KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, öncelikle, burada Rekabet Kurumunu ilgilendiren önemli maddeler var. Eğer mümkünse... Rekabet Kurumundan görüşü bizler konuşmalardan mı alacağız; yoksa maddelerde, ilgili maddede gelecek mi?

BAŞKAN - Maddelerle ilgili... Rekabet Kurumu da burada zaten, Başkan Yardımcımız burada.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam.

Sayın Başkan, o zaman, ben, tabii, torba yasa olduğu için madde madde eleştirilerimi söyleyeyim.

BAŞKAN - İsterseniz buradaki bürokrat arkadaşlarımızı da bir tanıyalım siz başlamadan önce.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İyi olur, kim var, kim yok.

BAŞKAN - Bürokratlar sırayla kendini tanıtsın lütfen.

(Toplantıya katılan bürokratlar kendilerini tanıttı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sizinle, kurumlardan gelecek temsilcilerin belli bir düzeyde olması konusunda konuşmuştuk.

BAŞKAN - Öyle zaten dikkat ediyorsanız.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama Hazine ve Maliye Bakanlığı benim dikkatimi çekti. Hazine ve Maliye Bakanlığı...

BAŞKAN - Zaten Hazine ve Maliye Bakanlığı, her zaman, sürekli olarak, uzman seviyesinde Komisyonumuzda temsil ediliyor. Aynı zamanda, eskiden Kalkınma Bakanlığı gelirdi biliyorsunuz, şimdi Strateji ve Bütçe Başkanlığı burada sürekli temsil ediliyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Temsil ediliyor mu Strateji ve Bütçe Başkanlığı?

BAŞKAN - Tabii, tabii.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şöyle: Hazine ve Maliye Bakanlığının gelir uzmanı, uzman yardımcısı seviyesinde temsil edilmesini de doğru buluyor musunuz?

BAŞKAN - Gelir İdaresi Başkan Vekili var burada.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Peki.

Sonuç olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığıyla da ilgili...

BAŞKAN - Gelir İdaresi işte, Hazine ve Maliye Bakanlığı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok, talebimi şu anlamda iletmiştim: Sonuç olarak, önemli bazı görev zararı yazdırabilecek vaatlerde bulundu Sayın Cumhurbaşkanı ve bu konuda da...

BAŞKAN - Bu, teklifin konusu değil.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Peki, öyle olsun.

Sayın Başkan, teşekkür ederim tekrar. Ben torbayla ilgili görüşlerimizi söylemek istiyorum arkadaşlar.

Öncelikle,1'inci maddeyle ilgili olarak... Sayın Cemal Öztürk, siz, ev işçilerini "ev hanımı" olarak mı tabir edersiniz? Yani toplumda genel olarak böyle tabir edilir, "ev hanımı" denir ve kadınlar eve hapsedilir. Zaten uyguladığınız bütün politikalarla da kadınlar evde kalsın istiyorsunuz AK PARTİ olarak. Onların "ev hanımı" olarak tabir edilmesini normal mi buluyorsunuz?

BAŞKAN - Hanımefendi oldukları için, başımızın tacı onlar. Rabb'im onları var etsin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, biz de beyefendiyiz, eyvallah, bu başka bir şey ama yani siz de ev beyi olun o zaman Sayın Başkan, niye ev beyi olmuyorsunuz?

BAŞKAN - Ben bey olabilsem ev beyi de olurum ama işte beylik bize düşmüyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani ev beyi olun, siz de gidin, evde yemek yapın, ütü yapın, çamaşır yıkayın, siz de ev beyi olun.

BAŞKAN - Siz yapmadım mı zannediyorsunuz? Ben ikiz çocuk babasıyım, bu dediklerinizin hepsini yaptım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır ama ev beyi olun Sayın Başkan, ev beyi.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bizim geleneğimizde erkeklere "han" denir, hanımlara da "hanım" denir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hanımlara mı? Kadınlara.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Kadınlara "hanım" denir; "han, hanım" oradan gelir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, bu hanım, kadın nedir; bunu bile ayırıyorsunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, mesele şu arkadaşlar...

BAŞKAN - Alın, bir tartışma konusu daha.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar yani zaten kadınların sonuç olarak bir dezavantajlı durumu var.

BAŞKAN - Bayanların mı?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kadınların.

Kadınların ekseriyeti maalesef eve hapsedilmek isteniyor; yalnızca çocuk baksınlar, yemek yapsınlar, ütü yapsınlar, eve hizmet etsinler ve ev hanımı olarak kalsınlar isteniyor ve sizin gerekçenizde de gördüğüm kadarıyla...

BAŞKAN - E, kötü mü olur mu? Bakın, Emine Hanım burada olmazdı, evinde işinde gücünde olurdu.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Yok, ben çok mutluyum burada olmaktan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, siz evde olsaydınız da eşiniz keşke başkan olsaydı daha iyi olurdu.

Sayın Cemal Öztürk, o konuda sizi eleştiriyorum. Yani bizim önerimiz eğer ki yazılması gerekiyorsa "ev işçisi" olarak yazılması, bunun da erkeği, kadını olmaz. Evde olan erkek de var, işsiz olan erkek de var, evet ama çok küçük bir azınlık.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Siz kadınları işçi olarak mı görüyorsunuz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ev işçileri, evet. Ev emeği vardır, ev işçiliği vardır, ev emeğidir bunlar.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Burada patron yapıyoruz biz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Ev emeği, ev işçiliği" olarak tanımlayabiliriz bunları, öyle öneriyorum Sayın Cemal Öztürk. Bu maddeyle ilgili desteğimiz var, onu söyleyeyim, elbette desteklenmesi lazım ama madde geldiğinde konuşacağız.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bu teklifimizde patron.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Ev kadını" diye mi önerdiniz?

BAŞKAN - "Ev kadını, sokak kadını" nasıl bir tanımlama, böyle bir şey mi olur yani? Yüzyıllardır bu, bak, Sayın Öztürk açıkladı, biz de öğrenmiş olduk, hanlık, hanımlık oradan geliyormuş.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Neyse biz eleştiriyoruz, "ev emeği, ev işçiliği" olarak değiştirilmesini öneriyoruz.

BAŞKAN - Aldık, kabul ettik biz de.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Diğer konu: Bu vergiye uyumlu mükellefler konusunda yeni bir madde getirilmiş, önemli. Ancak Sayın Başkan son vergi affında ilk 2 taksitini yerine getiremeyen mükelleflerin oranı yüzde 50, hem SGK yapılandırmasında hem de diğer vergi yapılandırmalarında yüzde 50 ilk 2 taksitini yerine getirememiş ve vergiye uyum konusunda vergi aflarının başarı getirmediğini ve vergi konusunda gerçekten yapısal bir tedbire ihtiyacımız olduğunu burada Komisyonun kayıtlarına da düşmek istiyorum.

Diğer bir konu, bu sinema biletleri konusu, e-bilet konusu, buraya gelmiş.

Değerli arkadaşlar, bakın, dün Kültür Komisyonunda, Sayın Başkan, haberiniz var mı, bilmiyorum bu konuda bir...

BAŞKAN - Haberim yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yapmayın. Dün Kültür Komisyonunda Yılmaz Erdoğan paketi geçti ve orada sinema biletleriyle ilgili, sinemayla ilgili yapısal bir tedbir Komisyondan geçti. Neden bu maddeyi oradan önce geçirmediniz bir alt komisyon olarak? Yani oradan geçseydi.

BAŞKAN - Cemal Bey, niye öyle yapmadınız?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Cemal Bey, niye öyle yapmadınız? Haberiniz var mı sizin oradan Yılmaz Erdoğan paketi geçtiğinden?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Efendim, haberim var.

BAŞKAN - Bu e-belge ve e-bilet olduğu için bizim Komisyonun...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır ama alt komisyon olarak orada görüşülebilirdi dün ve sonra buraya gelebilirdi, dün toplanmış sonuçta Komisyon.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Zaten teklifin yaklaşık 5 maddesi Vergi Kanunu'yla ilgili.

BAŞKAN - Sayın Cemal Bey, bu teklifinizde yani bu maddeye ilişkin söylüyorum, bu da geriden gelen bir madde aslında, zaten fiilî olarak şu an bu uygulanıyor.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Görüşülebilirdi, ben onu aslında...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bizim Plan ve Bütçeyi ilgilendirdiği için...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çünkü dün toplandı Komisyon Sayın Cemal Öztürk.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Geçtiğimiz cuma yani bir hafta oldu, sanıyorum bu Komisyonda bizden sonra bu görüşüldü yani dün görüşüldü.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dün görüşüldü Cemal Bey.

BAŞKAN - Tabii, siz on gün önce verecektiniz bu teklifi, doğru.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Olmaması bir eksiklik değil ama olsaydı da olurdu yani.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır yani komisyon başkanlarının bir iletişimi yok mudur yani "Orada şu torba görüşülüyor, orada paket görüşülüyor" diye. Tam da ilgili konuda bir madde orada görüşülürken...

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, ben müneccim değilim ki nereden bileyim, Sayın Öztürk tutacak da buna ilişkin vermiş olduğu teklifin içerisine böyle bir madde koyacak, ben dün elime gelince gördüm.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, işte bu da bir eksiklik, bu anlamda söylüyorum yani komisyonların birbirleriyle iletişim hâlinde olması lazım, orada sinemayla ilgili bir torba görüşülürken burada sinemayla ilgili maddenin orada görüşülmeden burada görüşülmesi hatadır.

BAŞKAN - Peki, tamam. Yani bütünlük arz ediyor mu oradaki maddelerle?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elbette yani orada tam da bununla ilgili...

BAŞKAN - Ne, tam da ne var orada, içeriğinde?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani sinemada işte bu salon sahiplerinin hâkimiyeti, tekelleşmesi, bilmem nesi, şu bu konularının burada bununla ilişkisi var, e-bilet meselesi de bununla ilgili. Niye e-bilet yapılıyor? İşte kaçak bilet kesilmesin, sinemalar bu konuyla ilgili suistimaller yapmasın diye herhâlde e-bilet yapılıyor.

BAŞKAN - Zaten kullanılıyor, şu an var. Oradaki kavga; mısır 15 lira, film 5 lira, yakında sucuk ekmek gelir; 8,5; kırk beş dakika...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yarım saat reklam.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Vergi kayıtlarında belge olarak kullanılmasıyla ilgili bu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Doğru ama bütünlük arz ediyor oradaki görüşülen torbayla ilgili.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Kanunlar zaten iç içe geçmiştir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sonuç olarak: Cemal Bey, alt komisyon olarak orada görüşülebilirdi dün, onu söylüyorum.

BAŞKAN - Şu anda zaten hâli hazırda da internet üzerinden girip de diyelim ki bir sinema bileti aldığınızda, sizin e-mail adresinize veyahut da mesaj olarak telefonunuza faturanız da geliyor. Yani şu an uygulama var, herhâlde biraz...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, şöyle bir durum var arkadaşlar: Sinema sektöründe ciddi bir tekelleşme var Cemal Bey, bunu biliyorsunuz. Bir grup, sanıyorum, pazarın yüzde 80'ine hâkim, yanlış biliyorsam düzeltin lütfen, Rekabet Kurumu herhâlde bununla ilgili bilgi verecektir, bu madde geldiğinde görüşeceğiz. Bir grup bu kadar sektörü ele geçirmişken eğer ki biz e-bilet uygulamasına geçersek ve düşünün ki "Altı ay içinde bunu yapacaksınız." zorunluluğu getirirsek -hepimizin yerelinde sinemalar var bu tekellere karış direnen- e-bilet uygulamasına geçmek için ciddi bir yazılım ve altyapı yapmak gerekiyor, yok onun "application"ını yapacaksınız, yok bilmem ne sistemini kuracaksınız. Diyelim ki 100 bin dolar yatırım yapmanız gerekiyor bununla ilgili, o ufacık sinema salonları bununla ilgili nasıl yatırım yapacaklar, yapamazlarsa ne olacak? İflas edecekler, o tekelleşme daha da büyüyecek. Yani bunun bütün konsültasyonlarını düşünmemiz lazım. Eminim ki Rekabet Kurumu bu maddeyle ilgili bilgi verdiğinde...

BAŞKAN - Bu bir seçenek olarak var, yapmayın, "Bunu illa böyle yapacaksın." demiyor ki bir seçenek olarak ortaya koyuyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani ben bunun ikincil mevzuatının nasıl olabileceğini, o tekellerin, o kartellerin nasıl bastıracaklarını çok iyi tahmin ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Kimse kimseyi böyle bir anlamda zorlayamaz, burası muz cumhuriyeti mi?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ayrıca da sinema sektörü de şöyle bakıyor, Yılmaz Erdoğan şöyle söylüyor: "Arkadaş, ben kaç bilet kesildiğini bilmiyorum, promosyon bilet dağıtılıyor. Kayıtlı olsun ki ben de bileyim kaç para alacağımı." Yani bu anlamda bunun artısını, eksisini düşünmemiz lazım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Yılmaz Erdoğan, yanlış mı söylüyor?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Doğru söylüyor bir yandan ama doğruyu nasıl bu tekelleşmeye de yol açmayacak şekilde formülize edeceğimizi bizim bulmamız gerekiyor.

BAŞKAN - İyi de tekelleşmenin bununla ne alakası var?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Var, var, çok alakası var Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hiçbir alakası yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teknoloji elbette iyi bir şey ama karteller de bu teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar ama diğerleri kullanamadığı için geri kalıyorlar ve tekeller hepsini yutuyor, bütün pazarı yutuyor Sayın Başkan.

Diğer bir konuya, 7'nci maddeye geleyim. Sayın Başkan, dün Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki, bakın, aynen cümlesinden okuyorum: "Deniz kenarlarını, orman alanlarını betona çevirme gayretinde olanlar var."

BAŞKAN - Cemal Öztürk gibi!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Cemal Öztürk gibi.

Şimdi, Sayın Cemal Öztürk, vallahi, tam zamanlama çok manidar yani herhâlde size laf attı Sayın Cumhurbaşkanı. Siz ciddi anlamda deniz kenarlarını, orman alanlarını betona çevirme gayretindesiniz Sayın Cemal Öztürk bu getirdiğiniz maddeyle.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama biraz önceki konuşmalarınızla tam 180 derece zıt bir konuma düşüyorsunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Neden?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Biraz önce deniliyordu ki: "Bu kanunlar şeyden geliyor, külliyeden gönderiliyor." deniliyordu, demek öyle değilmiş.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Vallahi, şöyle oluyor: Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı hem iyi polis oluyor hem kötü polis oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı üç yıldır diyor ki: "Ya arkadaş, bu deniz kenarlarını betona çeviriyorsunuz. Kentimize ihanet ettik." Ya, ben havalimanından iniyorum İstanbul'da, hepiniz sahil yolunu kullanın Allah'ınızı severseniz, sahil yolunu kullanın, Yenikapı'ya kadar gelin.

BAŞKAN - Böyle giderse bu hafta sonu kullanamayacaksın; cuma, cumartesi, pazar çalışacağız böyle devam ederse.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, sahil yolundan yani başlayın Yeşilköy'den ta Zeytinburnu'nun sonuna kadar gidin bakalım. Ya, denizi göremiyorsunuz, yeni surlar yapılmış durumda. Ya hem Cumhurbaşkanı bunu söylüyor hem de binalar patır patır çıkıyor. Deniz göremiyoruz yani rüzgâr alanımız kesilmiş durumda ve Kıyı Kanunu'na tamamen aykırı bir şekilde 30 katlı, 50 katlı binalar yapılıyor. Hem Cumhurbaşkanı bunu söylüyor hem de bir yandan onay veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Nasıl oluyor bu Sayın Cemal Öztürk?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Anlatacağım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çevre ve Şehircilik Bakanlığına diyor ki: "Yıkacaksın." Çevre ve Şehircilik Bakanlığının attığı imzalarla kıyıya inşaatlar yapılıyor ve siz şimdi, getirmişsiniz, diyorsunuz ki: "Kıyıya inşaat yapacağız." Bir de çok ilginç, Cumhurbaşkanı bunu söylerken... Van, Ahlat'la ilgili krokiye bakın hepiniz lütfen, Bitlis Ahlat'ta, bir kroki getirmiş Sayın Cemal Öztürk. Sayın Cemal Öztürk Van Gölü'nün kenarına -Vanlılar "deniz" derler oraya, "Van denizi" derler, biliyorsunuz- Van denizinin yanına bu krokiye ne yapılacak? Ben söyleyeyim size: Sayın Cumhurbaşkanının köşkü yapılacak arkadaşlar, saray yapılacak yani Van Gölü'nün kenarına... Sayın Cumhurbaşkanı dün dedi ki: "Deniz kenarlarını betona çevirme gayretinde olanlar var." Bugün Sayın Cemal Öztürk böyle bir torba getiriyor ve Sayın Cumhurbaşkanının sarayı oraya yapılacak arkadaşlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Sayın Cemal Öztürk, siz, ne yapılacağını biliyor musunuz oraya? Basına düştü. Biliyor musunuz, ne yapılacak?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Resmî tesis yapılacak.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Resmî tesis" nedir?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Üniversite...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İşte, devlet böyle yaparsa millet ne yapsın? Devlet böyle yaparsa millet de gider, kıyıları kapatır, otel yapar, ev yapar, onu yapar, bunu yapar. Bir gün de siz yine imar affı çıkarırsınız, onlar da affa girer.

Sayın Cemal Öztürk, yani ben Komisyon üyelerinin Sayın Cumhurbaşkanının dünkü beyanatından sonra da bu maddeye cevaz vermeyeceğini umut etmek istiyorum.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Komisyon üyelerini ikna edeceğim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ve Kıyı Kanunu'na... Sayın Cemal Öztürk, Kıyı Kanunu'nun bir lafzı var -diyor ki- kıyıları korumak için gelmiş bu Kıyı Kanunu. Buna, tamamen aykırı bir madde getirmişsiniz ve Anayasa'ya da aykırı aynı zamanda. Bu çerçevede ben bu maddenin savunulamayacağını düşünüyorum. Umarım ki dünkü açıklamasından sonra Sayın Cumhurbaşkanı da Van denizinin kenarına saray yapmaktan rücu eder, umut ediyorum, buradan da kendisine çağrı yapıyorum.

Değerli arkadaşlar, diğer bir konu, LPG dağıtıcı şirketlerle ilgili bir madde. Yine, Rekabet Kurumu Başkan Yardımcısına burada çağrı yapıyorum, bu konuda da görüşlerinizi merak ediyoruz. Sektörü nasıl etkileyecek? Bu konuda bilgi verirseniz seviniriz.

Diğer bir konu, asgari ücret desteği. Şimdi bu asgari ücret desteğini biz artık her yıl uzatır olduk. Neden? Çünkü kriz devam ediyor arkadaşlar. Asgari ücret enflasyon oranında artırıldı ve iş piyasasının beklentileri var. Arkadaşlar, bu bir bağımlılık yarattı yani asgari ücret desteği bir bağımlılık yaratmış durumda ve dikkat edin -bu torbada da var- teşvikleri hep yükseltiyoruz. İş piyasası devletten şunu bekliyor: "İşsizlik sigortası primini düşür, sigorta primini düşür, teşvikleri uzat." Arkadaşlar, bakın, bu yolun sonu inanın, yeni krizlerin habercisi. Yani, kamu kaynaklarına şu anda... Evet, kamu biraz rol almalı krizin çözümünde ama bu, bir bağımlılığa dönerse önünde sonunda bu, dönüp mali disiplini vurur ve vuracaktır. Nitekim, geçen dönem, seçimden önce biliyorsunuz, bu yönde bazı adımlar attık; önünde sonunda geldi, doları 7 liraya fırlattı, faizleri 30'a fırlattı, dövizi yükseltti, enflasyonu yükseltti. Bu, bir sarmala soktu. Bu anlamda bu tip adımların bir bağımlılığa dönüşmemesini Sayın Cemal Öztürk, öneririm. Yani bununla ilgili de Komisyonumuzun yapısal tedbirler almasını öneririm Sayın Başkan. Dikkat edin, hep teşvik, teşvik; yok, asgari ücret indirimi, yeni teşvikler. Bunların hepsi bağımlılığa dönmüş durumda. Bu tip bağımlılıkların önüne geçecek olan şey yapısal tedbirlerdir. Bu konuda Komisyonumuzun çalışmasını hassaten öneriyorum.

Diğer bir konu, bu UEFA'yla ilgili Sayın Başkan. Süper Kupa finaline biz kurumlar vergisi ve KDV istisnası vereceğiz. Şunu soruyorum ben, kimse buradan Spor Bakanlığından mı yetkilimiz var, bilgi verecek olan...

BAŞKAN - Var var burada, ben de veririm bu konuda bilgi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Galiba bir taahhütte bulunulmuş bununla ilgili ve diğer ülkeler de vermiş ancak daha önce yapılan organizasyonlarda -dört yılda 1 yapılıyor bu uygulama- diğer ülkeler de bu istisnayı vermişler mi? Bir önceki yıl nerede yapılmıştı, bir önceki yıl neresi yapmıştı, Almanya mı yapmıştı?

BAŞKAN - Süper Kupa finali.

Nerede yaptılar, bilmiyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - En son neresi yaptıysa son birkaç organizasyonu...

Sayın Spor Bakanlığı temsilcisi, şunu soruyorum: Son on yıldır yapılan organizasyonlarda hangi devlet bu istisnayı vermiş, KDV ve kurumlar vergisi istisnalarını vermiş?

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sayın Muş bizi bilgilendirdi ama bir de doğrudan buradan alalım.

BAŞKAN - Sayın Muş size bilgi mi verdi? O nereden biliyormuş?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Cemal Öztürk, son on yıldır hangi devlet bu organizasyonlarda bu istisnaları verdi veya vermedi, siz bunu biliyor musunuz?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Elde ederiz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Lütfen, bunları elde ederseniz... Çünkü bir tek vermiş olan biz olmayalım bunu. Hani, "Biz verdik." diye bu organizasyon bize mi geldi?