KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben hem kurum yetkililerine hem de kamunun diğer birimlerinden bu toplantıya katılan değerli temsilcilere hoş geldiniz diyorum. Ayrıca, belli bir aradan sonra bir araya geldik; Komisyonumuzun çok saygıdeğer üyelerini de saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, tabii, ben genel değerlendirme üzerinde söz aldım. Maddelerle ilgili de belki söyleyeceklerimiz vardı ama biraz da zaman, toplantı tasarrufu açısından...

Bu kömür dağıtımıyla ilgili bir iki sorum olacak. Bu görev zararı olarak ödeniyor değil mi kuruma?

BAŞKAN - İsterseniz Sayın Karakaya, son olarak cevap verse olur mu?

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Olur, olur.

BAŞKAN - Siz not alın Sayın Genel Müdürüm. Sayın vekilimizin sormuş olduğu sorulara sonra yanıt verirsiniz.

Buyurun.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bu yapılan dağıtımın ki on beş yıllık sürede 28 milyon ton civarında bir kömür dağıtımının yapıldığını ifade ediyorsunuz fakir ailelere. Bu da yaklaşık 2 milyon. Yani gerçekten şöyle bakıldığında da çok yaygın yapılan bir yardım ve bugüne kadar da bu yardımdan fakir ailelerin önemli ölçüde yararlandığını da sahada görüyoruz. Bu anlamda yapılan bu işlem, bu dağıtım yani kamunun kaynaklarından hakikaten yerinde bir dağıtım olayı. Bugün burada da diğer partilerin yani biz muhalefet partililerin de bu konuya yaklaşımında bir karşıtlık da söz konusu değil. Burada tabii ki aslolan bunların adil ve israfı önleyecek bir şekilde dağıtımının yapılarak amaca uygun hâle getirilmesi. Bunda herhangi bir şeyimiz yok.

Yine, benim mali tablolardan gördüğüm kadarıyla bugüne kadar yapılan dağıtımların, 2016 yılı satın alma gücü mali tablo verileriyle hareket edecek olursak yaklaşık 5 milyar TL'lik bir şeyi var, 2016'dan 2018'e çekildiğinde rakamlar değişebilir yani büyüklükleri ifade etme anlamında söylüyorum. Bu da yıllık 326 milyon yine 2016 satın alma gücü verilerine göre, mali tabloların bize söylediği rakamlardan bahsediyorum. Görev zararı olarak alınmıyor, şeyde kalıyorsa ben bunun finansal raporlara yani bu yapılan yardımların TKİ'nin finansal raporlarına nasıl yansıdığını ve hangi kalemler altında raporlandığını istiyorum. Bunu yazılı olarak da cevaplayabilirsiniz.

Mali tablolarda gördüğüm yine bir iki -daha çok teknik konulara girmeye çalışıyorum- konu var ki onların başında bu bizim dönem ayırıcı işlemler olarak ifade ettiğimiz yıllar ki burada dönem yılı olarak, takvim yılı olarak alınıyor, bazı değerleme kalemleri ya da dönem düzeltici işlem ve bunların yansıtıldığı kalemler var, gelir ve gider tahakkukları, işte peşin ödenen giderler, tahsil edilen gelirler gibi kalemler. Bunların da sizin mali tablolara yansıdığını görüyoruz. Ancak benim bu noktada bir şey dikkatimi çekti: Gelir tahakkukları 2015, 2016'ya geçildiğinde yaklaşık 90 milyon TL'lik bir gelir tahakkukunun mali tablolara yansıdığını gördük yani bir gelirin tahakkuk ettirildiğini gördük. Bunun anlamı, bu gelirin tahsilatı ileride olacak ama biz bu dönemki mali tablolara yansıtalım diye. Bu gelir ve gider tahakkuklarının en önemli riski, denetim açısından en önemli tarafı dönemler arasında kâr ya da zarar transferi aracı olarak kullanılmasıdır. Ben bunun detaylarını göremedim ama şunu merak ettim: 2016 yılında 90 milyon liralık bir gelir tahakkuku yapılmamış olsaydı 2 milyon kâr değil 88 milyon zarar da olabilirdi. Detayını bilmediğim için bunun detayını öğrenmek istiyorum 90 milyon liralık ki bu da konsolide bilançoda gördüğüm rakam. Geldiği kaynak da, daha doğrusu solo bilançolarda da Ege müessesesinden geldiği de görülüyor. Büyük bir ihtimalle diğer faaliyetlerden gelen bir kalem diye düşünüyorum. Bunun detayını öğrenmek istiyorum.

Bir başka husus, TKİ'nin maliyet belirleme ve analizi konusunda benim bildiğim kadarıyla sistematik bir şeyi yok. bir ara bir çalışma yapıyorlardı ama öyle kaldı. Kârı biliyoruz ama yani kâr ne kadar, zarar ne kadar, fiilî sonuçları alıyoruz, belli bir bütçe üzerinden, program üzerinden de hareket ediliyor elbette. Ben şunu merak ediyorum: Yani bir TKİ Genel Müdürü olarak önünüzde maliyet fonksiyonu var mı? Kâr fonksiyonu var mı? Kârın ne kadar olduğunu biliyoruz ama maliyet fonksiyonunu bilebiliyor muyuz? Bunu şunun için önemsiyorum: Özellikle planlama açısından yani ocak ocak, müessese müessese kâr ve zarar fonksiyonumuz, maliyet fonksiyonumuzu çıkarabiliyor muyuz? O konuda bir sorun vardı geçmişten beri gelen ama şu anda nedir, işin doğrusu onu da merak ediyorum. Maliyetler konusu sıkıntılı bir konuydu sistem anlamında. Kolay da bir alan değil, onu da söyleyeyim, zorlukları da var.

Bir de genelle ilgili Sayın Başkan bir iki cümle söyleyip tamamlamak istiyorum. Tabii KİT'lerle ilgili -biz KİT Komisyonuyuz- sürekli burada belli konularda tartışma oluyor ama doğal olarak da konu hep kâr zarar üzerine geliyor. Yani burada biz müesseseleri, KİT'leri, işletmeleri değerlendirirken yani kâr esas amaç hâline gelmeye başlıyor. Oysa biliyorsunuz KİT'lerin hepsinin bir ana statüsü var. Bu ana statüsünde bunların görevleri ve misyonları tanımlanır, işlevleri belirlenir. Burada bir ihtiyaçtan dolayı KİT'ler geçmişte zaten var olmuştur, bugün de günün şartlarına göre işlev değişiklikleriyle, yeni görev tanımlarıyla faaliyetlerine devam ediyorlar. Ama KİT'lerin bu işlevlerini, misyonlarını, görevlerini yerine getirirken kârlılık ve verimlilik esasına göre hareket etme zorunluluğu vardır. Yani bu başka bir şey, kâr ve zararı hedef alarak ya da amaç hâline getirmek, o şekilde değerlendirmek başka bir şey diye düşünüyorum. Özellikle bu komisyonumuz bir ihtisas komisyonu. Tabii ki kârlılıktan, verimlilikten taviz verilmemesi gerekiyor ama aslolan bu kurumların, bu işletmelerin ana statülerinde kendilerine verilmiş olan görevleri layıkıyla yerine getirebiliyorlar mı, getirmiyorlar mı, o açıdan bakmak lazım. Ona bakarken de kârlılık ve verimlilik esası üzerinden hareket etmek lazım.

Tabii, bugün KİT'ler de sonuçta yoğun rekabetin içerisinde. Artık rekabet küresel anlamda diyoruz ki bu çok çeşitlendi. Eskiden küresel rekabet, uluslararası rekabet kavramını daha çok kullanıyorduk ve bunu ülke düzeyinde alıyorduk, ulusal düzeyde bir rekabetten bahsediyorduk, bugün artık şehirler tamamen bu küresel rekabetin içerisinde ayrı ve bağımsız, sektörler ayrı ve bağımsız, işletmeler tamamen sektörün içerisinde bağımsız hâle gelmiş durumda. Bizim doğal olarak KİT'leri değerlendirirken o ana statüleri çerçevesinde işlevlerini yerine getirip getirmeme, bunu da yerine getirirken kârlılık ve verimlilik esasına göre yapıp yapmama durumuna bakma şeyimiz var. Bunun sonucu kâr çıkar, zarar çıkar, bu çok önemli de değil. Önemli olan oradaki fonksiyonları. O işlevler bugün geçerliliğini yitirmişse belki ana statüler konusunda değerlendirmeler yapabiliriz veya özelleştirmesi de söz konusu olabilir ama tabii ki bunların ülke açısından, ülke güvenliği açısından, ülkenin geleceği açısından, genel ekonomi içerisindeki bulunduğu işlevleri açısından mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor. Birçok KİT'imizin regülasyon görevleri var, dolayısıyla stratejik görevleri var. Bunların hepsinin bir bütün olarak dikkate alınarak değerlendirmelerinin yapılması, hele hele de bizim gibi bir ihtisas komisyonunun, KİT Komisyonunun bu konularda çok daha dikkatli olması gerekir diye düşünüyorum.

Ben tekrar Komisyonu ve bu toplantıya katılan tüm saygıdeğer temsilcileri ve kurum yetkililerini saygıyla selamlayarak başarılarının devamını ve toplantıda alınan kararların ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum efendim.