KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; dünkü Genel Kurul konuşmamda da söylemiştim, bir kurumun, bir kurulun itibarını ayakta tutacak olan, öncelikle o kurum ve kurulda yer alan kişiler ve o kurum ve kurulu temsil eden kişilerdir. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve milletvekilleri olarak bizler Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını korumak ve kollamakla görevli olduğumuz gibi, Komisyonun da yine itibarını korumak ve kollamak, başta Komisyon üyelerine ama herkesten önce de Komisyon Başkanına düşen bir görevdir. Şimdi, Komisyonun işlevini, önemini ve değerini azaltacak tutum ve davranışlardan kaçınmak hepimizin görevidir ve tekraren söylüyorum, başta Sayın Komisyon Başkanımızın. Burada çalışma usul ve esasları yönünden eğer bir yanlışlık varsa ve bu bir tartışma konusu şu dakikalarda yapılıyor ise bu tartışmayı yaptırmamak başta Sayın Başkanın görevidir diye düşünüyorum. Şimdi, grubun temsilcilerinin değişik gerekçelerle "Çalışılsın." demiş olması buradaki usul ve esasların önüne geçmez.

Şimdi, Genel Kurulda 71 maddelik Plan ve Bütçe Komisyonundan geçmiş olan teklif var ve orada da özellikle sorumluluk hissederek Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi sıfatıyla Genel Kurul çalışmalarında hazır bulunmayı düşünen bir arkadaşınızım. Ama görüyorum ki bugün Komisyon olarak hepimiz burada olacağız, o 71 madde, bizim buradaki Komisyonumuzdan geçen 71 madde görüşülürken bu Komisyondan Genel Kurulda kimse olmayacak. Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, anlıyorum, seçim yaklaştı, seçime dönük vatandaşın algısını değiştirebilmeye dönük maddeleri alelacele buradan geçirmeye çalışıyor olabilirsiniz ancak tabiri caizse yangından mal kaçırmaya da gerek yok. Yani üç gün sonra bunun görüşülüyor olmasının kime ne zararı olacak? O nedenle, buradaki çalışmalarımızın daha usule, daha esasa uygun olması hepimiz için daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.

Bu arada, Sayın Mustafa Kalaycı'ya da şunu söylemek istiyorum: Biraz önceki eleştirilerinize aynen katılıyorum ve çok güzel söylediniz. Yani buradaki çalışmaların ve Komisyon çalışmalarının -sizin ifadenizle- cılkı çıktı, aynen bu cümleyi kullandınız. Ama sizlerden ricam, yapmış olduğunuz bu eleştirilere uygun oy kullanın çünkü bakın, buradaki bu davranışlar çoğunluk psikolojisinden kaynaklanmakta. Çoğunluk psikolojisi şu: "Nasıl olsa siz ne derseniz deyin, efendim biz ne yaparsak yapalım, çoğunluk bizde. 'Kabul edenler... Etmeyenler...' dendiğinde, oylamayla biz nasıl olsa istediğimiz kararı buradan alıyoruz." anlayışındadır. Çoğunluk psikolojisiyle siz burada davrandığınız müddetçe yanlış yapmaya devam edeceğiz, yanlış yapmaya devam edeceksiniz, o nedenle bu psikolojiden lütfen çıkınız, aksi hâlde yanlışlar yapmaya ve usule aykırı davranmalara devam edeceksiniz. Yani çoğunluk demek her zaman haklı olmak, doğru yapmak anlamına da gelmez diyorum ve bugünkü çalışmaların daha uygun bir tarihe ertelenmesini talep ediyorum.

Teşekkür ediyorum.