ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, bu konuyla ilgili bizim önergemize henüz sıra gelmedi ancak konuyla bağlantılı olduğu için görüşümü ifade edeyim çünkü bu önerge de oylanacak bu konuda.

Şimdi, biz, esasında bu daimi nezaretçiye yönelik herhangi bir cezai işlemin olmaması gerektiğini öneriyoruz, düşünüyoruz. Alt komisyonda da dile getirdik, bunun sebebi şu: Şimdi, daimi nezaretçi işverene bağlı çalışıyor ve onun... Şimdi, Türkiye gerçekliği üzerinden düşündüğünüz zaman şöyle bir açmaz var işin içinde: Şimdi, bir çalışan, patronunun kusurlarını deftere yazmakla sorumlu tutuluyor. Eğer yazmazsa kusur başına 5 bin lira cezadan bahsediyoruz. Ya yazarsa ne olacak? Onu biz bilemiyoruz yani. Şimdi, burada bir taraftan ceza, bir taraftan da işten atılma riskiyle karşı karşıya kalan bir durum söz konusu. Dolayısıyla bununla ilgili aslında iki tane öneri konuşmuştuk.

Birincisi: Ya bu durumda daimi nezaretçiye farklı yaptırım yani para cezası yerine farklı yaptırımlarla bu iş düzenlenebilir veyahut da evet, para cezası kesilecekse daimi nezaretçilerin işverene bağlı... Yani onların özgünlüğünü sağlayacak bir iyileştirme oluşması gerekiyor. Yani iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimlerine yapılanlar gibi bir bağımsızlık hâli sağlanması gerekiyor. Öbür türlü, yani Türkiye'deki iş hayatının gerçekliğini hepimiz biliyoruz, bu işsizlik koşullarında bu tür suistimallerin ve ikircikli durumların ortaya çıkacağını ve buradan da oradaki saha daimi nezaretçilerinin ciddi anlamda sıkıntı yaşayacağını ve sağlıklı sonuçlara evrilmeyeceğini düşünüyoruz.

Bu nedenle, biz önergemizde bunun, para cezasının tümden ortadan kaldırılmasını, farklı yaptırımları öneriyoruz. Ancak konunun bu şekliyle de düşünülmesi, ele alınması, gerekiyor.