| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi (2/1811) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .05.2019 |
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ben öncelikle seçim bölgem olan Iğdır'da bugün sabah saatlerinde Dilucu bölgesinde 5'inci Hudut Alayı bünyesinde görev yapmakta olan sözleşmeli piyade er Hakan Özdemir şehit oldu ve bir kahraman askerimiz de yaralı. Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailesine başsağlığı diliyorum ve ayrıca ülkemize başsağlığı diliyorum. Bir kahraman askerimiz de aynı zamanda yaralandı ve kahraman gazimize de acil şifalar diliyorum.
Şimdi, değerli milletvekillerimiz, Türk milletinin tarihi binlerce yıl öncesine dayanmakta, bin yıldır da Anadolu toprakları yurt edinilmiş. Türk milletinin de katkılarıyla Anadolu toprakları tarihî birikimine çok daha fazlasını eklemiştir. Doğal çekicilik noktasında da yer yüzünde ender görülen ülkemizin doğal özelliği dikkat çekicidir. Bu özelliklerden bir tanesi de Kapadokya bölgesi diye adlandırdığımız bu tarihî ve doğal güzellikleri olan bölgedir. Hem jeolojik bakımdan değerlendirdiğimiz zaman ülkemizin 4'üncü jeolojik döneminde genç volkanik arazilerinden birisi olan bu bölge bu İç Anadolu bölgemizdeki Erciyes, Hasan Dağı, Melendiz, Karadağ ve Karacadağ günümüze en yakın jeolojik dönemde faaliyete geçmiş volkanların çıkarmış oldukları malzemeyle oluşan bu bölge. Şimdi, İç Anadolu Bölgesi'ndeki bu sahadaki çıkan tüf malzemesi üzerine sonradan akan lavlarla birlikte bir jeolojik yapı... Sonraki dış kuvvetler sayesinde, erozyonla, rüzgârla, yağmur sularıyla, sel sularıyla birlikte de aşınmaya uğramış ve o aşınma sonucunda özellikle bu tüf tabakasının, o aşınabilen tüf tabakasının kalın olması, üstteki lav tabakasının ince olması bu doğal mucizenin bir nevi bu bölgede oluşumuna sebep olmuştur. Şimdi, aynı volkanik faaliyetler Doğu Anadolu Bölgesi'nde de vardır ama çıkan lav tabakalarının çok kalın olması ister istemez o tüfün üstünü kapattığı için bu yer şekillerine Doğu Anadolu'da çok fazla rastlanmamaktadır.
Şimdi, dünyada ender görünen bu sahanın tabii ki dünya turizmine açılması ve tabii ki o sahanın insanlığın ilk döneminden beri yerleşim alanı olarak bulunması... Ve özellikle dinler açısından çok büyük bir önem arz ediyor, Romalılar döneminde, Hristiyanlığın ilk yayıldığı, yayılmanın ilk başladığı dönemde insanların inançlarını rahat yaşayabilmeleri için; bir nevi o tüfün yumuşak olması orada mağaraları da beraberinde getirmiş, insanlar o bölgelerde gizli gizli ibadetlerini sürdürmüşler. Tabii ki bu coğrafyayı bütün olarak ele almamız lazım; demin Bakan Yardımcımız da arz etti, bunu değerlendirirken, "coğrafi bölge" kavramı içerisinde değerlendirirken bütün olarak ele alınsaydı daha iyi olurdu. İlerleyen dönemlerde özellikle Ihlara Vadisi'nin, o bölgenin de buraya, aynı kapsama alınmasının daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
Şimdi, bu bölgede bunlar bizim jeomorfolojik mirasımız; turizmimizin en büyük değerlerinden biri Kapadokya bölgesi. Artı, üstüne bir de doğal turizm alanı konmuş, dış kuvvetlerin oluşturduğu o şekiller ortaya çıkmış ve üstüne bir de inanç turizmiyle ilgili bir yapısı var; bu, çok büyük bir turizm potansiyeli ortaya çıkarıyor.
Şimdi, yüz binlerce yıl boyunca oluşan bu doğal, tarihî, kültürel saha, emin olun, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir saha. Bunun tahrip edilmesi, yüz binlerce yıl boyunca oluşan bir sahanın tahrip edilmesi çok kolay olur. Onun için, hem bölgede yaşayan vatandaşlarımızın bu alanda bilincinin yükseltilmesi bence -olaya bir eğitimci olarak bakıyorum- çok çok önemli hem de bizlerin burada çıkaracağı kanunlar da çok çok önemli. Tabii ki olayları değerlendirirken bu millî mirasımızı aynı zamanda millî ekonomimize, millî turizmimize katkı sağlayacak şekilde değerlendirmemiz en doğrusu olur. Kanun teklifini incelediğimizde, hem şahsım olarak hem de partimiz olarak bu kanun teklifiyle birlikte özellikle turizm alanında potansiyelimizin daha fazla artırılabileceğini, o bölgede özellikle özel teşebbüsle ilgili rekabet imkânlarının daha da artırılabileceğini görüyoruz, daha fazla turist çekebileceğimizi görüyoruz. Ama tekrar tekrar bir şeyin de üstünde durmamız gerektiğine inanıyoruz: Özellikle, kurulacak kurumun teşekkülünde bilinç açısından ve akademik olarak da hem tarihçilerden, arkeologlardan, sanat tarihçilerinden ve bu tarihî değerlerin öneminin farkında olan liyakatli kişilerden oluşturulacak bir kurulla bunun gelecek nesillerimize daha iyi taşınacağı kanaatindeyim.
Hepinize teşekkür ediyorum.