| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1907) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .05.2019 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, az önce Antalya Milletvekilimiz ve Bakan Yardımcımızı dinlediğimizde, sürekli 2002 ile 2009 arasında bir kıyaslamada bulunuyorlar. 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin dış borcu 129 milyar dolarken turizm geliri 12 milyar dolardı. 2018'de dış borç 450 milyar dolara çıkarken turizm gelirimiz 29 milyar TL. Aynı zamanda, 2002 yılında 13 milyon turistten 12 milyar dolar gelir elde ederken şu anda 40 milyon turistten 29 milyar dolar gelir elde etmiş bulunmaktayız. 2003 yılında turizm gelirinde 9'uncu sırada iken dünya genelinde -"sayıda" demiyorum, gelirinde- şu 2018 sonunda 15'inci sıradayız. Yani çizilen tablodan, anlatılan tablodan tamamen tezat bir tabloyla karşı karşıyayız. Çektiğimiz turist sayısında 10'uncu sıradayız ama gelir seviyesinde 15'inci sıradayız, sayı ile geliri karıştırmayalım bu konuda.
Evet, az önce milletvekillerimizin de söylediği gibi, herhangi bir coğrafyada, adı ne olursa olsun hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku işliyorsa orada üretimden, sanayiden ve turizmden bahsetmemiz mümkün olmuyor. Bugün siyasi olarak karışık ülkelere baktığımızda turizm gelirlerinin de nasıl düştüğünü görüyoruz. Örneğin, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden olan Mısır coğrafyasında yaşanan olaylar şüphesiz turizmini de etkilemiştir. Bu örnek maalesef ülkemiz için de geçerlidir. Hakkın, hukukun, adaletin olmadığı yerde turist çekmekte de tüm yatırımcılarımız zorlanmaktadır.
Turizmi konuşurken ülkemizin bulunduğu ekonomik koşulları da sık sık sorgulamamız gerekiyor. Sektörün piramit gibi yukarıdan aşağı doğru bir canlanma mekanizması olduğunu söylüyoruz ama elimizdeki verilere göre 2018 yılında 90 bin iş yeri, 30 binden fazla şirket kapanmıştır. Son yıllarda hayatımıza giren konkordato sayısı ise maalesef bilinmiyor. Turizmin ayaklarından olan ulaşım ve gıda devleri ardı ardına konkordato ilan etmektedir. Her türlü yatırımcının ülkeyi terk ettiği noktada görüştüğümüz turizm teşviki en pozitif yaklaşımla iğneyle kuyu kazmayı andırıyor.
Bir de bu lojmanlar noktasında, yatırımcıların, işletme sahiplerinin tereddütleri bulunmaktadır. Lojmanların otele uzaklığı ne kadar olacaktır? Burada "lojman" adı altında otelin ek tesisi gibi çalışacağı, buraların ücret karşılığı kiralanacağı kaygısı sektör temsilcileri tarafından dile getirilmektedir. Bu lojmanların amacına uygunluğunu kim denetleyecektir? Büyük otellerin çok sayıda personeli vardır, bu tesislerin hacmi neye göre belirlenmektedir? Bu konunun detayları neler olacaktır?
Ayrıca Başkan, az önce zamanla ilgili söyledi arkadaşlarımız, ben yoldan geldim Sivas'tan toplantı için, şimdi uçağım var, İstanbul'a iftara gitmem gerekiyor; kusura bakmayın, erken ayrılacağım.
Teşekkür ediyorum.