| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 04 .02.2015 |
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yani, görevimiz burada yanlışı düzeltmek, onu söylüyorum.
BAŞKAN - Tabii ki, tabii ki.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ben vereceğim, teknik yanlış olacak, öyle mi Sayın Zozani?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Vermişsin ve yanlış olmuş.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ciddi misin?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Evet.
Şimdi, mülteci hizmetlerini ardından parantez içerisinde sığınmacı hizmetleri de dahil. Mültecinin sözlük karşılığı sığınmacıdır.
BAŞKAN - Ama literatürde öyle değil.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Literatürde de öyledir efendim. Bakın, aynen şöyle geçiyor, literatürde, hukuk literatüründe, uluslararası hukuk literatüründeki karşılığını söylüyorum Sayın Başkan...
BAŞKAN - Mülteci, iltica kabul edilendir.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Dini, milliyeti belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılmak durumunda olan kişi. Karşılığı budur. Dolayısıyla, mülteci hizmetlerini dediğiniz andan itibaren ayrıca parantez içerisinde sığınmacı hizmetleri de dâhil demenin bir anlamı yoktur, gereksizdir, o parantez içinin çıkarılması gerekiyor.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Mültecilik de bir başvuru gerektirir.
BAŞKAN - Mülteci bir statü, müracaat etmesi ve kabul edilmesi gerekiyor. Sayın Zozani, kelime anlamı aynı ancak Dışişleri Bakanlığının diplomatik dildeki karşılığı farklı. Birinde statü var, birinde yok.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bakın, Sayın Başkan, bir şey söyleyeyim...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Başkan, parantezin anlamı ne Türkçede?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Pekiştirmektir Sayın Başkan, anlam pekiştirmesi.
BAŞKAN - Ayrı, bu da dâhil diyor yani.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Parantez aynı anlama geliyor.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir şey söyleyeyim Sayın Başkan: Şimdi, bu hassasiyeti anlıyorum, ben söyleyeyim. Zaten son dönemlerde...
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Buradaki hassasiyeti anlıyor ama ben şunu anlamıyorum Sayın Başkan: Siz benim önergem üzerinde nasıl söz verirsiniz?
BAŞKAN - Lütfen, teknik bir...
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Veremezsiniz Sayın Başkan.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ya, teknik yanlıştır, teknik yanlış.
BAŞKAN - Sığınmacı ile mülteci aynı diyor, eğer aynıysa...
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Hayır efendim, benim önergem üzerinde veremez.
AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - O zaman Türk Dil Kurumunu çağıralım, görüş alalım.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Beyefendi mi karar verecek?
BAŞKAN - O karar vermeyecek, Komisyon karar verecek tabii ki.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Bundan sonra her önerge üzerinde ben söz isteyeceğim.
AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Ben önergem üzerinde konuşturmam seni.
BAŞKAN - Lütfen...
Teşekkür ediyorum Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, hayır efendim teşekkür etmeyin.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bakın, şimdi yani öyle bir yerde ateş yakıyor ki yangın çıkarmamak mümkün değil.
BAŞKAN - Sayın Zozani, tamam ,teşekkür ederim, haklısınız, tamam.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, Sayın Başkan, teknik bir yanlışı buradan düzelteceğiz, başka nerede düzelteceğiz?
BAŞKAN - O zaman aşağıda düzelteceğiz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ya, nasıl aşağıda düzelteceğiz?
BAŞKAN - Varsa yanlışlık, hayır, tekrar baktıracağız arkadaşlar. Siz öyle bir şey söylediniz.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Siz benim önergemin yanlış olduğunu iddia edemezsiniz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan, madde metnindeki, bakın verilen madde metnindeki...
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye ya, ayrı ayrı tartışmaya gerek yok.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Olur mu efendim ya, Sayın Başkan...
BAŞKAN - Bir şey söyleyebilir miyim: Yanlışlık varsa inceleteceğiz tekrar, lütfen... Bu kadar basit, tamam. Teknik yanlıştan bahsediyor, virgülünü şuraya koyalım, virgülü buraya koyalım meselesi değil bu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir saniye Sayın Başkan. Anlamsız tartışmalar yapıyoruz bazen, bakın, anlamsız.
BAŞKAN - Tamam, evet.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Komisyonun çalışmasının esası şudur: Önüne gelen madde metnine kanun teklifindeki yanlışları düzeltmektir, ayıklamaktır, doğrusunu yapmaktır. Çalışmanın özü budur.
AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Doğrudur, doğrudur.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Zozani.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türk Dil Kurumu gelsin açıklama yapsın bu konuda.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şimdi ben bu çalışmanın özüne uygun olarak...
SADIK BADAK (Antalya) - Sayın Zozani, siz önerinizi yaptınız, tamam.
BAŞKAN - Ben de diyorum ki teşekkür ederim Sayın Zozani. Yani, burada bir yanlışlık varsa incelenir tekrar, teşekkür ederim ama yanlışlık görmüyoruz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan, bir şey söyleyeyim.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Zozani, yani siz hangi sıfatla bunu söylüyorsunuz? Komisyon üyesi olarak mı, bir uzman olarak mı? Uzman olarak söylüyorsanız hangi konunun uzmanısınız?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ben nereye bakarım? Sözlüğe bakarım, literatüre bakarım.