DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu koruma muhafaza memurları aslında doğa hayatı için muhafızlar.

DOĞA KORUMA VE MİLLÎ PARKLAR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ERDEM İSMETOĞLU - Kolluk kuvvetidir, özel kolluk kuvveti gibi, aslında biraz sınırlı bir kolluk kuvveti.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tabii, biz burada konuşurken yani konusunda uzman birçok vekilimiz de var, onlar da tabii, ifade ediyorlar ama biz tavsiye kararı alırken de her hâlükârda konuştuğumuz şeyleri bilimsel bir kaynağa dayandırmak, o devlet kurumlarındaki veriler üzerinden hareket ederek o tavsiye kararını almamız gerekli. İşte biraz önce bahsettik, iki cins kuşla ilgili olarak da. Dolayısıyla o bilimsel veri kaynağına dayandığımızda biraz önce sizin bahsettiğiniz pek çok hayvan daha o bizim tavsiye kararının içine girebilir. Bugün ivedilikle almamız gereken bir tavsiye kararı olabilir, onu alırız ama Araştırma Komisyonumuzun görevi devam ettiğine göre o periyodun içinde de bilimsel dayanağı olan diğer nesli tükenmek üzere olan hayvanlarla ilgili de mutlaka kararlar alabiliriz.

Burada özellikle biz, sıkıntıları, aksayan noktaları da tespit etmeye çalışıyoruz devlet kurumlarının içinde de. Ben de bir KİT Komisyonu üyesi olarak zaten o kurumların içinde biz denetim yaptığımız için dolayısıyla hazır siz de buradayken bu doğrultuda şunu sormak istiyorum: Siz bir kanaat olarak 2 bin-2.500 kadar memura ihtiyaç olduğunu söylediniz ama ben bu kanaati aşarak devlet kurumlarının kayıtlarında norm kadro kaç? Bu norm kadro rakamının yanında 250 rakamı neresinde kalıyor?

DOĞA KORUMA VE MİLLÎ PARKLAR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ERDEM İSMETOĞLU - Biz bunları değerli Komisyonumuza sunabiliriz, şu an tabii, bunu alıp size sunmamız lazım, aklımızda yok.

BAŞKAN - Onu alırız.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Onu talep edin çünkü şimdi, eğer zaten binse bu kadro, 250'si şu an vazifedeyse oradan hareketle önce kadronun tamamlanması doğrultusunda bir gayret sarf ederiz. Eğer zaten 300'se de 250 ise belli ki bu norm kadro zaten yeterli olmayacak. Dolayısıyla diğer boyuttan belki işte fahri müfettişlik noktasının katkıları nasıl genişletilebilir, o doğrultuda bir arayış içine girebiliriz.

Bunun haricinde, sorunların genel çözümüyle ilgili olarak söylüyorum, eğer biz mevcut belediyelerimizin borçluluğu olmasa, zaten gayet güzel hizmetler yapıyor olsalar, büyükşehir yasalarında sıkıntılar olmasa, dertleri olmasa zaten belediyelerimiz gerekli bakımevlerini kurmak suretiyle bahsettiğimiz birçok sorunu ortadan kaldırırdı. Belli ki belediyelerimizin maddi problemleri var, sıkıntıları var. Tamam, bunları biliyoruz biz de. Bunları bilerek çözüm üretmemiz gerekli. Şimdi, bunları bildiğimiz hâlde özellikle bu hayvan hakları konusunda tam anlamıyla işlemeyen bir belediyecilik anlayışına yine bütün sorumluluğu yıkarsak burada yine denetimsizlik, yine hayvanların kısırlaştırılmadan önce belki toplu yok edilmesi, öldürülmesi gibi böyle hiç istemediğimiz durumlar oluşabilir. O nedenle, belediyeler noktasında mutlaka kurumların daha fazla bütçeyle, ne kadar fazla bütçe veriyorsa o kadar daha fazla denetleyerek bu işi sahiplenmesi ve ortaklaştırması gerekiyor. Sonuçta, sorun sadece belediyelere ait değil, sorun, bir milletvekili olarak benim de sorunum, bir doğaseverin de bir sorunu, bir teyzemizin de amcamızın da STK'lerin de devlet kurumlarımızın yöneticilerinin de sorunudur. O yüzden, belediyeler tam denetlenmelidir, ben de çok şikâyetçiyim bu konuyla ilgili. Ama burada devlet gücünü hissettirmesi gereken bir konudur bu, hissettirecek, sorunu ortadan kaldıracak büyük ölçüde, sonrasında da bahsettiğimiz belediyelerle ilgili tam denetimler devam ettirilip uymayan belediyeler kendilerini daha fazla belli edeceği için hemen anında müdahale edilmelidir diye düşünüyorum. Bunu da vurgulamak istiyorum.