| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 04 .02.2015 |
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aslında ben uzun süre KEFEK komisyonu üyesi olarak da çalıştım. Başta, aslında siz ısrarla üzerine basarak tekrarladınız: "Bu tali komisyon" diye. Biz başından beri aslında bu Komisyonun bir tali komisyon olarak şekillenmesini hep eleştirdik. Yani kadınlar konusunda çalışan bir tek komisyon var, o da Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, bu da tali çalışıyor, yani kadınlara dair işlerde bile söz sahibi olamıyor, bu bir genel eleştiri, bunu bir defa ifade etmek istiyorum. Çünkü aslında bu özellikle iktidarın şeyiyle bu hâlde şekillendi. Yıllarca kadın örgütleri mücadele ettiler "Kadın bakanlığı kurulsun, kadın erkek eşitlik komisyonu kurulsun." diye ve bu Komisyon kuruldu ama bu Komisyon da şimdi tali komisyon. Mesela biz sadece burada konuşuyoruz, sadece kamuoyuna yansıyor ama kanunlarda etkimiz çok fazla yok. Oysa birçok kanunun buradan geçmesi gerekir yani Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonundan. Kadınlar ve erkekler lehine neler oluyor, neler olmuyor, toplumsal cinsiyet eşitliğine göre uygulanıyor mu uygulanmıyor mu buradan geçmesi gerekir ama bırakalım onu da siz ısrarla vurguladığınız için hani "tali komisyon" diye, onu bile görüşemiyoruz. Dolayısıyla aslında görüşmelerimiz sadece bir not, bir şerh düşmek üzerinde oluyor, bunu ifade edeyim.
İkincisi: Özellikle bu kanun hazırlama tekniğini bir kez daha eleştirmek istiyoruz; torba kanunlar oluyor yani bir kanuna ilişkin, mesela kadınlara dair bir kanun teklifine... Yine siz de vurguladınız "Bazı şeyler bizi ilgilendirmiyor." diye, aslında bizi ilgilendiriyor. Özel istihdam büroları, özellikle Halkların Demokratik Partisi olarak bizim karşı çıktığımız bu neoliberal politikalar, böl, parçala, yönet politikasının bir yansıması olarak evet, dünyada da uygulanıyor ama bizde de uygulanıyor. Biz buna karşı olduğumuzu hep ifade ettik. Aslında bu, iş gücünü de parçalıyor, daha çok özel istihdam bürolarıyla güvencesizliği, esnek çalışmayı, emek sömürüsünü giderek artıran bir şey hâline getiriyor. Bu kadınlar için daha vahim bir durum, zaten kadınlar açısından burası, işte, bu bürolar aracılığıyla insanlar işe alınacak. Kadınlara dair iyi bir şey yaparken bunun buraya eklenmesi de zaten nasıl bir perspektifle hazırlandığının bir yaklaşımı. Yani iyi bir şey yapıyormuşuz gibi değerlendiriliyor, kanunda anlatılırken böylesi bir yaklaşım var.
Diğer bir konu kanunun geneline ilişkin, tabii, özellikle, çok eleştirdiğimiz için, bir kez daha ailenin korunması üzerinden, hani bireyden ziyade aile kurumunu kurumsallaştırmak, bunun üzerinden bir politika geliştirmek üzerinden ayarlanmış. Mesela çocuk yardımı için ilk çocuk için işte, bir miktar, 2'ncisi daha, 3'üncüsü daha çok, 4'üncüsü ne olacak, belli değil. Peki, daha çok aileler üzerinden kurulmuş, mesela diyelim ki bekâr anne ve bekâr babalar için izin düzenleniyor mu? Yok. Mesela dikkat ederseniz geleneksel aile yapısını korumak üzerinden kurulmuş bir kanun teklifi. Oysa bu ülkede de kabul edersiniz ki binlerce ya da milyonlarca aslında bekâr anne veya baba var. Mesela bekâr anne ve babalar bu izinlerden faydalanacak mı, faydalanmayacak mı? Yok. Kanun kapsamına baktığınızda böylesi bir yaklaşım içerisinde değil.
İkincisi: Mesela...
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Anneye verilir.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Evet, aileye veriliyor, sorun orada.
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Anneye verilir diyorum.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Hayır, mesela bekâr anneye verilecek mi? Verilmeyecek çünkü aile üzerinden kuruluyor. Ben soruyorum bunları, bana cevap verirlerse arkadaşlar.
Diğer bir konu, şöyle bir sorun var yine: Diyelim ki ücretsiz izin yok, aslında ücretli ve insanları yeniden çalışmaya zorluyorsunuz; esnek çalışma, iki, dört, altı haftalık şeylerle. Mesela maddelere geçince daha... "Yirmi dört aylık aylıksız izin..." Oysa insanların -yani kadınlar çocuklarına bakmak için maaşlarından feragat etmek zorunda kalacaklar- ücretli izne ayrılması gerekirken yine burada ücretsiz izin veya ücretsiz izin dışında esnek çalışma, yarım gün çalışmayı dayatan yaklaşımlar var. Bunların hepsi kendisi açısından sorun. Aslında hani iyi bir düzenleme yapıyoruz diyoruz kamuoyuna, bu konuda reklamlarını yapıyoruz, işte, annelere şöyle yapacağız diye ifade ediyoruz ama baktığımızda uygulamalara, aslında sadece görüntüyü kurtaran... Bir kanun çıkarıyoruz tabii ki, bir emek var, emek harcayan arkadaşlara tabii ki teşekkür ediyoruz ama bu konuda şey sorunu var.
Diğer bir konu, misal bizim de kanun teklifimizi dikkate almış arkadaşlar, teşekkür ediyoruz, bu kreş meselesi. Kadınların gerçekten çalışma yaşamı konusunda, çocukların bakımını üstlenmesi meselesi konusunda bu belediyelere bunun şeyini vermek önemli. Yani kreş açımı yerelde hani kamunun bunu üstlenmesi meselesi önemli bir konu ama genel olarak şeyin yapılış tarzına baktığımızda bir sorun.
Yine, burada mesela bir otobüs taşıma şeyi var, ben bunu niye buraya ekledik bilmiyorum, 10'uncu madde. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ücretsiz taşıma düzenlemesinden dolayı ortaya çıkan mali kayıpların önüne geçilmesini amaçlıyor. Şimdi, mesela biz şöyle bir kanun mu çıkarıyoruz: Kadınlar ücretsiz mi taşınacak? Yani yoksa daha önceki maddede olan şeyi niye biz şimdi durduk yere bu kanunda bunu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına üstlendiriyoruz? Acaba seçim öncesi ya, seçimlerde insanları ücretsiz taşıyacak iktidar, bunun mali yükünü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından mı -Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bütçesi iyi- karşılamak istiyor? Yani burada durduk yere zaten özel istihdam bürolarının da buraya eklenmesi sorun.
Ben mümkünse öneri olarak özel istihdam bürolarının kurulması ve ona ilişkin maddeler -8 madde var sanırım- yine, bu özel halk otobüsü ve özel deniz taşıma şeylerinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yüklenmesi maddelerinin ayrıştırılması gerektiğini, sadece kadınlara dair bölümlerin bu kanunda olması gerektiğini düşünüyoruz. Diğeri gerçekten bizimle alakalı değil sizin dediğiniz gibi, yani bu kanunlarla kadınlarla alakalı değil. Başlık çünkü şey "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun ve..." Mesela diyelim ki bu özel istihdam bürosu dinamik nüfusu nasıl etkileyecek -bunlar bence sorun alanları- ya da bu özel taşıma nasıl etkileyecek acaba yani aile ve dinamik nüfusu etkileme konusunda. O açıdan genel olarak eleştirilerimizi böyle ifade edelim. Maddelere dair tabii ki söyleyecek çok şeyimiz var. Bu ülkede kadınlara dair çok az şey yapılıyor. Kadınlar mücadele ederek zaten çok emek harcayıp çok az hak elde ediliyorlar. Yapılan kanunlarda da birkaç tane kadınlara dair düzenleme yapılıyor. Onun dışında aslında kadınların da yaşamını etkileyecek, o konuda olumsuz etkileyecek, keşke olumlu etkilese de biz deriz ki bunlar çok olumlu ve iyi düzenlemeler... Daha çok AKP'nin seçim öncesi hani hem kadınlara dair iş yapıyoruz diyor hem seçim öncesi bazı masraflarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yüklemek -ücretsiz taşıma çünkü- bunu buraya şey yapacak bir nokta, hep iktidarda kalacakmış gibi düşünen bir yaklaşım.
Diğeri de mesela bütün çocuklara eşit para verelim. Niye 1'inci çocuğa şu kadar, 2'nciye şu kadar, 3'üncüye şu kadar? Hepsine 400 verelim yani teşvikse madem çocukları. İşte, 4'üncü çocuktan sonrası yok. Mesela diyelim ki sadece 3 çocuk projesi var ya, 3 çocuğa kadar...
BAŞKAN - Alt sınır.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Neyse işte ya da bekâr anne babalara ilişkin...
NURCAN DALBUDAK (Denizli) - En az 3.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Yok işte burada, 1 ve 2 var, 3'e kadar sınırlandırmışsınız, o yüzden alt sınır olduğunu biliyorum yani. O açıdan böylesi bir sorun.
Yine, burada bir madde daha var, altı yüz iş günü çalışacak yani ödenebilmesi için, bu çok yüksek. Diyor ki işte, "Kadın işçinin doğum sonrası yarım çalışma ücreti yararlanabilmesi için işçinin adına doğum tarihinden önceki son üç yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi bildirmiş olması lazım." Yoksa bu kadar altı yüz gün iş şeyi bu çok yüksek mesela kadınlar açısından. Madem iyi bir şey yapıyoruz, bunları da düşürelim ya da prim olmadan verelim. Mesela İşsizlik Fonu konusunda da en temel sorun buydu bu ülkede. Hiçbiri İşsizlik Fonu'nu doğru düzgün alamıyor çünkü çok yüksek noktada prim bırakılmış, o primi dolduramayanlar -patronlar da bunu biliyor, girdi çıktı yapıyor, memurlar belki bundan faydalanabilir ama- işçiler bundan faydalanamaz. O açıdan madem bir düzenleme yapacağız doğru düzgün bir düzenleme yapalım. Dediğiniz gibi sadece not düşsün diye, burası tali komisyon, o açıdan söylediğimiz söz not düşecek. Hani Komisyon bu konuda bir değerlendirme yapacak mı? Biz asıl Komisyonda da eleştirilerimizi tabii ki söyleyeceğiz.
Teşekkürler.