KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli Genel Müdürüm, TTK'nin değerli kadroları, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayıştayın değerli temsilcileri; sözlerime başlamadan önce sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Tabii, bizim için, Zonguldak için çok önemli bir kurumu konuşuyoruz bugün burada, Türkiye Taşkömürü Kurumunu konuşuyoruz. Neden biz Zonguldaklılar için çok önemli bu kurum? Çünkü yüz yetmiş yıllık kurum tarihine baktığımızda Zonguldak taş kömürüyle var olmuş bir kent. Yani sosyolojisi, psikoloji, geçimi, her şeyi kömür üzerine kurulu bir kentten bahsediyoruz doğal olarak. Türkiye Taşkömürü Kurumu da yüz yetmiş yıllık birikimiyle, deneyimiyle ve kente vermiş olduğu ekonomik katkıyla bizler için yaşamsal öneme sahip bir kurum. Dolayısıyla, son derece önemli bir kurumun görüşmelerini yürütüyoruz.

Evet, taş kömürü de sadece Türkiye için değil, dünyada stratejik öneme sahip enerji kaynaklarından birisi. Az önce Genel Müdürümüz sunumunu yaptı, rakamları verdi ve taş kömürünün ne kadar önemli bir enerji kaynağı olduğunu, ağır sanayide ne kadar önemli bir girdi olduğunu bize rakamlarla gösterdi ve sanırım, önümüzdeki dönemde yüzde 70 oranında kömür tüketiminin artacağından bahsetti. Tabii, burada linyit de var anladığım kadarıyla, sadece taş kömüründen bahsedilmiyor. Yani dünyada kömür tüketiminin önümüzdeki dönemde yüzde 74 oranında artacağından bahsediyoruz.

Tabii, ben geneli üzerine yapacağım konuşmada bazı şeylere değineceğim ama burada, işçi alımıyla ilgili Sayıştay temsilcisinin bir sunumu oldu, onunla ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum, onun için söz aldım, geneli üzerine daha farklı değerlendirmelerde bulunacağım.

Burada, tabii, Türkiye Taşkömürü Kurumunun üretim rakamlarına baktığımızda ciddi bir düşüş var. Bu ciddi düşüşün sebeplerine baktığımızda -az önce değerli milletvekili arkadaşım Sayın Deniz Yavuzyılmaz da ifade etti- siyaset kurumunun bakış açısından kaynaklandığını düşünüyoruz. Bunu, buradaki değerli bürokrat arkadaşlarımıza bunu yansıtmıyoruz; onlar da üretimin artmasını talep ediyorlar, onlar da işçi alınmasını talep ediyorlar ama, maalesef, siyasi kadroları -yine, kurumun içinden gelmiş Sayın Polat Türkmen Bey'i, değerli milletvekilimizi de bu kapsamın dışında bırakıyorum ama- AK PARTİ'nin yönetimsel kadroları yani bakanlık düzeyinde ve üst düzey kadroları, Türkiye Taşkömürü Kurumuna pek iyi bakmıyorlar gibi geliyor bize çünkü rakamlar ortada.

Az önce Deniz Bey de ifade etti, bir önceki Genel Müdürümüz de -sanırım kendisi de burada zaten- ifade etmiş, 2016 yılında 3.200 işçi alınması yönünde görüşlerini beyan etmiş ancak bugün geldiğimiz nokta itibarıyla -bakın, 2016'dan 2019'a geldik- şu gün itibarıyla tek bir işçi alınmamış. İşçi alınacağı ifade edildi. Bu neden ifade edildi? Çünkü, biz, o dönemde, seçim atmosferine girdiğimiz dönemde, kurumun norm kadro açığı 6.500'dü, geçen sene. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu defalarca ifade ettik, bu 6.500 norm kadronun bir an önce alınması gerektiğini düşünüyorduk çünkü kurum can çekişiyor, rakamlar ortada. Yani son nefesini vermek üzere olan bir kurumdan bahsediyoruz. İşçi alınmadıkça üretim düşmüş.

Bakın, rakamlar çok kötü rakamlar. 2 milyon 727 tonmuş tüvenan üretimi, satılabilir kömür üretimi 1 milyon 708 bin tonmuş 2010 yılı itibarıyla ama şu anda, 2018 Kasım sonu itibarıyla verilen rakam 635 bin tona kadar gerilemiş yani rakam gerçekten çok kötü bir noktaya doğru gerilemiş.

2002'den aldığımızda -az önce Deniz Bey de ifade etti- rakamlar çok daha kötü bir noktaya doğru gidiyor, beşte 1 düzeyinde bir düşüş söz konusu.

Tabii, bunu bizim ne yapmamız gerekiyor? Yerli ve millî enerji kaynaklarına yöneldiğini ifade ediyor Hükûmet ama bakıyoruz yerli ve millî enerji kaynaklarına ulaşılmamış. Ne yapılmış? Tamamen ithalata dayalı bir tüketime yönelinmiş 2002'den günümüze kadar.

2010'dan bugüne kadar rakamlar alındığına göre, şunu ifade edeyim: Her yıl ortalama 4 milyar dolar bir parayı taş kömürü ithalatı için ödemişiz. Bu da son sekiz yıla baktığımızda 32 milyar dolar, hatta bazı yıllar 5 milyar dolara yakın rakamlar olduğundan, 35 milyar dolara yakın bir parayı dışarıya ödemişiz. Kime ödemişiz? Kolombiya'ya ödemişiz, Kanada'ya ödemişiz, Rusya'ya ödemişiz, Güney Afrika'ya ödemişiz, Hindistan'a ödemişiz. Yani bu para, 32 milyar dolar bir para bizim cebimizden çıkmış, yabancı kömür üreticilerinin cebine girmiş.

Onun için, ne yapmamız gerekiyor? Az önce rakamlarla da ifade edildi; 750 milyon ton civarında görünür rezerv var, tahminî rezervin de 1,5 milyar ton civarında olduğu ifade edildi. Demek ki bizim kömür üretimini artırmamız gerekiyor. Hedefin de bu olduğu söyleniyor ama bakıyoruz tam tersi bir uygulama var; yerli ve millî bir üretim modeli yok, tam tersine, dışa bağımlı yabancı bir tüketim modeli var, ithalata bağlı bir model var.

Bizim kömürümüzü, Zonguldak'ın kömürünü "kara elmas" diye ifade ediyoruz. Neden "kara elmas" diyoruz? Çünkü o kadar değerli, çünkü kalorisi o kadar çok yüksek. 6 bin-7 bin dolayında bir kaloriye sahip ve nerede kullanılabiliyor? Demir çelik sektöründe yani ağır sanayinin belkemiğini oluşturan demir çelik sektöründe kullanılıyor ve koklaşabilme özelliği nedeniyle kullanılıyor. Senelik ortalama 6-7 milyon civarında Türkiye'nin demir çelik sektöründe ve ağır sanayide taş kömürüne ihtiyacı var, koklaşabilme özelliğine sahip olan taş kömürüne ihtiyacı var. Biz ne kadarını üretmişiz? Bakın, 635 bin tonunu ancak üretebilmişiz yani onda 1'ini 2018 yılında üretebilmişiz. Hâlbuki hedefimiz ne? Hedefimiz, 5 milyon ton Türkiye Taşkömürü Kurumunun üretmesi, 5 milyon ton da özel sektörün üretmesi. Yani yıllık 10 milyon ton taş kömürünü kendimizin üretmesi gerekiyor, hedefimiz bu ama 600 bin tonlara düşmüşüz.

Burada dikkat çekmek istediğim konu, siyaset kurumu. Yani ben TTK kadrolarının üretimi artırmak istediğini biliyorum, bizim Zonguldak'taki diğer AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımızın ve Parlamento dışında olan bütün siyasi partilerin bu üretimin artmasından yana olduğunu biliyorum ancak önümüze bir engel çıkıyor; yürütme kurumu yani siyaset kurumu, AK PARTİ'nin oluşturduğu bakan kadroları, yönetici kadroları önümüze engel çıkarıyorlar. Bu sorunlu anlayış değişmediği sürece, AK PARTİ'nin bu bakış açısı değişmediği sürece burada üretim artmaz. Benim kişisel kanaatim bu. Bunun değiştirilmesi lazım. Yerli ve millî kömür üretimi istiyorsak...

Bakın, bunun faturasını ödemeye başladık. Şu anda döviz kurlarındaki artışın en önemli sebebi, ithalattaki bu artıştan kaynaklanıyor. Yani biz kendi kömürümüz dururken gidiyoruz Kolombiya'dan kömür alıyoruz ucuz diye. Kurum zarar ediyor. Neden zarar ediyor? Çünkü kuruma yeterli kaynak ayrılmıyor.

İşte, bunun için en önemli adımlardan birisi, TTK'ye yönelik bir zihniyet devriminin mutlaka yapılması gerekiyor ve işçi alımlarında da mutlaka norm kadronun tamamının alınması gerekiyor. 6.500 norm kadro açığı olduğu ifade ediliyor, hatta 7 bin civarında da olabilir -şu an son rakamları bilemiyorum- bu açığın giderilmesi gerekiyor. İşte, 1.500 işçi alımıyla bunun giderileceği ifade ediliyor ancak bunun giderilmesi mümkün değil. Neden mümkün değil? Bu sene yani 2019 yılı itibarıyla emekli olacak işçi sayısını ben bilemiyorum ama Sayın Genel Müdürümüz bize o konuda bilgi verirse -tahminî- emekliliği dolmuş üretim işçisi sayısını bize tahminî olarak verebilirse, bu 1.500 işçinin de son derece yetersiz olduğu açıkça ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.

Bu sebeple, geri kalan sözlerimin geneli üzerinde saklı kalması kaydıyla sözlerime son veriyorum.

Bu işçi açıklarının bir an evvel giderilmesi gerektiğini düşünüyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Demirtaş.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ben teşekkür ederim, çok sağ olun.