KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben bu 3 ve 4'üncü maddeyi birlikte konuşayım Başkanım, bana biraz zaman ver, öbür maddede konuşmayayım.

Şimdi, arkadaşlar, burada gerçekten "Bayram ikramiyeleri alan ailelerde gelir testine bu ikramiyeler tabi olmasın." deniliyor, doğru bir düzenleme yapılıyor çünkü büyük bir haksızlığa sebebiyet veriyordu bu. Tabii, burada da çok açık net ki hiçbir şeyi öngörmeden, yarın, altı ay sonra, bir sene sonra ne olacağını hesaplamadan -yani biz haklı çıkıyoruz- kanunları çıkarıyorsunuz. Bunların hepsi öngörülebilir, bunların hepsi için tedbir alınabilir. Biz devletiz ya, aklımıza geldiğinde ya da başımızı duvara vurduğumuzda hemen bir kanun, bir kanun, böyle olmaz yani sistemli bir şekilde çıkarmamız gerek. Koca bürokrasinin bunları öngörebilmesi lazım, burada bir defa problem var.

Başka bir problemi söyleyeyim. Değerli arkadaşlarım, hatırlayın 2015 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı her tarafı geziyordu, diyordu ki: "Biz Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş -kendi maaşı kadar- ikramiye vereceğiz." "Kaynak nerede, kaynak?" Kaynak varmış, devletimiz öyle az bir devlet değilmiş, zaten siz söylüyorsunuz, "Bu kadar zenginleştik." diyorsunuz. Ve teslim ediyorum, doğru, gerçekten 2002'de dibe vurmuş bir Türkiye'yi yani 2001 krizini yaşamış bir Türkiye'yi devraldınız, o zamanki rakamlar 2012'ye kadar sürekli bir şekilde arttı. Yani şimdi oralara girmiyorum, işte likidite fazlası, Amerikan FED'in uyguladığı politikalar, 2008 krizini aşmak için uyguladıkları politikalar falan her neyse girmiyorum. Sürekli şekilde borç para geldi, o borç parayı Türkiye'de kullandınız, işte altyapı, inşaat falan büyük bir hareketlenme oldu, arttı; gerçekten gelirler arttı, kabul ediyorum. Para da varmış, ikramiye de veriliyormuş, nitekim uydunuz. Demokrasi de böyle bir şeydir yani millet, biz söyledik ama sizin vereceğinize inandı, size oy verdi ve yaptınız, çok önemli bir şey. Muhalefet istedi, muhalefet zorladı, iktidar da yaptı. Ne kadar güzel bir şey, bak demokrasi işliyor, iyi bir şey, dinleyin o nedenle, bu tarafa kulak verin arkadaşlar, bu iyi bir şey.

Yalnız 2013'ten sonra, 2014'den sonra bir şey oluyor, sizin görmek istemediğiniz şey bu. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanınızın algı operasyonları çekerek birtakım jestlerle, mimiklerle, rakamlara takla attırarak falan örtmeye çalıştığı şey bu. Bunu da görün değerli arkadaşlarım, bu, sizin için de bizim için de, bu yardımları alan insanlar için de gerekli; çok ciddi problem var ekonomimizde. Bu sadece sizin hatalarınızdan da kaynaklanmadı, dünyada olup bitenlerden de kaynaklandı. Yok, öyle kaynaklar, dünyada öyle paralar akmıyor, yok. Bakın, Türkiye borç para alamıyor değerli arkadaşlarım. Şimdi Çin'den borç para almaya kalkıyorsunuz, 1 milyar euroluk borç alacaksınız, Çin'in sanayi ve ticaret bankasıyla Citigroup'u yetkilendirdiniz, daha ne geldiği falan belli değil, borç para yok. Kim alıyor bu borcu biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? Hazine almıyor, Varlık Fonu alıyor. Niye Varlık Fonu alıyor? Varlık Fonu nedir sevgili arkadaşlarım? Varlık Fonu o ülkedeki varlıkların değerlendirilmesi için kuruluyor. İşte petrol gelirleri fazlası, işte ticaret fazlasını değerlendiriyor, gelecek kuşaklara aktarmak için borç veriyor, varlık fonları borç veriyor. Sizin Varlık Fonunuz borç alacak, sıkıntı var. 2013'ten sonra, 2014'den sonra çok ciddi sıkıntı var. Bu rakamları hiç görmüyorsunuz. Zaten verdiğiniz rakamların tamamı 2003-2017. Ama 2013'ü, 2018'i, 2019'u hiçbir şekilde karşılaştırmıyorsunuz. Ama burada ciddi bir problem var ve sürekli zenginleşmeden falan... Olan bir şeyi bu kadar "Var, var." diye tekrarlamakla -psikolojide- aslında sıkıntılar olduğunun siz de farkındasınız. Biz bunu söylüyoruz yani burası Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu yani. Biz muhalefet milletvekiliyiz ama bu ülkenin insanlarıyız. Bu ülkeyi, bu millet için ne oluyor ne olmuyor bunu bilmek durumundayız. Burada konuşalım, tartışalım, tedbirler alınsın yoksa başımızı kuma sokarak gideceğimiz herhangi bir yer yok değerli arkadaşlarım.

Şimdi, tabii bunların bir de etik boyutu var. Seçimden önce yapılıyor olması bu etik boyutuyla ilgili; kızmayın. Yani bunu da söyleyelim ne olur, bu kadar eleştirmeyelim mi sizi? Seçimden önce apar topar yapıyorsunuz. Bakın, bir daha tekrar ediyorum, geçen sene nisan ayında çıkarmış olduğumuz bu imar barışı büyük bir felakettir değerli arkadaşlarım. Seçimden önce apar topar insanları kandırdınız ve ölümüne insanlar kandı, ölümüne, bu şekilde yaptınız. Eğer böyle bir şey varsa zaten uzun uzun oturup tartışırsınız gerçekten ne kadar etkisi olacak bunun, ne kadar gelir getirecek, bu işi çözüyor mu, çözmüyor mu; bütün bunların hesabını yaparsınız ve geniş zamanda bunları tartışırsınız, gelir buraya; zaten sayısal çoğunluğunuz var, bu tip kanunlara zaten biz de destek vereceğiz, gelir geçer ama siz bunları yapmıyorsunuz değerli arkadaşlarım. Doğru bir şeyi yanlış bir zamanla, yanlış bir yöntemle yapıyorsunuz. Bakalım millet ne kadar buna evet diyecek, ne kadar görecek; bizim amacımız da millete bunu göstermek, demokrasi de bu değerli arkadaşlarım.

Teşekkür ederim.