KOMİSYON KONUŞMASI

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli üyeler, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu arada, Sayın Başkan, yeni görevinizde ben de başarılar diliyorum; umuyorum iyi bir dönem yaşarız hep birlikte.

Efendim, şimdi, tabii, gelen kanun teklifi bir torba şeklinde geldiği için yani birçok şeyi kapsadığı için geneli üzerine konuşmak çok zor. Neyin geneli üzerine konuşacaksınız? Yani bir tek konu olsa geneli üzerine konuşuruz ama birçok konu olduğu için, ancak atlayarak sıçrayarak bir konuşma yapmak zorundayız. Nitekim, konuşmacılar da genel olarak böyle yapmak zorunda kaldı, ben de öyle yapacağım zaten.

Tabii, üzerinde konuşmayayım ben de bu yasa yapma tekniğinin yanlışlıklarıyla ilgili olarak benim de çok dertlerim var ama onları geçelim. Bu yasaya yönelik olarak birkaç şey söylemeye çalışacağım.

Bir kere, bir üniversite meselesi var, onun üzerinde biraz durmak gerektiğini düşünüyorum; gerçi madde geldiğinde de üzerinde konuşacağım ama yani en azından, başlamadan, neyle uğraştığımızı da biraz görmemiz lazım.

Şimdi, arkadaşlar, kurulmak istenilen bu üniversite bir vakıf üniversitesi ve eğer gerçekten Türkiye'de ekonomik sorunlar, siyasi sorunlar, vesaire gibi karşılaştığımız sorunları gerçekten anlamaya çalışmak gibi bir derdimiz var ise eğer bu vakıf üniversiteleri meselesine de biraz daha yakından bakmak lazım. Ben uzun yıllar vakıf üniversitelerinde çalıştım yönetici olarak ve tek kelimeyle özetleyeyim: Bütün vakıf üniversiteleri "vakıf" kılıfı altında esasında kâr amaçlı ticari işletmelerdir; bunun aksi bir örnek yoktur aşağı yukarı, yoktur.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Hocam, birkaç üniversiteyi bunun dışında...

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Belki ama yani...

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Çok özür dileyerek...

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Estağfurullah.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Üniversitenin gelirlerinin aşağı yukarı yüzde 50'nin üzerinde vakıf geliriyle karşılayan birkaç üniversite var.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Yani olabilir ama ben çok rastlamadım. Tabii ki çok sayıda olduğu için ben atlamış olabilirim.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Bilkent gibi, Koç gibi, Sabancı gibi...

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bilkent, evet ilk kurulan üniversite olması bağlamında belki onu ayrı düşünmemiz lazım. Ama bu mesele esasında Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarı süresince çeşitli Millî Eğitim Bakanları tarafından konu edilmiş olan bir konudur ve ben kişisel olarak Nabi Avcı'dan işte Ömer Dinçer'e kadar bu meseleyi anlatmış ve onlar da bu meseleyi anlamış olan insanlardı fakat gereğini yapamadılar; yani bu ticari olma özelliğini değiştiremediler.

Tabii ki üniversiteler kurulsun, üniversite kurulmasına niçin karşı çıkalım? Ama kurulan üniversiteler gerçekten ülkedeki, özellikle vakıf üniversitelerinden söz ediyoruz tabii yani şirket üniversiteleri olsa amenna; öyle bir formül de vardı çünkü benim hatırladığım kadarıyla. Ömer Dinçer öyle bir hazırlık içindeydi geçmişte; bir şirket üniversitesi kurmak yani kategori olarak, bir de vakıf üniversitesi kurmak ama vakıf üniversitesi gerçekten vakıfla ilgili denetime tabi olacak, şirket üniversitesi de şirketler kanununa tabi olacak biçiminde bir anlayış üzerinden kurulacaktı. Fakat arkadaşlar, bunlar böyle olmadı ve yeni bir üniversite gündeme geliyor. Arkadaşımın belirttiği gibi, İsmail Bey'in, bu üniversite nedir, ne değildiri tam olarak anlayamıyoruz, bu maddelerde zaten pek fazla bir şey yok. Dolayısıyla da böyle bir maddenin Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilip buradan karar çıkarılmasına çalışılması doğru gelmiyor bana.

Bir başka şey daha söyleyeyim: Bildiğim kadarıyla, bu Bulut Vakfı Sayın Cumhurbaşkanına da çok yakın bir vakıf. Yani Sayın Cumhurbaşkanının muhtemelen istediği bir şeyden söz ediyoruz, bir üniversite kuruluşundan söz ediyoruz; amenna, olabilir. Ama dediğim gibi, vakıf üniversitelerinin ne işe yaradığı konusunda bir netleşme olsun ki kurulacak olan vakıf üniversitesinde nereye tekabül ettiğini daha iyi anlayalım. O bakımdan, ben yani burada YÖK'ten arkadaşlar da var. Tabii onlar da...

BAŞKAN - Sayın Katırcıoğlu, madde gelince isterseniz YÖK'ü bir dinleyelim.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Evet, şimdi açmayacağım zaten.

BAŞKAN - YÖK'ü bir dinleyelim; YÖK Başkan Vekilimiz burada, maddede onu dinleyelim.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Yok ben de zaten madde geldiğinde üzerinde konuşuruz diye düşünüyorum ama şimdilik bu geneli üzerine konuşma sırasında bunun altını çizmek ihtiyacı hissettim.

Bir başka konu da bu hurda meselesi. Şimdi, özellikle otomotivde hurda, otomotiv talebiyle çok yakından ilgili. Eğer siz "Ömrü tükenmiş araçlar" diye bir tanım yaparsanız, belli bir zaman kriteri koyarsanız bu hurdaya çekilen araçlar yerine yeni bir talep yaratmış olursunuz ve bu da iyi bir şeydir sonuç olarak, iyi bir teknik olarak kabul edilebilir ama bir şartla: Sizin bu hurdaya çıkacak olan araçları gerçekten çevreye zarar vermeden işleyecek bir hurda sektörüne ihtiyacınız var. Benim hasbelkader gördüğüm kadarıyla, Türkiye'de hurda sanayi tam anlamıyla berbat durumda ve hurda sanayi hurdaya ayrılmış araçları gerçekten işleyemiyor ve etrafa atık, yani çevreyi kirleterek ancak fonksiyon görüyor. Şimdi, dolayısıyla da 10 bin liradan 15 liraya çıkarmak; eyvallah, olabilir. Otomotiv sektöründe çünkü büyük bir talep düşüklüğü var, bunu da anlıyorum, artırılması gerekir, bunu da anlıyorum ama bunu hurdayla yaptığınız zaman, o zaman hurda sektörünün, hurda piyasasının nasıl bir piyasa olduğunu da konuşmamız lazım. Eğer hurda piyasası benim iddia ettiğim gibi, bu ömrünü tüketmiş araçların işlenmesini sağlamaya yeterli bir kapasiteye sahip değilse o zaman bu açıkçası çevreye büyük bir zararın ortaya çıkacağı bir tedbir hâline geliyor. O bakımdan bunu da dikkate almak gerektiğini düşünüyorum.

Onun dışında, yani maddeler olarak baktığımızda zaten ne var başka? İşte, bu cezalarla ilgili, ceza affı gibi bir şeyler var; bir de personelle ilgili, TRT personeli vesaire konulu maddeler var ama bunları toparladığımız zaman yani bu teklifin, geçmiş tekliflerden daha farklı olarak ekonominin ihtiyacı olan tedbirleri içeren bir teklif olmadığı kanaatindeyim. Yani çok zayıf bir teklif bu bence çünkü biliyoruz ki şu anda Hükûmetin ciddi bir kaynağa ihtiyacı var ve bu kaynağı temin etmek üzere elinden geleni yapıyor ve fakat bu maddelerle önümüze gelen konular esasında kaynak sağlamak bakımından yeterli olacak olan bir çerçeve sunmuyor.

Teşekkür ederim.