| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1491) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 24 .12.2018 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Biliyorsunuz, iktisat okumuş arkadaşlar da biliyordur tabii ki. Fakat şöyle söyleyeyim, son yirmi yıldır iktisatta bu beklentilerin önemli olduğuna dair bir genel kanaat ortaya çıktı yani beklenti, sonuç olarak psikolojik -yani bir tarafıyla baktığımızda maddi bir temeli olmayan- olmasına rağmen somut bir değişken gibi kabul edilen bir anlayış gelişti. Dolayısıyla da beklentileri tıpkı ekonomideki diğer reel değişkenler kadar sonuçlara etki etme şansına sahip.
Şimdi, yani geçen gün Mecliste Cumhurbaşkanı Yardımcısı -bence doğru rakamlar değildi ama- o konuştu, herhâlde hazırladığı metin daha önceydi ama 2 tane şey söyledi beklentilerle ilgili olarak: Bir kere, CDS'leri yani Türkiye ekonomisinin riskleri geçen aya göre arttı yani kasımla karşılaştırdığımızda, aralık ayı kasım ayından daha yüksek çıktı yani 406, 407 civarına yükseldi ki daha önce 404 civarındaydı.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - 350.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Hayır, hayır, şimdi baktım. Şu anda 407; 406,85 gibi bir rakam.
Öte yandan, güven endeksine baktığımızda, güven endeksi geçen ay 59,6'ymış, şimdi 58,2'ye düşmüş.
Yani burada şunu söylemek istiyorum: Yani Adalet ve Kalkınma Partisinin ekonomiyle ilgili kurmayları ya kendi aralarında yeteri kadar konuşamıyorlar... Yani güven vermekte zorlanıyorsunuz, güven vermiyorsunuz, öyle söyleyeyim. Belki kendi kendinize veriyor olabilirsiniz, onu bilemem ama dışarıdan bakan insanlar açısından baktığımızda -yani tekrarlandı, daha önce de söylendi, onun için tekrarlamıyorum ama- TÜİK'le ilgili, TÜİK'teki o enflasyon rakamını açıklayan başkan yardımcısının görevden alınması, Sayıştaytaki kişinin yine görevden alınması...
Şimdi, bu önerdiğiniz şey tam buraya denk geliyor bir rakama. Bu bizim açımızdan, muhalefet açısından iyi bir şey sonuçta çünkü toplumda size ilişkin bir güvensizliğin ortaya çıkması veya kabul edilmesi muhalefet açısından iyi bir şey. Fakat öte yandan insan şunu düşünüyor: Bu, gerçekten insanlarımızın demokrasiyle olan ilişkisini zedeliyor, sandıkla olan ilişkisini zedeliyor diye düşünerek söylüyorum. Yani bunu niye getiriyorsunuz, hakikaten anlamakta zorlanıyorum. Çünkü bu arkadaşlar, YSK'yi işte bugüne kadar getiren arkadaşların son seçimde, özellikle mühürsüz zarfların kabul edilmesiyle ilgili verdikleri karar büyük bir şaibe yarattı. Oldu, olmadı; onu ben bilemem, Allah bilir onu, olabilir ama şaibe yarattı sonuç olarak yani insanlar "Ya, ne oluyor?" dediler. "Hangi insanlar?" derseniz "muhalif olan insanlar" demek gerekebilir belki.
Ama sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Yani bu çok gerekli bir karar mıdır hakikaten? Yani bu insanların görev süresi bitmiş. Niye yeni insanlara izin vermiyoruz gelsinler ve toplumda en azından şaibeli olmayan bir seçim duygusuyla girsin seçimlere? Niye bunu düşünmüyorsunuz, hakikaten ben de anlamakta zorlanıyorum. Derdimi, bilmiyorum anlatabildim mi.
Teşekkür ederim.