| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Anayasa Mahkemesi d)Yargıtay e)Danıştay f)Hakimler ve Savcılar Kurulu g)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ)Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .11.2018 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki: Sayın Bakanın bugünkü sunumunu dinleyince gerçekten yirmi yıla yakın avukatlık yapan bir meslektaşı olarak kendimi başka bir ülkede hissettim.
BAŞKAN - Hepiniz öyle zannetmişsiniz.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Hepimiz öyle hissediyoruz maalesef.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Aynen öyle ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Aynen öyle.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Ama şunu belirtmek istiyorum ki: Türkiye'de maalesef adalet yerle bir durumda. Ne şekilde yerle bir durumda bunu örneklerle açıklamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün Çocuk Hakları Günü. Dünyada çocuklarla ilgili bayramı hediye eden tek ülke olarak zaman zaman gurur duyulduğu bir ülkede, 743 çocuk annesiyle birlikte, toplamda 3 bin çocuk şu anda cezaevinde. Cezaevlerinin koşullarını gördüğünüz zaman bu çocuklara ilişkin olan durumu da dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Bir diğer husus, arkadaşlar: Ağrı Doğubeyazıtlı 67 yaşındaki Burhan Karatay Giresun Cezaevinde siyasi bir tutsaktı, 4 defa anjiyo geçirmişti, cezaevine ve yargı kurumlarına müracaat etmiş olmasına rağmen kendisini izin verilmedi ve maalesef iki hafta önce yaşamını kaybetti; yaşamını kaybetmekle de kalmadı, öyle bir nefret tohumları Türkiye'ye serpilmiş ki Giresun'dan Doğubeyazıt'a kadar kendisine bir tabut bile verilmedi, tabutsuz bir şekilde cansız bedeni Doğubeyazıt'a kadar getirildi ve kobraların eşliğinde sanki büyük operasyon varmış gibi, güvenlik güçlerinin eşliğinde cenazesini toprağa vermek zorunda kaldık.
Diğer taraftan değerli arkadaşlar, hani bazı milletvekilli arkadaşların "bacasız fabrika" diye nitelendirdikleri cezaevlerine ilişkin... Patnos L Tipi Cezaevinde çok ciddi hak ihlalleri bulunmaktadır; tutsaklara sıcak su verilmiyor, revire çıkarılırken yolda kendilerine kötü muamele ediliyor, revire çıkmaları gerekirken kendilerine izin verilmiyor ve çok ciddi şekilde hasta olanların da tedavi hakları ellerinden alınıyor.
Şimdi, izin verirseniz bu durumla karşı karşıya kalan birkaç tutsağın da ismini vermek istiyorum: Hüseyin Eşnak adlı hasta tutsağın 2 böbreği yok, aynı zamanda kanser hastası; görme yetisini kaybeden Mehmet Burhanlı 67 yaşında; Serkan Şancı adlı tutsağın sol tarafı tamamen felç; Zeki Gür, Uğur Menteş, Adem Yılmaz bu tutsakların acilen tedavi edilmesi gerekiyor, tutsak olsalar bile sağlık sorunlarının karşılanmasına ihtiyaç vardır; bu şekilde ölüme terk edilmiş bulunmaktadırlar.
Diğer taraftan değerli arkadaşlar, ülke tarihinin en utanılması ve bir türlü açığa kavuşturulamayan faili meçhul dosyalarından olan, JİTEM dosyalarında olan Musa Anter davasında duruşmada dinlenen dönemin 8'inci Kolordu Komutanı beyanında "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın yaşadığını ve çok ciddi bir hastalıkla mücadele ettiğini ve tedavi gördüğünü belirtiyor, bununla ilgili yargı kurumlarının hiçbir şekilde harekete geçmediğini ifade ediyor. Hukuk devletlerinde bu beyanlar dikkate alınır ve devlet gerekli adımı atarsa böylelikle halkın hukuka olan güveni de tesis edilmiş olacaktır. Kırk yılı aşkın bir süredir Kürt sorununun çözümsüzlüğünün sonuçları yargısız infazlar, faili meçhuller, köy boşaltmalar ve akla hayale gelmeyen türlü işkenceler uygulanmaktadır.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne zaman uygulandı bunlar?
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Bunlar her zaman uygulanıyor.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizden önce, bizden önce. Biz geldikten sonra Türkiye'nin her tarafını pirüpak bir hâle getirdik.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) -Bu hak ihlallerinden biri de şüphelisi olarak yargılanırken hakkında beraat kararı verilen dönemin komutanı Yavuz Ertürk'tür ve dosya da zaman aşımına uğramıştır.