AYHAN EREL (Aksaray) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sataşma olduğu için söylüyorum.

BAŞKAN - Ama sıra sizde değil ki.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ama... Peki.

AYHAN EREL (Aksaray) - Milliyetçilik hususunda çok söylenecek söz var ama burası yeri değil.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne için?

AYHAN EREL (Aksaray) - Sonra bire bir muhabbet ederiz, vakit dar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tariflerime katılmadınız mı?

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...

AYHAN EREL (Aksaray) - Katılıyorum, o bağlamda söylüyorum.

BAŞKAN - Evet, lütfen... Farklı bir konuya girmeyelim. Maddeyle ilgili konuşalım.

AYHAN EREL (Aksaray) - Şimdi, bir yerde okumuştum -fıkra veya hikâye- Hitler demiş ki: "Yarın 5 milyon Yahudi bir de berberi katledeceğim." Millet 5 milyonu bırakmış, bir tane berberin peşine düşmüş. Nedir, ne değildir diye merak konusu olmuş.

Şimdi, çok güzel maddeler var bu maddelerin içerisinde ama yarın bu kanunlaştığında vatandaş her şeyi bırakacak, Ahlat'ta yapılacak saraya takılacak. Yani devletin Cumhurbaşkanımıza bir saray yapması konusunda imkânları varsa, herhangi bir çekimserliğimiz, bir karşı duruşumuz yok ama bu kadar güzel maddelerin içerisine Ahlat'ı getirip koyduğumuzda ve kıyı doldurulduğunda berber hikâyesine dönecek. Yani hakikaten -ben tarihçiyim- Ahlat'ın Türk tarihindeki yerini arkadaşlarımız çok güzel ifade ettiler, bunların üzerine söylenecek başka bir söz yok. Yani Ahlat'ta başka bir yer kalmadı mı? Ahlat'ta saray yapacağımız herhangi bir taşınmaz, arsa, tarla, tapan kalmadı mı? Yani niçin...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Gezdiniz mi Ahlat'ı?

AYHAN EREL (Aksaray) - Tatvan'a kadar gittim ama Ahlat nasip olmadı. İnşallah nasip olur, görürüz. Demin dediğim gibi mademki böyle bir saray yapılacak, Sayın Cumhurbaşkanının da böyle bir ihtiyacı var, keşke bu bir kıyı doldurarak değil de kenarda başka bir yerde yapılsaydı. Bu kadar güzel maddeler yarın Meclisten çıktığında basın hep buna odaklanacak. İşte, Cumhurbaşkanı kendine Ahlat'ta kıyıyı doldurdu, saray yaptı ama bunun yanında, işte, dediğimiz gibi, enerjiydi, şuydu, buydu, bunların hepsi gölgede kalacak.

Ben Ahlat'taki bu kıyının doldurulması yönündeki kanun teklifinin geri çekilmesinin olumlu olacağını... Sayın Garo Paylan'ın Cumhurbaşkanımızın bu sözlü beyanından sonra da acaba bundan haberi var mıdır, onu da bilemiyorum. Eğer haberi varsa da büyük bir ihtimalle Sayın Cumhurbaşkanımızın deniz görme ihtiyacı yok, doğduğundan beri zaten denizin kıyısında. Varsın bu sefer de yaylada bulunsun. Yaylada bir saray yapılması gerekiyorsa, ihtiyaç varsa daha olumlu olacağı düşüncesindeyim.

Saygılar sunuyorum.