| Komisyon Adı | : | (10 / 38, 466, 494, 536, 978, 983, 984) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkan Yardımcısı Doçent Doktor Azize Nilgün Canel'in, bilişim teknolojileri bağımlılığında mevcut durum ve bu konuyla ilgili olarak Yeşilayın yaptığı faaliyetler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .05.2019 |
Şimdi, daha önce söylemiş olabilirim, tekrar olabilir ama ben 1979'da üniversiteye intisap ettiğim zaman hocalarımız demişlerdi ki derse girdiğiniz zaman katiyen kırk beş dakika dır dır dır ders anlatmayın çünkü insanlar kırk beş dakika sizi dinlemezler, on beş dakikadan sonra ya bir fıkra anlatacaksınız ya bir şey yapacaksınız, pencereyi açacaksınız, teneffüs vereceksiniz ki tekrar ilgiler toplansın. Şimdi bizim Komisyon da bu kritik dinleme süresini çok aştı. Dolayısıyla bir fıkrayı hak etti. Ahmet Rasim Bey'in konuşması da o fıkrayı ilham etti. Şimdi, bir köyde yatsı namazı kılınacak, camide toplanmışlar, ağanın oğlu tutturmuş, bugün namazı ben kıldıracağım diye. İmam "Yapma oğlum, etme oğlum." filan diyor ama çocuk ağanın da oğlu, "Ben kıldıracağım.", "İyi, peki, geç." diyorlar. Allahuekber, Ettehiyatü'den başlıyor. Ettehiyatü'den başlayınca... Ettehiyatü oturunca okunan dua, biliyorsunuz, ayakta başka, Fatiha'yla başlaması gerekiyor ama oturduğu zaman okunması gereken duayla başlıyor, imam eğiliyor ağanın çocuğunun kulağına, "Oturunca ne halt edeceksin?" diyor, "Oturunca ne okuyacaksın?" Şimdi, Ahmet Rasim Bey niye bu fıkrayı ilham etti? Biz Ahmet Rasim Bey'i haftaya dinleyeceğiz.
Haftaya bize ne anlatacaksınız?
AİLE VE ÇALIŞMA SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI UZMAN AHMET RASİM - Parça gösterimi oldu.
BAŞKAN - Parça gösterimi mi oldu? Peki.
Ama en azından fragman iyiydi. Bu bizim haftaya sizden daha somut bazı öneriler de alacağımızın işaretlerini verdi, onun için teşekkür ediyorum.
Şimdi, Nilgün Hanım'ın da sunumu bitti, arkadaşlarımızın da sunumu bitti. Bu kadar yaygın bir şeyi olduğuna göre, bu Mavi Balina hikâyesiyle bizim veya sizin bir kurumumuzun mutlaka özel olarak bir yabancı görev gücü oluşturarak bunu çalışması, bunun çözümlenmesi gerektiği anlaşılıyor.
İkincisi; hem Nilgün Hanım söyledi hem Sağlık Bakanlığından Esra Hanım söyledi hem şimdi Ahmet Rasim Bey ona itaat etti. Pek çok değişik kurumlarda güzel işler yapılıyor ama bir çoğumuz orada yapılanlardan haberdar değiliz ve bu da bir sürü muhtemelen duplikasyona yol açıyor, yani aynı şeyler tekrar tekrar Millî Eğitim Bakanlığı yapıyor, ayrıca Kültür yapıyor, ayrıca Kızılay yapıyor, Yeşilay yapıyor filan. Bir sürü kaynak israfına da yol açıyor. Bu bizi Einstein'a rakip hâle getiriyor. Einstein'la ne alakası var? Einstein'ın birleşik alan teorisi var, biliyorsunuz. Bizim de şimdi bu alanları birleştirmemiz gerekiyor. Yani bütün alanların birleştiği bir zemin oluşturmak gibi bir ulvi hedefle karşı karşıyayız Komisyon olarak. Bu da herhâlde bizim için onur verici bir iş olur. İnşallah biz hiçbir şey yapamasak bu Komisyonda, onu görüyorum şimdi... Hiçbir şey yapamamaktan kastım şu: Zaten bir çok şey yapıldığı için onları yapmamıza gerek kalmayabilir ama biz bütün yapılanları birbirlerini besleyecek bir ortak sinerji oluşturacak şekilde bir araya getirmenin bir zeminini oluşturabiliriz diye ümit ediyorum. Şimdi bunu not ettik. Daha 3'üncü toplantımızda aşağı yukarı yolumuzun kilometretaşları belli olmaya başladı. Güzel bir gelişme.