| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü ile müesseselerinin 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .01.2019 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Geneli üzerinde konuşacağız. Biraz önce Sanayi Komisyonunda yine Türkiye Taş Kömürü Kurumunu ilgilendiren Maden Kanunu değişikliğiyle ilgili teklife katılmak üzere ayrılmıştım.
Şimdi, önemli konulardan bir tanesi, Taş Kömürü Kurumu yaklaşık 50 bin işçisiyle çalıştığı dönemde Zonguldak'ta bir gayrimenkule sahip. Yani bu gayrimenkul de Zonguldak'ın yarısı. Böyle bir gayrimenkul var. Kurum şu ana kadar 4 kez kapatılmış zaten. Bu 50 binlik işçiyi 5 dilimde 10'ar bin işçi olarak düşünürsek şu anda da 10 binin altında işçi sayısının olduğunu, 7.136 olarak ifade edildi yer altı işçileri, böyle bakarsak 4 kere zaten kurum kapatılmış ama gayrimenkul aynı kalmış. Dolayısıyla özellikle içinde bulunduğumuz koşullar dünya gerçeklikleri kapsamında da göz kamaştırıcı bir şekilde TTK'ye ait olan gayrimenkuller şu anda Zonguldak'ta herkesin gözünün önünde duruyor. Şimdi, bu noktada, Komisyonda ara verip Sanayi Komisyonuna gittiğim süreçte konuşuldu mu, bilmiyorum ama şöyle bir...
BAŞKAN - Siz zaten her şeyi konuştunuz Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yok, şöyle: Sayıştayı ilgilendiren bir kısmı var, o noktada.
BAŞKAN - Anladım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O da STK'nin gayrimenkulleri satmaya yetkisi var mı, yok mu? Konu bu. Bu çok kritik bir konu.
BAŞKAN - Tutanaklara geçti.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben bir milletvekili olarak söylüyorum, Sayıştay da söylüyor zaten, Özelleştirme İdaresi de söylüyor, burada yüksek sesle tekrar söylüyorum: Satamazsınız, satamazsınız, satamazsınız! Yönetim Kurulu kararı alarak -Zonguldak'ın yüz yetmiş yıllık madencilik kültürü ve geçmişi var dedik, yüz yetmiş yıldan bahsediyoruz ve bu maden şehri, madenlerin üzerine kurulmuş bir şehir- bunu doğrudan veya dolaylı yöntemle satamazsınız.
Şimdi, bu noktada, tabii, birçok güzel şey ifade ettik ama eleştirileri de söylemek durumundayım çünkü bireysel olmanın ötesinde, bu, Zonguldak halkının da aynı zamanda görüşü ve eleştirileri. Şimdi, Zonguldak'ta Fener Mahallesi var, Fener Mahallesi'nde de lojmanlar var. Bu lojmanların geçtiğimiz yıllar içinde belirli bir bölümü satıldı. Kime? Yani, böyle dolaylı yollarla satışı gerçekleşti. Kime? Zenginlere. Yani bunu itham etmek için söylemiyorum, kutsamıyorum da zenginliği ama netice itibarıyla alım gücü yüksek kişilere satıldı, çok da cazip rakamlarla satıldı. Şu anda aynı bazda bir değerlendirme yapıp almaya kalksanız, evin bir tane odasını alırsınız belki, böyle bir durum, dubleks evler. Şimdi, bu zamanında yapılmış olan lojmanların satışıyla ilgili bir arayış, bir çaba, bir arkadan dolanma, bir değişik, lojmandaki insanlardan imza toplanıyor, "Biz burayı satsak siz alır mısınız?" Sanki onların alacak gücü varmış gibi satılacak rakamdan. Onlar neye imza attığını bilmiyor, ne olduğu bilinmiyor. Yani, Zonguldak'ın yarısından fazlası ama özellikle bahsettiğim bu bölgede böyle bir çalışma var. Ben kurumumuzun Genel Müdürüne, Yönetim Kurulu da burada: Lütfen bu işlere dâhil olmayın, bu tip Yönetim Kurulu kararlarını ben siyasi baskıyla aldığınızı düşünüyorum. Denebilir ki, neden siyasi baskı olduğu, toplantının başında da ifade ettim, bunu, belirli şeylere dayandığı için söylüyorum, Zonguldak'ta Fener Mahallesi'nde, Fener'in üstünde turistik de bir gezi alanı aynı zamanda, bir bölge var, bu bölgede 440 metrekarelik, atıl olan, geçmişte benim de çocukluğumda büyürken bebek arabasıyla bile götürüldüğüm, böyle, gezdiğimiz bir alan, Zonguldak'ın dışından gelenlerin de geldiği...
BAŞKAN - Şanslıymışsınız, bebek arabasına binmişsiniz yani.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başkanım, bakın, biz nasıl şanslıydık; okuduğum ilkokulun sineması vardı, TTK'nin sineması, hem Zonguldak merkez ve diğer pek çok ilçesinde, kendi parasını bastıran, kendi radyosu olan, ifade edildi, Türkiye'deki ilk tenis kortlarının olduğu, çok ciddi sanayi üreten bir şehirdi.
BAŞKAN - Biliyorum, evet, sizin o aileden geldiğinizi biliyorum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu noktadan hareketle...
Öyle bir yerde girdiniz ki, tebrik ediyorum yani. (Gülüşmeler) Son KİT toplantısında son hamleler yani.
BAŞKAN - Estağfurullah. Daha hamleler bitmedi, daha devam edeceğiz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, burada, 440 metrekarelik, böyle, dünya güzeli bir yeri kamu yararı adına bir derneğe tahsis etti Türkiye Taş Kömürü Kurumu. Kendi mi etti? Bence hayır, bence baskıyla etti. Kime? TÜGVA diye bir kuruluşa. Bilal Erdoğan'ın Yüksek İstişare Kurulunda olduğu bir STK, öyle ifade edeyim, bir vakıf. Şimdi elimde kamu yararına hizmet yapan vakıfların listesi var, yani 402 tane bu şekilde çalışan vakıf var, 402 tane. Yani gittiler, gittiler, gittiler ve o oldu, hem de Zonguldak'la hiçbir ilgisi yoktu, şimdi şimdi bazı adımlar atılıyor. Denebilir ki "Diğerlerinden başvuru gelmedi, işte, şu şöyle olmadı, biz başka derneklere de şu bedelle ihale veriyoruz, ediyoruz, falan..." Ama biz biliyoruz, ki, sorgulayan insanlar olarak biliyoruz ki, bu işin siyasi bir tarafı var. Dolayısıyla, bunu Zonguldak halkı kabul etmedi, etmiyor, etmemeye de devam edecek. Bu, Zonguldak halkına rağmen yapılırsa o gün benim de içinde bulunduğum halkla birlikte buna tepki gösteririz. Ha, ne olur, ne olmaz... Ama bir arada olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu nasıl bugün KİT Komisyonu toplantısında gördüysek... Ben Sayın Genel Müdürden rica etmiştim telefonla, lütfen, böyle bir hassasiyet var, böyle bir Yönetim Kurulu kararı almayın diye ama böyle bir Yönetim Kurulu kararı alındı. Halbuki bu, Şehit Madenci Aileleri Derneği noktasında da değerlendirilebilirdi. 402 tane dernek var, siyasi arka planının olmadığı noktasında çok dernek var, Verem Savaş Derneği var, yani birçok şey olabilirdi ama bu noktaya gelindi. Buna devam edilmemesini hassasiyetle vurguluyorum, aynı zamanda da Sayıştayın burada görüş bildirilmesini istiyorum. Gayrimenkul satışını TTK, aldığı Yönetim Kurulu kararıyla yapabilir mi? Şahsınızda değil, bugün Yönetim Kurulundasınız, yarın olmayabilirsiniz, sizin kullandığınız, oturduğunuz lojmanın bile bir anda satışa çıkarılıp çıkarılmaması diye bir şey söz konusu, bunlar önemli. Çünkü lojmanların satılmasıyla da elde edilecek gelirin TTK'nin buradaki zararını karşılamaz noktasında bir katkısı da yok. Dolayısıyla iyileştirmek varken, güzelleştirmek varken, TTK, topluma ait bir kurum. Bunu özel bireye indirgemekten kaçınabilmek varken -ortak kullanım alanları bakımından söylüyorum- başka bir yola girilmesini sıkıntılı görüyorum.
Diğer taraftan, Türkiye Taşkömürü Kurumu... Yani bunu özellikle vurguluyorum, Genel Müdürümüz neticede bürokrat ama işin siyasi kısmı yürütmede. Dolayısıyla yürütmenin bu noktadaki etkisinden, baskısından kendisini bir bürokrat olarak kurtarmasını beklemek, bence ciddi anlamda hayalperestlik olur. O yüzden konu sadece ona terk edilmiş bir konu değil. Cevabı da tek başına ne kadar verebileceğini ben takdirlerinize bırakıyorum.
Diğer taraftan, Türkiye Taşkömürü Kurumuyla ilgili davalar var, yürüyen davalar var. İstatistiklere baktığımız zaman, 2016 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu günde 93 bin TL tazminat ödemiş; bir günde, her gün, 365 gün boyunca her gün 93 bin TL ödemiş. Daha sonraki verilerde de yaklaşık olarak devreden dava sayısı da 2 katı olarak devrettiği için bu tutarın şu anda tahminî olarak yaklaşık 155 bin TL'ye yakın olması gerekir ama bence, Sayıştay raporuna dayanarak söylüyorum, 2016 yılı verilerine göre 1.236 dava kaybetmiş ve günde de 93 bin TL tazminat ödemiş.
Ve şöyle bir sıkıntı da var, bu konuyla ilgili belki girişimlerde bulundunuz: "Önceki yıllarda çalışan yer altı maden işçileri tarafından, yer altında çalıştıkları süre içinde -kömür tozu- pnömokonyoz hastalığına maruz kaldıkları iddiasıyla kurum aleyhine davalar açılmaktadır. Bu hastalık uzun süre kömür tozu solunması sonucu akciğerlerde meydana gelen kalıcı hasar, nefes darlığı ve kronik bronşit biçiminde ortaya çıkmaktadır." diyor. Bu doğrultuda alınan sağlık raporlarıyla ilgili biraz daha detaylı bir tetkik yapılması yönünde kurumun bir çabası var. Bu kısmı özellikle ifade etmemin nedeni, yer altı işçilerinin belirli bir yaştan sonra emekli olmalarının nedenini bir ölçüde size de gösterebilmek.
Zonguldak 2017 yılında vergi tahsilatında 3 milyar 173 milyon TL'yle 17'nci sırada, vergisini ödemiş bir şehir. Resmî kayıt olarak söylüyorum; muhtelif yatırım kısmından ne pay aldığı belli değil, o yarı yarıya illerle dağıtılmış vaziyette: Kamu yatırımlarından da 619 milyon TL, vergi 3 milyar. O nedenle Zonguldak biraz maalesef yalnız bir şehir, hakkını da alamıyor.
Türkiye Taşkömürü Kurumuyla ilgili... Kurumda çalışan özel güvenlik görevlileri var, taşeronda ve bunlar kadro hakkını alamadılar, 188 kişi. Gerçekten eşit işe eşit ücret konusunda da Türkiye Taşkömürü Kurumunda bunu talep eden işçiler, ciddi anlamda bu sıkıntıyı yaşayan Türkiye'deki diğer işçilere göre en alt tabakada yani sosyal yardım, çeşitli giderlerine katkı payı falan bakımından da en aşağıda. Bu doğrultuda 60 bin işçinin beklentisi var eşit işe eşit ücret diye Türkiye'de. Bizde olanlar yani yaklaşık 700 ile bin arasında bu talebi olan kişiler, bu 60 binin en alt seviyesinde. Gerçekten aynı, buna benzer durumda özel güvenlik görevlilerimiz de var. Yani herkes, daha doğrusu birçok sektör kadroya geçerken bu arkadaşlarımız geçemedi. Siz her gün selam vererek kuruma giriyorsunuz, selam vererek çıkıyorsunuz. Tamamen bir demoralize olma durumu hepimiz açısından. Bu konuda sizin de gerekli girişimlerinizi, görüş beyanlarınızı ilgili kurumlara aktarmanızı çok zaruri buluyorum. Çünkü yaptıkları işleri önemsemeliyiz diye düşünüyorum yani özel güvenlik görevlisi deyip geçmemek gerekli. Adı üzerinde, gerçekten görevini iyi ifa eden herkes vatanına, milletine bir hizmette bulunmuş olur; bunun küçüğü, büyüğü yok. İşini en iyi yapan kişi, bu doğrultuda hakkını da almalıdır.
BAŞKAN - Sayın Yavuzyılmaz, toparlayalım mı? Otuz dakikayı geçtiniz toplamda. Size, ilinizle ilgili olduğu için özel bir pozitif ayrımcılık yaptık biz de.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Biraz daha hızlı toparlayalım lütfen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi Başkanım, sıkıntı şurada: Niye bunu konuşuyorum ve bu konu niye uzuyor? Şimdi, şehit madenci aileleriyle ilgili konuştuk. Herkes hemfikir mi? Hemfikir. Niye olmuyor?
BAŞKAN - Olur.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, şunun için söylüyorum.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Diğer kurumlarda da var Deniz Bey, bu sadece... O şehitlere eyvallah yani şehit yakınlarına saygı duyuyoruz da Türkiye'de sadece Türkiye Taşkömürü Kurumu yok, diğer kurumlar da buna benzer. Aynı iş kollarında...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Zonguldak kadar yok Vekilim, yok.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Mutlaka yok.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani 300 kişi birden vefat ediyor.
BAŞKAN - İnşallah aşağıda o maddeler görüşülürken de yapılır.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Genel kapsamlı bir şey olması gerekiyor.
BAŞKAN - Sayın Yavuzyılmaz, lütfen konuya devam edin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dağıtmıyorum da şunun için söylüyorum, bakın: Bu karşılıklı konuşmanın işte böyle bir katkısı var. Olay tam olarak böyle düşünüldüğü için ben de zaten ısrarla dile getiriyorum.
BAŞKAN - Evet, tamam.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sizin düşünceniz zaten gerçeği yansıtmıyor, onu anlatmaya çalışıyorum. Sorun şu, bakın: Siz maden şehitleri ailelerine 2003 yılından sonra o hakkı vermişsiniz, 2003 yılından önce vermiyorsunuz. 700 tane maden şehidi ailesi var. Ya, buna da verin, verin buna, ona verilmiş yani. İkisinin arasında bir ayrım var. Tıpkı biz iki milletvekili olarak...
BAŞKAN - Sayın Vekilimiz Polat Bey bu yönde bir çalışma olduğunu söylemişti.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya yok, geçiyor, süreç geçiyor.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Destek verdik.
BAŞKAN - Evet, bizim arkadaşlar da -ben dışarıdaydım- destek vermiş.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Destekliyor ama yetmiyor işte, onu anlatmaya çalışıyorum.
BAŞKAN - Sayın Yavuzyılmaz, kaldığınız yerden devam edin, lütfen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani biz iktidarda olsak ben genel başkanın kapısında yatarım, her gün kapısının önüne giderim, kapıyı tıklarım, girerim, zorlarım, ederim, yaparım, onu bir şekilde yaparım. Benim gücüm olsa ben yapacağım.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - O da "Atın şunu!" derse...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Vekilim yapın, yapın ya, gidin, ziyaret edin.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Bizde öyle, bizde demokrasi var. Biz yaparız, söyleriz.
BAŞKAN - Peki, karşılıklı konuşmayalım.
Lütfen Yavuzyılmaz, buyurun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tamam. Şimdi, birkaç nokta daha var, oradan itibaren tamamlıyorum.
Şimdi, Maden Kanunu'nda bir değişiklik var; yapılması planlanıyor, şu anda da görüşülüyor. Bunda redevans usulüyle ihale edilen yerlere ruhsat verilecek. Bu ruhsat verildikten sonra da Türkiye Taşkömürü Kurumunun mühendisi artık orası ruhsat sahibi olduğu için bir denetlemeye gitmeyecek ama redevansta çalışanların da... TTK'nin ciddi anlamda iyi bir eğitimi var, iş öncesi eğitimi, iş güvenliği eğitimi var. Bu eğitimden geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Zonguldak'ı bir bütün olarak değerlendirerek söylüyorum. O nedenle hem özel, kendi firmasında eğitim alsın hem de -ücreti mukabilinde bile olabilir- TTK'ye gelir kaydetme şeklinde ilgili firmadan. Bu eğitimi mutlaka Türkiye Taşkömürü Kurumunda da almalı diye düşünüyorum, bir sertifika olarak, çalışan açısından.
Zonguldak'taki TOKİ'de TTK'nin bir payı var. Bu payla ilgili olarak sizden TTK'ye daireler teslim edildiğinde kaç daire teslim edilecek ve bunu hangi usulle satacaksınız veya dağıtacaksınız? Gerçekten ihtiyaç sahiplerini TTK'nin içinde mi belirleyeceksiniz, nasıl yapacaksınız, o noktada talep ediyorum.
Barbaros Sondaj Gemisi, Zonguldak'a gelmişti, Enerji Bakanımızla birlikte geldiler, hatta birlikte de katılmıştık gezisine. Zonguldak deniz havzası üzerinde bir kömür araştırması yaptılar, rezerv. Bununla ilgili bizi bilgilendirmenizi sizden rica ediyorum.
Aynı zamanda, galeri açma işini yapan işçiler kendi yaptıkları işi asli bir iş olarak değerlendiriyorlar tabii, çok önemli. Şu anda bu işi yapan firmaların madencilik yetkisinin olmasına bakılmaksızın sadece inşai bir firma olsa dahi bu işin verilmesi noktasında bir kanun değişikliği var, Sanayi Komisyonunda görüşülüyor. Bu konuyla ilgili siz ne görüş aktardınız? Çünkü orada haksız yere işten çıkarılan işçiler de aynı zamanda tecrübeli işçiler. Kendilerinin bu tecrübelerine istinaden de devlete de bir yük teşkil etmemek bakımından TTK'de yine çalışmak isteme gibi bir talepleri var.
Tabii, söylenecek, değerlendirilecek çok konu var ama ben ne kadar meşakkatli bir şekilde çalıştığınızı biliyorum. Özellikle taş kömüründen üretilebilecek pek çok yan mamul var. Geçmişte Zonguldak'ta bunlar da üretildi. Dolayısıyla bu noktada da sizlerin de bu çalışmaları canlandırmanızı sizlerden talep ediyorum.
Tekrar, Komisyonumuza gelerek çok değerli bilgiler verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.