KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

YSK üyelerini Meclis seçiyor değil mi arkadaşlar? Ben de tam ona bakıyordum.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yüksek yargı.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Danıştay ve Yargıtay.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama Cumhurbaşkanı onaylıyor değil mi? Tam ona bakıyordum, kusura bakmayın arkadaşlar.

Sayın Muş, bizim muhalefet partileri olarak seçmenle ilgili en çok zorlandığımız şey nedir biliyor musunuz, şöyle bir düşünce var: "Biz sandığa gitsek ne olacak, nasıl olsa bir yerlerde bir şeyler ayarlanıyor." diye bir algı var. Bakın, inanın, en çok zorlandığımız şey bu. Ya arkadaş "Sandığa gidin, merak etmeyin, biz sizin oyunuza sahip çıkacağız." diyoruz ve gerçekten şunu da söyleyeyim: Sandıklarda çok büyük hile yok arkadaşlar, bunu net olarak söyleyeyim.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Seçmenlerinizi buna inandırın siz de.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, şunu söyleyeyim: Ben bunu seçmenlerimize söylüyorum. 185 bin sandığın 180 bininin ıslak imzalı tutanağı elimizde. Birkaç bin sandıkta, oralara girilemiyor, çıkılamıyor, bazı yerler var, biliyorsunuz, oralarda zaten... Siverek'e gidin de hadi ıslak imzalı tutanak alın bakalım, kim alabilecek. Yani var böyle bazı yerler, oralarda bazı hileler, şüpheler olabilir ama büyük oranda yok çünkü sandık başında ya MHP'lisi var, ya HDP'lisi var, ya İYİ PARTİ'lisi var, ya CHP'lisi var yani hepimiz sonuç olarak o sandığı korumak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, kendimizi inkâr ederiz öbür türlü. Esas sandık üzerindeki şaibe seçim şartlarıyla ilgili oluşuyor. Yani basının eşit davranmaması, Sayın Cumhurbaşkanının seçim yasaklarına uymaması... Biliyorsunuz, kamu görevlileri belli bir gün kala ona uyması gerekir, uymuyor. Efendim, basında eşit şartlarda oluşmuyor. Seçim şartlarında muhalefet partilerinin miting yapması, propaganda yapması engelleniyor, sesi kısılıyor, gözaltına alınıyor bazı adaylar bizde yani seçime giderken o eşitsizlik oluşuyor. Ama seçim günü çok büyük oranda vatandaş ne verdiyse o şekilde çıkıyor. Ama bazen ufak farklarla sonuç belirlenebiliyor. Düşünün ki Ankara'da Gökçek 30 bin oyla seçildi en son seçimde, görevden aldığınız Gökçek. Yani 30 bin oyla, 15 bin oy öbür tarafa geçseydi diğer aday, Mansur Yavaş kazanacaktı.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Görevden almadık.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Görevden aldınız. Neyse...

O noktada şu oluşuyor: Bakın, kazanmış bir aday olsa bile, Gökçek gerçekten kazanmış olsaydı, birkaç tane çuval orada çöpe atılmış çıkıyor, "Mansur Yavaş'ın oyları." deniyor. Ufak farklarla kazanılan, kaybedilen yerlerde de bu şaibe büyüyor ve vatandaşta şöyle bir algı oluşuyor: "Arkadaş, ben boşuna gittim, oy verdim, nasıl olsa başka bir yerlerde iş bitirildi." deniyor. Bu bizim demokrasimiz açısından büyük bir yaradır Sayın Muş, değerli arkadaşlar. Bu algıyı hepimiz değiştirmeliyiz yani bütün siyasi partilerin sorumluluğudur yoksa seçim yapamayız, seçimi inkâr ederiz, hepimizin bir çaba göstermesi lazım. Ama maalesef, bu noktada bu algı oluştuğu için de bazı vatandaşlarımız, inanın "Bu seçimde sandığa gitmeyeceğim." diyor. "Niye?" "Çünkü 'Nasıl olsa YSK'de mühürsüz oylar, mühürsüz zarflar var.' diye bir şeyler söyleniyor." Yani bu algıyı gelin, hep beraber değiştirelim ama inanın, şu madde, ağzımızla kuş tutsak, basına, kamuoyuna nasıl yansıyacağını biliyoruz. "Vay, efendim 'mühürsüz zarflar' diyen Başkan ve üyelerinin görev süresi uzatılıyor. Demek ki bu seçimde de hileler olacak, bilmem ne olacak." diye şaibe yaratılacak. Bu madde geçerse bizim üç ay boyunca uğraşımız şu olacak: "Hiç merak etmeyin, biz sandık başında olacağız, oylarınıza sahip çıkacağız" diye anlatmaya çalışacağız. "Hiç merak etmeyin, asla o hileleri yaptırmayacağız, sandık başında olacağız." diyeceğiz.

Sayın Muş, değerli arkadaşlar; niye biz bu algılarla uğraşıyoruz? 6 üye yine Danıştaydan, Yargıtaydan gelse... Devlette devamlılık esastır. Yani biz şu koltuktan kalkıncaya kadar, biliyorsunuz, bu koltuk bizimdir yani yeni milletvekilleri seçilip yemin edinceye kadar bu koltuk bizim ancak yenisi yemin ettiği zaman yeni milletvekili oluyor, YSK'de de öyle. Mevcut görevli hâkimler var, yenisi seçilir, gelip devir, teslim yapılıncaya kadar görev devam eder. Niye aksasın ki arkadaşlar? Mevcutlar görevi yaparlar, yenileri seçilir, gelir, göreve devam eder? Niye bu şaibeyi yaratıyoruz Sayın Muş? YSK'da seçimden iki buçuk ay önce görev değişimi olsa seçim niye yanlış gitsin? O güne kadar görevlerini yapar, yeni hâkimler de gelir, görevini yapmaya devam eder. Niye vatandaşımıza böyle algılar yaratıyoruz? Bunlara tevessül etmememiz gerekiyor. Güvenelim YSK'ye, güvenelim yeni hâkimlere. Yorulmuş zaten o Başkan -neydi, Sadi Bey miydi adı, adaşı herhâlde Başkanın- yorulmuş, yıpranmış bir Başkanla karşı karşıyayız. O kadar yorulmuş ki üyelerle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkanım, hemen kestiniz.

BAŞKAN - Ben kesmedim, sistem kapattı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ezcümle söyleyeceğim: İnanın, hiçbir önemi yok. Sonuç olarak, biz siyasi partiler olarak o seçimde elimizden geleni yapacağız, oylarımızı koruyacağız. Bu bütün partilerin görevidir, sorumluluğudur, hep beraber yapacağız bunu.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ağrı'da mesela, kazandı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hep beraber yapmamız lazım bunu.

Algılar bozulduğu zaman vatandaş üzerinde de "Ben ne yaparsam yapayım bu seçimde nasıl olsa birileri bir yerde oyunu bitirecek." Bunu dedirtmeyelim.

Sayın Milletvekilim, bu madde kesinlikle bu algıları besleyen bir madde olur ve bunu geri çekmenizi hep beraber hassaten rica ediyorum.