KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Uzunca bir süredir KİT Komisyonunda görev görüyoruz ve bu 2015 ve 2016'nın toplantılarının son noktasından bir önceki toplantı. Bu toplantıda bir gerçek daha ortaya çıktı ki TKİ'nin MİGEM nedeniyle zarar etmeye yönelik bir çalışma karşısında çaresizliğini gördük.

Bunu da Sayın Başkan şu yöntemle çözmek önerisinde bulundu. Aslında ona da teşekkür etmek lazım. MİGEM'le TKİ yan yana gelip hiçbir kurumun, hiçbir KİT'in hiçbir KİT'e hakkının geçmeyeceği noktada bir ortak uzlaşı bulunması temennimizdir çünkü burada, KİT Komisyonunda emek veren arkadaşlarımız var. Hepsi aylardır burada toplantılarda kamu iktisadi teşebbüslerinin daha iyi yönetilmesi, kâr eden kuruluşlar hâline gelmesi ya da kâr amaçlı olmasa da düzgün yönetilmesi açısından görüşlerini ve önerilerini söylüyorlar.

Yalnız ben, Sayın Başkana, Sayın Mustafa Savaş'a da önermiştim. Bir kafa karışıklığının giderilmesi lazım. Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda görev gören AK PARTİ'li arkadaşlarımızın bu KİT'lerin ne kadar güzel yönetildiğini ve ne kadar Türkiye ekonomisine katkı koyduğunu, ülkenin geleceği noktasında çok önemli kuruluşlar olduğunu, kayıtlara geçecek şekliyle teşekkür ederek genel müdürlere buradan süreç içerisinde uğurladık. Yalnız bütçe görüşmeleri sırasında Trabzon Milletvekili Salih Cora çıktı, kürsüden aynen şu cümleleri söyledi: "KİT'ler, kamu iktisadi teşebbüslerinin hukuki manada iflas etme imkânları bulunmamaktadır." Bu da çok ciddi bir rahatlık oluşturmaktadır ve devlete sırtını dayayan bu kuruluşlar ciddi manada kamuya büyük bir külfet oluşturmaktadır. Fiyat ve kalite bakımından piyasanın taleplerine duyarsız kalmaktadır. Bu vesileyle verimliliği artırma, kaliteyi iyileştirme, maliyeti ve fiyatı düşürme gibi kaygıları hiçbir zaman olmamaktadır. Ayrıca bildiğiniz gibi kamu sektörlerindeki ortalama verimlilik çoğu zaman özel sektöre nazaran daha düşük olduğu hepimizin malumudur çünkü bu kuruluşlar yapısı gereği kâr amacı gütmemekte; teknolojiyi takip etmemekte, rasyonel bir istihdam politikası ve yatırım politikası uygulamamaktadır. Bu açıklar da kâh desteklerle kâh borçlanmalarla beraber giderilmektedir. Bu durum da hazine ve bütçe üzerinde ciddi bir yük oluşturmaktadır. Ekonomiye ve mali yapımıza büyük oranda tahribat vermektedir, tahribatlara neden olmaktadır. Biz diyoruz ki devlet artık tüccarlık yapmasın, sevk etsin, idare etsin, koordine etsin, istikamet belirlesin, devlet doğrudan ekonomik faaliyetler üzerinden elini çeksin, özel sektöre bunları devretsin ve asli görevleri olan adalet, güvenlik gibi alanlara yönelsin. Bu, devleti hantal bir yapıdan kurtarır, daha dinamik bir devlet görüntüsü oluşturur. Bu, ekonomimiz açısından da rasyonel durumdur." Sonra şöyle bitirdi cümlesini, dedi ki: "Hükûmetimiz döneminde gerçekleştirilen ve sözleşmeye bağlanan özelleştirme uygulamalarının toplamı şu an itibarıyla 62 milyar doların üstünde çıkmış olup yüzde 88'i hükûmetlerimiz döneminde elde edilmiştir." Bu sırada da AK PARTİ sıralarından alkışlar gelmiştir.

Bu konuşma, bütçe konuşması sevgili arkadaşlarım. Daha sonra Mustafa Savaş kürsüye geldi, bankacılıkla ilgili bir görüş belirtti. Kendisi bankacılık sektörüyle ilgili bir konuşma yaptı ve bu konuşmada da işte ekonomik programdan, Yeni Ekonomik Programın açıklanmasından falan söz etti ama sanıyorum Salih Cora'nın konuşmasını dinlemedi Sayın Savaş. Dinleseydi, gerçekten KİT Komisyonu Başkanı olarak ona söyleyeceği birkaç cümle olurdu. Şimdi iki tane bakış açısı var. AKP'nin görüşüne göre ya KİT'ler devletin sırtında, ekonominin sırtında yük ya da çok güzel yönetilen ve yönetilirse de başarıya ulaşan devlet kuruluşları. Bu noktada tabii ki bu çelişkiyi burada sunmak istedim. Ya Salih Cora'nın uyarılması lazım ya KİT Komisyonunun bu teşekkür eden arkadaşların bu teşekkürlerini bir daha gözden geçirip bir daha değerlendirmesi lazım.

Şimdi geliyorum TKİ'ye.

BAŞKAN - Benim konuşmam nasıldı?

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sizin konuşmanız gayet iyi ama...

BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum, sağ olun.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Bu konuya cevap vermeyen bir konuşma olduğu için de ben doğrusu çok üzüldüm çünkü kendi komisyonunuzu savunamaz noktada oldunuz.

BAŞKAN - Yok, yok.

Buyurun.

ATİLA SERTEL (İzmir) - En azından arkadaşlarınızı, teşekkür kısmında Antalya Milletvekilimiz Kemal Bey'in bu konudaki duyarlılığını bildiğim için söylüyorum. Devamı vardır.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Cevabım hazır.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Arkadaşlar, ya KİT'lerin başındaki arkadaşlara moral vermek için buradan teşekkür ediyorlar ya bütçe konuşmalarında KİT'lerin devletin sırtında artık yük olduğunu ve bunlardan kurtulması gerektiği noktasında görüşler sunuyorlar. Biz tabii ki KİT'lerin yanındayız. Yani biz kamu iktisadi teşebbüslerinin doğru yönetilmesinden, hakkaniyet temelinde yönetilmesinden ve sonuçta bu ülkeye katkı sağlayan her kuruluşun yaşamasından ve yaşatılmasından yanayız çünkü özelleştirmeler sonucunda bu ülkenin başına gelen felaketlerin ne olduğunu daha ileride, çok daha iyi bizden sonraki nesiller anladı ve anlayacaktır.

Şimdi geliyorum TKİ'ye. Bundan beş yıl önce büyük bir kaza meydana geldi, yani büyük bir facia meydana geldi. Kaza mı diyeyim, facia mı diyeyim, tedbirsizlik mi diyeyim, ne diyeyim, yani bilemiyorum ama 301 yurttaşımız vefat etti Soma'da. Soma Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ın da bulunduğu 5 sanık on beş yıldan yirmi iki yıl altı aya kadar, 9 tutuksuz sanık da altı yıldan on yıla kadar hapis cezalarına çarptırıldı, şirketin patronu Alp Gürkan da 37 sanıkla beraber beraat etti.

Şimdi, ben, işletici firmayla ilgili bu durumda özetle bunu söyledikten sonra bu kazadan dolayı kurum aleyhine açılan tazminat davaları ne oldu, onu öğrenmek isterim. Firma aleyhine açılan tazminat davaları ne oldu, onu öğrenmek isterim. Bu kurum aleyhine açılan davaların kaçı sonuçlandı, kaçı devam ediyor? Bu davalardan dolayı kurumun ödediği veya ödeyeceği tazminat miktarı nedir? Yani sizi ne kadar bağlıyor? Bu kurum aleyhine açılan diğer davaların sonuçları nedir? Bu davalardan dolayı ödenmiş veya ödenme durumunda olan tazminat tutarı nedir? Kurum tarafından yüklenici firmalar aleyhine açılan davalarda son durum nedir? Varsa bu davalardan kazanılan tazminat miktarı nedir? Yani sizin kurumsal olarak bunu değerlendirmenizi rica ediyorum.

Ayrıca tabii bu faciaların olmaması için sizin aldığınız önlemleri ve denetlemeleri özelleştirilmiş çalışma yerlerinde bu tip kazaların olmasının önüne geçecek çalışmalarla ilgili de sizden bilgi rica ediyorum çünkü tedbiri elden bırakırsak, kazanın geleceği en önemli sektörlerin başında da maden faciaları geliyor ki bu Türkiye'de değişik bölgelerde de ne yazık ki istemesek de devam ediyor.

2016 yılının Sayıştay raporunun 26, 27, 28'inci sayfalarında "Kurumun hizmetlerinin aksatılmadan sürdürülmesi için müesseseler ve işletmeler müdürlüğünde ortaya çıkan eleman açığı, birtakım hizmetlerin ihale yoluyla veya doğrudan işçilik hizmeti satın alınması yoluyla karşılanmaktadır." diyor Sayıştay. Bu nedenle kurum aleyhine çok sayıda dava açıldığı ve yüklü miktarlarda tazminatlar ödendiği ifade ediliyor. Ülkemizde milyonlarca işsiz varken Sayıştayın bu konudaki uyarıları da size açıkken kuruma işçi alınmamasının sebebi nedir? Müteahhit firmaların işçileri asıl işveren sıfatıyla kurum işçisi olarak görülüyor ve bu nedenle de büyük bir mali külfetin altına girmiş olunuyor. Amaç müteahhitler aracılığıyla yani para kazandırmak gibi bir amaçsa bu doğru değil. Bunca yıllık kurum neden kendi işçileriyle, kendi ekipmanlarıyla çalışma yürütmek yerine müteahhitlere iş yaptırıp müteahhitler aracılığıyla işçi çalıştırıp bu yolu seçiyor ve bu davalara neden muhatap olarak kalıyor. Kurumda taşeron olarak çalışan işçi var mı, yok mu? Varsa kaç kişi, onu da öğrenmek istiyorum.

Konuşmamın başlangıcında fakir ailelere dağıtılan 500 kilogramlık kömürden söz etmiştik. Orada birkaç soruyu da genişleterek sorup sözlerimi tamamlamak istiyorum aslında. Dağıtımın başladığı tarihten itibaren kömür dağıtımının kuruma yıllık toplam maliyetinin de ben açıklanmasını rica ediyorum. Dağıtımın başladığı tarihten itibaren günümüze kadar kömür dağıtımı nedeniyle kurumun hazineden olan alacağının toplam tutarı nedir? Sizin mutlaka hazineden para alacağınız var. Bu alacakların tahsilini nasıl sağlıyorsunuz? Türkiye Taşkömürü Kurumunun Türkiye Kömür İşletmelerine bağlanacağına dair iddialar gündeme geldi gazetelerde bir süre önce. Bu iddialar doğru mu, böyle bir çalışma yürütülüyor mu? Onu da öğrenmek istiyorum. Son sorum: Son iki yılda ihale yoluyla veya başka bir yöntemle ruhsat devri yapılan maden ocağı var mı, varsa bunlar hangi maden ocakları, ne kadar bedelle kaç yıllığına, hangi firmalara devredilmiştir?

Ben başarılar diliyorum. Önemli bir enerji açığını kapatan kamu iktisadi teşebbüsü olarak daha başarılı olmanızın temennisiyle size 2019'da da başarılar diliyorum.

Saygılar sunuyorum.