KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Bir torba yasa gene önümüzde. Geçenlerde hatırlıyorum, Sayın Berat Albayrak, Sayın Bakan basına bir açıklama yapmıştı, "Finansal istikrar ve kalkınma komitesi kurulacak." diyordu. Hemen arkasından çok kısa bir zaman diliminde bir kanun teklifi geldi ve çıktı.

Geçen gün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Binali Yıldırım -herhâlde müstakbel İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Adalet ve Kalkınma Partisinin, henüz açıklanmamış olsa da öyle görünüyor- bu köprüden usule uygun olmayan araçların geçişi dolayısıyla ceza alan sürücülerin bir eylemi sonrasında "Merak etmeyin, bu konuyla ilgileneceğim, affedeceğiz." dedi. Sayın Muş ve milletvekili arkadaşlar bir teklif verdi, önümüzde bir kanun.

Tabii ki olabilir yani sonuçta iktidar partisi milletvekilleri partilerinin yetkili organlarının -yürütmenin aynı zamanda- talepleri doğrultusunda teklif hazırlayabilirler. Bunu doğal karşılıyorum ama, tabii, burada, dikkat ederseniz Sayın Binali Yıldırım'ın aday olma çabası sonrasında böyle bir teklif getirilmiş olması veya aday gösterilecek oluyor olmasının ve arkasından İstanbul'la ilgili böyle bir teklif getiriliyor olmasının -yani etik açıdan baktığımızda, herkes elini vicdanına koyarsa- ne anlama geldiğini gayet açık ve net görürüz.

Tabii, Sayın Binali Yıldırım aynı zamanda yürütmenin bir unsuru da değil. Yani Anayasa'nın 94'üncü maddesi gereğince de gerek Meclis içinde veya dışındaki siyasi partinin veya parti grubunun faaliyetlerine katılamaz. Doğal olarak Anayasa hükmü gereği. Böyle de olması gerekiyor. Diliyorum. O da ayrı bir mesele, aday gösterildiğinde Meclis Başkanlığından ayrılması Anayasa hükmü gereği gerekecektir herhâlde ama o sanki takdire bırakılan bir meseleymiş gibi de tartışılıyor. Onu da kabul etmemiz mümkün değil ama benim tanıdığım kadarıyla Sayın Binali Yıldırım istifa edecektir Anayasa'ya, yasalara riayet eden bir kişilik olarak.

BAŞKAN - Anayasa'da bir zorunluluk yok canım.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Anayasa'nın 94'üncü maddesi aynen şöyle diyor Sayın Başkan...

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Tarafsızlığını zedeler Başkan.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İzin verirseniz bitireyim.

"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, başkan vekilleri, üyesi bulundukları siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine..."

BAŞKAN - Parti faaliyetine katılmayabilir yani.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "...görevlerinin gereği olan hâller dışında..."

BAŞKAN - Parti faaliyetine katılmadığı durumlarda bu süreci sürdürebilir.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bir partinin belediye başkan adaylığı sizce bir siyasi parti faaliyeti değil midir Sayın Başkan?

BAŞKAN - Yok, değildir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkan, yapmayın Allah aşkına, inanmadığınız şeyleri söylemeyin.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yani bir siyasi partinin rozetiyle, kimliğiyle, afişleriyle o partinin faaliyetlerine gidip kürsü alması...

BAŞKAN - Yapmayacak belki; bayrak, afiş kullanmayacak belki.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - ...gidip platformlarda konuşması sizce siyasi faaliyet değil mi Sayın Başkan?

BAŞKAN - Kullanmadığı takdirde oluyor yani.

CAVİT ARI (Antalya) - Başkan, konuşmacının insicamını bozmayın.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Hayır, siz araya girdiğiniz için ben de bunları söylemek zorundayım. Komik bir duruma düşmeyelim, çok rica edeceğim.

BAŞKAN - Yok canım, düşecek bir şey yok. Anayasa'yı yorumluyorsunuz sadece.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Anayasa hükmü açık ve net, ben de onu ifade etmeye çalıştım.

Şimdi, değerli arkadaşlar, imar barışı bir ihtiyaçtan doğdu. Uzun zamandır belki bir düzenleme gerekiyordu. Belediye başkanlığı yaptığım dönemden de gayet iyi biliyorum. Evet, vatandaş yapmış, ruhsatsız yapı, belediyeler yıkım kararı alıyor, para cezaları kesiyor, efendim, ecrimisiller, hazine, maliye derken vatandaş bir yandan da elektrik, su bağlanacak, belediyeden oturma raporu almadığı için, Yapı Kullanma Belgesi olmadığı için elektriğini de bağlatamıyor; bu sefer kaçak, sahtecilik gibi vesaire işlere girişmeye kalkışıyor, başını daha da belaya sokuyor. En azından, ben de bir teklif vermiştim, hatta o imar barışıyla ilgili kanun teklifi gündeme geldiğinde 24 Haziran öncesi. Verdiğim teklif, İmar Kanunu'na bir ek madde, geçici madde ilavesiyle "Vatandaşın elektrik, su, doğal gaz vesaire gibi altyapı talepleri durumunda, başvurması durumunda Yapı Kayıt Belgesi aranmaz." diyerek en azından yapının ruhsat dışılığı, kaçak olması, yıkımı gibi vesaire konulardan ari tutarak en azından bu temel insani ihtiyaçları kamu tarafından, en azından belediyeler tarafından karşılanabilsin diye ama öyle olmadı, imar barışı geldi ve verilen Yapı Kayıt Belgesi'yle yapıya bir nevi ruhsat verildi. İçeriğini, detayını da biliyorum, girmeyeceğim; şöyleydi, böyleydi ama burada bir cümle var: "Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır." Bu İmar Kanunu'nun geçici 16'ncı maddesinin sondan üçüncü fıkrasının son cümlesi: "Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır." Yani böyle bir madde zaten tek başına, bir yapı yıkılırsa kardeşim, bu yapı başına düşerse, ölürsen veya birileri ölürse devlet sorumlu değil demek. Anayasa'da, vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak, kollamak, güvence altına almak devletin temel görevidir. Böyle bir madde zaten, bu bana göre ne insanlığa ne devletin işleyişine ve Anayasa'ya pek uygun düşmez ama şuraya gelmek istiyorum: Boğaziçi Kanunu denen -aslında kanunu da aldım açtım, kanun hükümlerine baktım, çok tabii hemen geleceğim ona da- bu kanunun amacı "İstanbul Boğaziçi alanının kültürel ne tarihî değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu arttıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir."

Değerli arkadaşlar, bizim imar barışına dâhil ettiğimiz bu Boğaziçi Kanunu'nun amacı bu. Yani kültürel ve tarihî değerleri ve doğal güzellikleri kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki, Boğaziçi Kanunu olarak tanımlanan alandaki nüfus yoğunluğunu arttıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir. Tabii, ben, mimar arkadaşlardan, odalarımızdan söz konusu koordinatlara ben bakınca bir şey anlamıyorum, rakamlar var, sağdan, yukarıdan vesaire. Bilmiyorum burada anlayan bir arkadaşımız var mı, mimar veya şehir plancısı veya bu koordinat ilişkileriyle ilgilenmiş olanlar anlayabilir. Zaten kanun teklifinin son kaç sayfası koordinat, veri, yani verinin hiçbir anlamı yok bizim için onu haritaya işlenmiş şekliyle görmedikçe. Ben haritaya işleteyim dedim. Söz konusu koordinatlar Boğaziçi'nin tamamen kıyı şeridindeki konut alanları, işte Yeni Dostlar Sitesi, Anadolu Kavağı, Yeniköy, Çengelköy, Beykoz, Baruthane üstü, ondan sonra Fatih Korusu, Sait Halim Paşa Yalısı'nın olduğu bölge, Poyraz, Rumeli Feneri tarafı, Anadolu Feneri tarafı gibi Rumeli Feneri Caddesi sınır olmuş, onun üzeri gibi, Üsküdar Fethi Paşa Korusu gibi alanlar tamamen bu olanlar değerli arkadaşlar. Dolayısıyla Boğaziçi Kanunu'nun daha tanımına, içeriğine bakmadan, direkt, doğrudan amacına baktığınızda bir kanunun amacıyla ters düşen bir uygulama söz konusu. Burada yoksul, gerçekten gariban, gerçekten bir yıkım kararlılığı veya cezalar üzerine çok zor durumda olmuş yurttaşlarımızı bir kenara koyarak söylüyorum. Genelde söz konusu kıyı şeridindeki yapıların büyük bir kısmı zaten hangi zengin grupların yapıları olduğunu belki tespit etmek, görmek daha doğru olur. Benim bu görüşüm, imar barışına karşıtlık değil ama Boğaziçi Kanunu'nun kapsamındaki yapıların bu imar barışında yer almayacağına dair...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Sındır.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - ...önceden verilen sözler ve teyitler ne yazık ki olmadığını görüyoruz.

Tam seçim arifesinde, geçen de bir torba kanunda yerel yönetimlere, Strateji Ve Bütçe Başkanlığına ödenek koyarak Cumhurbaşkanına, belediyelerin her türlü yatırıma yönelik taleplerine her türlü desteği verme, ödenekten yardımda bulunma, karşılama hakkı, imkânı verildi. O torba kanun gelecektir yılbaşından sonra, belki hatta bu hafta içerisinde; bilemiyorum. 10 maddelik bu torba kanun gelecek herhâlde Meclis Genel Kuruluna ama 10 maddeye... Cumartesi de olabilir, devam edebilir gibi bir durum var. İçine yeni yeni maddeler konulup, diğer torbadan alınıp buna mı konulacak bilemiyorum.

BAŞKAN - Sadece o 10 madde.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - 10 madde dört gün mü sürecek Sayın Başkan? Adalet ve Kalkınma Partisi Meclis gündemiyle ilgili grubuna, milletvekili arkadaşlarımıza "Cumartesi de dâhil programınızı yapmayın, cumartesi de devam edebilir." diye bir çağrı göndermiş herhâlde.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Çarşamba bitirelim, bitirelim.

BAŞKAN - Belki parti programı vardır. Niyet çarşamba bitirip gitmek.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ama niye perşembe de cuma da hatta cumartesi de olabilir diye çağrı yapmışsınız.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakın, ben de diyorum ki Sayın Sındır...

KAMİL OYKAY SINDIR (İzmir) - Olabilir, ben sizin iç işlerinize karışmak gibi bir şeyim yok.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bu çünkü en erken Çarşamba günü gelir. Çarşamba günü alalım gündeme bitirip gidelim, yani başka itirazınız yoksa.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkanım, bitireceğim.

BAŞKAN - Buyurun.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Muş...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Salı günü bile bitirilebiliriz yani.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bitirilebilir tabii.

BAŞKAN - Aslında yarın akşam da tatil edebiliriz Meclisi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Aslında tartışmayalım Sayın Başkan, siz kapatın, oylayın geçin.

BAŞKAN - Çekin söz taleplerinizi geriye, hemen yaparım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Boyacı küpü...

BAŞKAN - Körün istediği bir göz, Allah vermiş bol bol.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yani, şimdi, yılbaşı sonrası gelir vesaire ama Cumhurbaşkanı yerel yönetimlere dilediği gibi seçim öncesi yatırım bütçelerine ödenek, kaynak aktarabilecek. Ben Meclis konuşmamda da "Burada bir siyasi ayrımcılığa ön açabilir." demiş idim. Dilerim ki olmaz, Sayın Cumhurbaşkanı çok adil, eşitlikçi; bir Cumhuriyet Halk Partili, bir HDP'li, bir İYİ PARTİ'li, bir MHP'li diğer siyasi partilerin taleplerine de...

BAŞKAN - Bakanlar Kurulu yerine Cumhurbaşkanlığına devredildi o yani zaten var olan bir şeydi.

Neyse, buyurun.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Hayır, hayır; öyle bir ödenek yoktu Sayın Başkan.

BAŞKAN - Var, var.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Özür dilerim Sayın Başkan, ne olduğunu biliyorum, "Zaten vardı." diyemezsiniz.

BAŞKAN - Biz de biliyoruz, Maliye üzerinden vardı bu.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "Zaten vardı." diyemezsiniz.

BAŞKAN - Vardı, vardı.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Şöyle vardı: Bakanlıklar merkezi yönetim bütçesinden, bakanlık kendi bütçesinden yatırım yapmak isterse yerel yönetimin görev, yetki ve sorumluluk alanına giren konularda....

BAŞKAN - Maliyenin yardımı da vardı ayrıca.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - ...o durumda Bakanlar Kurulu kararı gerekiyordu, hatta Ulaştırma Bakanlığıyla ilgili Sayıştay raporunda da Bakanlar Kurulu kararı olmadığı için bir eleştiri getirilmiş. Şimdiki gelen düzenleme, bir ödenek ayrılacak, tamamen Cumhurbaşkanı dilediği gibi aktaracak.

BAŞKAN - Neyse onu 71 maddede görüşürüz ayrıca.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Dolayısıyla, tabii, yani demek istediğim o da gelecek. Bunların hepsini seçim öncesi yatırım olarak değerlendiriyorum. İhtiyacı olan vatandaşlarımızın ihtiyacının karşılanması iyi bir şey ama bunun seçim öncesi değil, seçim sonrası yapılması belki daha doğru, daha hakkaniyetli, daha etik, daha siyasi ahlak, etik ilkelerine uygun olurdu. Seçim öncesi bir yatırım amaçlı yapılması kabul edilemez diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.