? Kaynak da hadi bakalım, İller Bankasının parasına el atalım. 20 milyonun üzerinde para... KİPTAŞ devreye sokuldu. Nasıl sokuldu? Yani yasa filan da tanımıyorsunuz, arkadan geliyor, yasal düzenlemeler arkadan geliyor.
Değerli arkadaşlarım, eleştirmek için yani muhalefet olduğum için filan söylemiyorum, bunlar gerçek yani. Araştırın, bakın. Arkadan geliyor, şimdi yasa çıkıyor. Meclis daha sonra kullanılıyor. Uyanıklar bunları avans şeklinde kullandılar, şimdi de amacının dışına çıkıyor. Bu olmaz, bu olmaz. Yani inşaat sektörü battı, belediyeler battı değerli arkadaşlarım. Ekonomiyi de batırdınız.
Şimdi burada yapılacak şey... 31 Marttan sonra yapacaksınız bunları, daha ağır faturalarla yapacaksanız, başka çareniz yok, battı, iflas etti. 31 Marttan sonra... Biliyorsunuz bunları. Hele Cemal Öztürk'ün bilmemesi mümkün değil. Saraydakiler de biliyor, hepiniz biliyorsunuz. 31 Marttan sonra bunların beterini yapacaksınız. İnşaat sektörü, zaten yapılıyor, bu geldi, tereddütlü bir şekilde gene gelecek, inşaat sektörüyle ilgili kurtarma operasyonları, işte konutlar nasıl satılacak, devlet nasıl ortak edilecek, Emlakbank işin içine, Emlak Konut işin içine nasıl giriyor, bunların hepsini biliyorsunuz. Ha, bunun yerine, şimdi, oturup gerçekten, inşaat sektörünü nasıl kurtarmak gerekiyor, burada ne yapmak gerekiyor, radikal olarak nelerin alınması gerekiyor, bunu yapmamız gerekiyor. Yoksa, sağda solda ne var, son şeyde nerede para var filan, onlara salma salalım. Bu bir salma salma, İller Bankasının amacını yok etme anlamına geliyor değerli arkadaşlarım.
Şunu diyebilirsiniz: "Ya biz zaten bütün şehirleri bütünşehir yapacağız yani illerimizin tamamını bütünşehir yapacağız. Dolayısıyla belediyelere büyük kaynakları aktarıyoruz, küçük şehir kalmayacak." filan gibi laflar edebilirsiniz. Böyle değil değerli arkadaşlarım. Bu, kendinizi kandırmanız anlamına geliyor. Orada bir kaynak yok, o da bir yerlerden borçlanacak. Gidiyor yani gerçekten bu bohça yama tutmuyor, gidiyor ve Sayın Arkadaşımız Altunyaldız bakanlıkları dolaşırken gene torbasına böyle bir şey atılmış ve biz burada kullanılıyoruz değerli arkadaşlarım. İşlemiş oldukları bir suça bizi dâhil ediyorlar, sizi dâhil ediyorlar.
Teşekkür ederim.