| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .01.2015 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokrat arkadaşlarımız, basının değerli temsilcileri; tabii ki bu kanundaki en önemli maddelerden bir tanesi de bu 13'üncü madde. Şimdi, 13'üncü maddede tabii ki herkesin en çok merakla beklediği konu güvenlik bilimleri fakültesinin kapatılması ve buradaki öğrencilerin durumuyla ilgili herhangi bir değişiklik bu Komisyondan çıkacak mı, çıkmayacak mı. Herkesin en temel beklentisi bu. Ancak, şu ek madde 1'deki "Bu kanunda yer alan 'fakülte' ibarelerinden 'polis amirleri eğitimi merkezi', 'dekan' ibarelerinden 'polis amirleri eğitimi merkezi müdürü', 'dekanlık' ibarelerinden 'polis amirleri eğitim merkezi müdürlüğü', 'lisans' ibarelerinden 'ilk kademe amirlik eğitimi' anlaşılır." Yani, bunu değiştirmek yerine niye böyle "anlaşılır" gibi bir şeyle bu düzenlemeye ihtiyaç duyuldu? Ben bunu gerçekten çok merak ettim. Yani, kanun yapma tekniği bakımından bu kanundaki şu maddelerde geçen şu ibareler şu şekilde değiştirilmiş demek bu kadar zor bir şey mi? Yani, niye böyle bir, şundan şu anlaşılır, bundan bu anlaşılır diye bir şey yazdık buraya? Bunu ben merak ediyorum. Arkadaşlarımız bunu biraz sonra açıklarlarsa çok mutlu olacağım.
Şimdi, tabii ki burada polis okulundaki yani akademideki bütün öğretim üyeleri önce YÖK'e, sonra içinden arzu edilenler geriye alınacak. Ayrıca, tabii ki akademi bünyesinde görevli olan meslek memurları, polisler ve amir sınıfındaki öğretim elemanları da Emniyet Genel Müdürlüğünün diğer birimlerine atanacak.
Tabii, 7'nci maddede de -esas dananın kuyruğu orada kopuyor- "Fakülte öğrencileri Yüksek Öğretim Kurulu tarafından belirlenecek üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler fakültelerine tercihlerine göre yerleştirilirler. Yerleştirme yapılacak fakültelerin kontenjanları ve yerleştirmeye ilişkin usul ve esaslar Yüksek Öğretim Kurulu tarafından belirlenir." Bu, gerçekten, bu fakültede okuyan çocuklarımızı, velilerimizi en çok tedirgin eden maddedir. Bu maddede yani illa ki hiçbir geri adım, müktesebatların korunması konusunda atılmayacaksa ki doğru olan bu müktesebatların korunmasıdır ama en azından bu çocukların bundan sonra mağduriyetlerini önleyecek birtakım tedbirler almak lazım. Çünkü, şu anda, bildiğiniz gibi, hepimize mesaj yağıyor. 400 bin tane iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunu işsiz vatandaşımız, gencimiz var şu anda. Bunlar "iş" diye bağırırken, "iş" diye yalvarırken, şu anda bir iş garantisinden dolayı güvenlik bilimleri fakültesine gelmiş olan bu gençlerimizin elindeki bu iş güvencesinin alınması son derece yanlıştır. Bu çocukları eğer başka okullara gönderecekseniz bile... Dün burada başka bir düzenleme yapıldı, 10'uncu maddedeydi galiba. Şu disiplin dolayısıyla 11'inci maddedeki geçici 28'inci maddeyle bu, bazı, meslekten ihracı gerektiren suçlardan dolayı zaman aşımı kaldırılarak meslekten ilişiğinin kesilmesi düşünülen kişiler Devlet Personel Başkanlığının havuzuna atıldı." diyor. Onun gibi, hiç olmazsa, bu çocuklara bir iş güvencesi sağlayacak bir çözüm üretmek lazım. Bu çocukların çok önemli bir kısmının bu mesleği seçmelerindeki en temel sebep okulu bitirdikten sonra burada bir iş garantisi olması.
Şimdi, dün gece geç saatlere kadar sosyal medyada bizim buradaki çalışmalarımız takip edildi. İnsanlar gerçekten çok tedirginler, beddualar ediyorlar, burada görev yapan bu Komisyondaki herkese beddualar ediyorlar.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Herkese değil, orada oturanlara, bize değil.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - En basit şekliyle "Allah sizi de çocuklarınızın bu durumlarıyla imtihan etsin." diyorlar. Yani, oradaki vatandaş, dışarıdaki vatandaş muhalefetin bu işi değiştirip değiştiremeyeceğini de düşünmüyor, hepimize birden beddua ediyor. Sizin yüzünüzden biz de o töhmetin altına giriyoruz. Arkadaşlar, gülmeyin, bu gerçekten çok ciddi bir şey yani aynı şey sizin çocuğunuzun başına gelse bu kadar gülebilecek misiniz yani?
ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Hayır, ben ona değil, Hasan Hüseyin Bey'in söylediğine güldüm.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Yani, bu konu ciddi bir konu, bizim bu insanların hayalleriyle oynama hakkımız yok. Yarın, bu çocuklardan bir tanesi gitse intihar etse ne yapacaksınız? O bakımdan, burada en azından bu madde görüşülmeden, bitmeden, bu aynen, dün o meslekten ihraç edilenleri nasıl Devlet Personelin havuzuna attıysanız bunlara da bir çözüm bulun yani bu kanun bu şekilde çıkarsa gerçekten çok vahim bir tablo ortaya çıkar.
Yine, öbür taraftan da Emniyet Genel Müdürlüğü adına üniversitelerde okuyan -bir sonraki maddede- çocuklar zaten bunlar bir imtihana tabi tutuldular ve Emniyet Genel Müdürlüğü adına okumaya hak kazandılar. E, bunlar da bu sınavlara niçin girdiler? E, bir iş garantisi için girdiler. Şimdi diyorsunuz ki: "Okulu başarıyla bitiren..." E, zaten, başarıyla bitirmezse bunların atanma şansı yok, başaracaklar her hâlükârda. Başarılı olmadığı zaman onunla ilgili emniyetin mevcut, bu konudaki prensipleri, kuralları belli. Belli süre içinde başarıyla bu okulu bitiremeyenin emniyetle ilişiği kesilir ve tazminatı öder. Yani, burada zaten bir tartışılacak konu yok ama okulu bitirdikten sonra yeniden bir daha imtihan... "Ya, geçen sene size yaptığımız imtihan yanlış olmuş çocuklar, bu sene sizi bir daha imtihan edelim." Geçen seneki imtihanı kim yaptı? Emniyet Genel Müdürlüğü. Bu seneki imtihanı kim yapacak? Gene Emniyet Genel Müdürlüğü. Arkadaşlar, bu insanlarla alay etmeyi bırakın, böyle bir şey olmaz ya! Yani, bu mantıktan kendinizi kurtarın, bu adaletsizlikten, bu yanlış zihniyetten kendinizi kurtarın.
Şimdi, bakın, dört yıllık eğitimle Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi yıllardır amir yetiştiriyor. Şimdi diyorsunuz ki: "Biz üniversite mezunlarını bir yılda amir yapacağız." Arkadaşlar, şimdi, şuna varız ama bu çok anlamsız bir şey. Emniyet Genel Müdürlüğünün içinde zaten -eskisi gibi değil- çok sayıda üniversite mezunu var. Hakikaten, belli polislik tecrübelerini almış insanları yapacağınız sınavlarla, eğitimlerle amir yapmak tamam ama şimdi bir sürü üniversite mezunu polis var, bunlara vermediğiniz hakkı şimdi yeniden girecek bir gruba vereceksiniz, e, onlar aynı üniversitedeki kendisinden üç sene önce mezun olmuş adamın başına amir olarak gelecek. Yani, burada da çok hakkaniyetsiz bir durum var ve amir konusundaki en büyük sıkıntılardan birisi nedir? Mesela, bunu, geçen çıkan yargı paketinde de, Adalet Bakanlığında da çok konuştuk: Efendim, avukatlardan hâkim yapmak. Hani, bunu prensip hâline getireceksek savunulabilir, niçin savunulabilir? 24-25 yaşındaki bir delikanlının hâkim kürsüsüne oturmasının zorlukları var. Efendim, beş sene, on sene avukatlık yapmış bir insanın hâkim yapılması nedir? 30-35 yaşında kürsüye oturmasını sağlar, bu da anlamlı bir şeydir. Ha, burada da beş sene polislik yapan adamı amirlik sınavına tabi tutarsanız nedir? Bu da işte, 25 yaşında mesleğe girdiyse beş sene sonra 30 yaşına gelmiştir, diğerlerinden en azından yeni girecek üniversite mezunlarına hem amirlik hem de ağabeylik yapabilecek durumu olur. Ama, şimdi, siz bunları getiriyorsunuz, aynı şartlardaki diğer adamlar varken elinizde bir başkasını sıfırdan amir olarak buraya başlatıyorsunuz. Bu da bence gözden geçirilmesi gereken bir maddedir.
Tabii ki bundan sonra -bizim de ısrarla üzerinde durmaya çalıştığımız- hafızamızı, Güvenlik Bilimleri Fakültesinin, Akademinin bugüne kadarki birikimlerini ortadan kaldıran ve bundan sonra da yeniden bu birikime ulaşılması konusunda ciddi bir zaman kaybı oluşturacak düzenleme getirilmektedir. Bu bakımdan, bu 13'üncü maddenin topyekûn tasarı metninden çıkartılması en hayırlısıdır ama biraz önce de söylediğim gibi çıkartmayı düşünmüyorsanız bile burada insanların müktesep haklarını minimum seviyede de olsa koruyacak bir düzenlemede burada anlaşmak lazım, bu çocukların haklarını savunmak lazım en azından. Çünkü, bu çocukları buradan kovdunuz, iş garantilerini bir şekilde vermediniz, yarın siz bunlara iktisadi, idari bilimler fakültesini bitirdikten sonra gücünüz yeterse bu memlekette yaşama hakkı da vermezseniz. O bakımdan, hiç olmazsa bunları hukuk fakültelerine gönderin illa ki bir yere memur yapmayacaksınız, hiç olmazsa hukuk fakültelerinden mezun olunca iyi kötü herkes serbest avukatlık bir şeyler yapar yani bu kadar da insafsız, bu kadar da gaddar olmayın.
Çok teşekkür ediyorum.