KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, değerli yönetim kurulu üyeleri; Komisyonumuza hoş geldiniz.

Değerli Komisyon üyelerimiz, bu sabah gerçekleşen tren kazasıyla ilgili olarak bu sabah ben de olay mahalline gittim. Bir bilgilendirme amacıyla orada tespit ettiğimiz birkaç noktayı güncel olarak hemen size aktarmak isterim.

Ankara'dan Konya'ya hareket eden hızlı trenimiz üç ray sisteminin bulunduğu Yenimahalle'nin Marşandiz İstasyonu mevkisine yaklaşık 80-90 kilometre hızla geldiğinde aynı zamanda maalesef ve maalesef aynı bölgede de raylar üzerinde herhangi bir olumsuzluk olup olmadığını tespit eden kılavuz trenle kafa kafaya çarpışmak suretiyle çok elim bir kazaya neden olmuştur. Tek hat üzerinde kılavuz tren doğru noktada, doğru rayların üzerinde yer almaktadır ancak hızlı tren bulunmaması gereken raya geçiş yapmak suretiyle -daha evvel yaklaşık bir 3-4 kilometre evveliyatında bulunan bir makas sisteminde olduğu tahmin ediliyor- kafa kafaya çarpıştılar. Orta ray boştur. Onun bir yanındaki rayda yani aynı zamanda yolcu indirilip bindirilen yere yakın olan rayda da bir banliyö treni makinisti olayı uzak mesafeden tespit ederek gerçekten dikkati sayesinde son bir 5 metre kalacak şekilde banliyö trenini durdurarak bu facianın daha da büyümesini engellemiştir. Kılavuz trenle çarpışan hızlı tren, daha sonra kılavuz treni geriye doğru itmiş, kendinin de ön vagonları devrilerek tamamen rayları kapatmış ve üst geçitle temas etmiş, dolayısıyla da üst geçit yıkılmıştır. Aldığımız bilgilere göre 9 vatandaşımız, makinistler dâhil olmak üzere, vefat etmiştir. Makinistlerimizden birinin ağır yaralı olduğu bilgisi var. Yaralı sayısı... Hâlâ çeşitli aramalar devam etmekteydi sabah saatlerinde. İlgili kurumlarımız, AFAD olsun, Emniyet yetkililerimiz olsun, Demiryolları yetkililerimiz her biri çeşitli milletvekillerimizle birlikte olay yerindeydi.

Ben kazada kaybettiğimiz tüm canlar adına halkımıza başsağlığı diliyorum; ailelerine sabır, yakınlarına sabır diliyorum. Bu tip kazaların olmaması için gerçekten bundan sonra biz de KİT Komisyonu üyeleri olarak kurumlarımızı denetlerken ne kadar ince eleyip sık dokursak -belirli bir iş birliğiyle kurumlarımızla da- bu tip olayların olmasına belki engel olacak bir katkı yaparız diyorum.

Buradan ÇAYKUR'la ilgili birkaç konuya geçmek istiyorum.

Şimdi, ÇAYKUR'da ben CV'lerinizi incelediğim zaman, ağırlıklı olarak biz artık yeni kurum yönetimlerinde ve özel sektörde de aynı şekilde, daha çok farklı jenerasyonları aynı anda bir araya getireceğimiz yönetimler oluşturmaya çalışıyoruz, yerelliğin de içinde olduğu ama bütününü kaplamadığı kurum yönetimleri oluşturmaya gayret ediyoruz ki çeşitli bilgileri bir şekilde kurum hafızasında ve yönetiminde var edebilelim. Ancak burada gördüğüm kadarıyla yönetim kurulumuz, eski Genel Müdürümüz dâhil olmak üzere, hepsi Rizeli. Çok sevdiğim bir memlekettir bu arada ama bir tespit olarak da söylemek durumundayım. Bir önceki yönetim kurulu üyelerinde de hiç Rizeli yok. Dolayısıyla böyle enteresan bir geçiş olmuş. Bunu biraz daha çeşitlendirebilirsek... Tabii ki liyakat ön plandadır ama çeşitlendirilmesinde fayda olduğu kanaatindeyim.

Bizler Meclis olarak ÇAYKUR Rize Special çayını içiyoruz. Bunu şunun için özellikle söylüyorum: Hem içiyoruz hem misafirlerimiz, vatandaşlarımız geliyor onlara ikram ediyoruz. Özellikle kurumların iş birliği yapması her anlamda çok kıymetli. Dolayısıyla içiyoruz ama ne içtiğimiz bardağın bir yerinde ne çay tabağının altında bir yerinde, hiçbir yerinde "ÇAYKUR" yazmıyor. O noktada, bunu idari amirlerimizle, Meclis Başkanlığımızla da istişare ederseniz bu bağlamda biz de kendi kurumumuzu, bir devlet kurumumuzu onurlandırma fırsatına kavuşmuş oluruz diye düşünüyorum.

Bir noktada tabii marka değer çok önemli. Bir dönem ülkemizde özellikle büyükşehirlerde, şimdi Anadolu'nun diğer kentlerinde de var, kahveevleri şeklinde böyle güncel, daha modernize diyebileceğim tarzda böyle kafeler oluştu. Şimdi yeni trend de çayevleri üzerine. Yani bizim, Anadolu insanımızın, hepimizin çay için gittiği normal kahvelerimizden bahsetmiyorum, biraz daha farklı bir konsepti gelişiyor. Bu noktada, ÇAYKUR'un özellikle anlaşmalar yapabileceğine, bazı noktalarda fiyat baremi bakımından daha oraya hitap edebilecek ürünlere de ürün çeşitliliğinde yer verebileceğine inanıyorum. Özellikle yeni jenerasyonda gerçekten hem çok iyi bir tanıtım olacaktır hem de kurumumuzun adını hem Türkiye'de hem de "franchise" olarak belki yurt dışında da açılabilecek bu konseptteki yerlerde, kafelerde ÇAYKUR'un da reklamının yapılmış olabileceğini düşünüyorum.

Bir Zonguldak Milletvekili olarak ki ağırlıklı olarak da Doğu Karadeniz'den maden ocaklarında çalışmak üzere çok göç almış bir şehrimiz var, dolayısıyla o çay kültürüyle birlikte, tabii, gelmişler Zonguldak'a. O nedenle hem Zonguldak açısından hem Türkiye açısından çok kıymetli. Ben bu doğrultuda anlamakta güçlük çektiğim şeyi ifade etmek isterim, o da şu: Bu kadar, topluma mal olmuş, insanların bir yerden bir yere göç ederken bile bir alışkanlıkla yanında taşıdığı, yani deseler ki: "Bir adaya düşseniz ilk üç şey olarak ne alırsınız?" diye, içecek bağlamında zannediyorum çay olur, öyle söyleyeyim, bizim insanımız açısından.

Şimdi, kurumumuz, kurum yetkililerimiz Çay Yasası'nın çıkmasını istiyor, görüyor, analizlerini yapmış; toplumda böyle bir beklenti var, üreticide böyle bir beklenti var, bu doğrultuda düzenleme bekleyen yine sektörlerimiz var ancak bu bir türlü yapılamıyor. Ya, inanın, ben şundan endişe ettim, onu söyleyeyim: Meclise ilk geldiğimde, yeni milletvekili seçildiğimde, çay geldiğinde çayın ÇAYKUR olmayabileceği konusunda endişe ettim, öyle ifade edeyim. Yani kurumumuza sahip çıkalım. Lütfen, sizler de bürokratlarsınız ama sizler de ısrarla -bu, vatana, millete hizmettir, bazen bazı engeller olur, lobiler olur, yabancı çay firmalarının lobileri de olabilir- direnin, biz de destek verelim; biz direnelim, sizler destek verin, şu Çay Kanunu'nu çıkaralım diyorum.

Teşekkür ediyorum.