| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1908) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .05.2019 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Ben, öncelikle, az önce Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu adına söz alarak konuşan sayın avukat arkadaşımızın sözlerinden sonra söz alma ihtiyacı duydum.
2009 yılından 2012 yılına sendikalaşmada, sendikalara yeni üye artışında zaten çok büyük bir artış olmadığı...
TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU TEMSİLCİSİ - Ben 2009-2012 demedim aslında, benim vereceğim 2013-2019...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sizin dediğiniz olsun yani benim söylemek istediğim başka bir şey.
Yani "Zaten olmuyor buna ne gerek var." gibi bir yaklaşım kesinlikle kabul edilemez.
Bakın, Sayın Genel Müdürün de bahsettiği sendikalaşma oranından bazı veriler vermek istiyorum size, DİSK'in yaptığı bir araştırma sonucu.
Türkiye'de işçilerin yüzde 90'ı sendikasız. İşçilerin yüzde 93'ü toplu iş sözleşmesi kapsamında değil. Sendika üyesi işçiler de toplu iş sözleşmesiz bir kısmı. Türkiye, toplu iş sözleşmesi kapsamı ve sendikalaşma açısından OECD'nin sonuncusu.
Şimdi, sendika üyeliğindeki artışın nedeni de -varsa bir miktar artış- son zamanlarda taşeron işçilerin ve kamu işçilerinin örgütlenmesidir. Yani taşeron ve özellikle kamudaki, özellikle de yerel yönetimlerdeki sendikalaşmaya dayalı bir artıştır. Yoksa, Türkiye'de örgütlenme özgürlüğü, iş güvencesi gibi ve bu konuda bir işçinin rahatlıkla herhangi bir sendikaya üye olabildiği gibi bir durumdan bahsetmek mümkün değildir. Önce bu tespiti yapalım da onun üzerine neden sendikalı işçi sayısında bir artış olmuş olmamış mı bunun üzerine analizlerimiz daha doğru olur.
Burada, esas olan, sendikalaşma oranını artırıcı önlemler almak. "Nasıl olsa artmıyor." diyerek "Ya, buna ne gerek var." deyip, bunu kabullenmişlik üzerine kanun değişiklikleriyle hiçbir yere varamayız.
Aynı zamanda kadınlar erkeklere göre daha az sendikalı ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde de patlama var.
Bakın, grevler dibe vurdu. 1984-1995 arasında greve katılan işçi sayısı yıllık ortalama 60 bin civarında iken ve nüfus bugünün yarısı veya belki daha da düşük iken, 1995-2000 yılları arasında 9 bin civarına, 2000'li yıllarda ise 5 bin civarına gerilemiştir. 2003 yılından itibaren ise grevi ertelenen yani yasaklanan işçi sayısı 193 bin olmuştur. 193 bin işçinin 2003 yılından günümüze grevi ertelenmiştir.
BAŞKAN - Evet, Sayın Sındır...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Şimdi, böyle bir ortamda toplu iş sözleşmesiz, grevsiz, sendikasızlaşma sürecini daha da körükler, "Olmuyor nasıl olsa, böyle olsun." der gibi bir kanun değişikliği kabul edilebilir bir değişiklik değildir diyorum.
Teşekkür ederim.